Sow ve Fabiano

İşin ilginç yanı aslında şu. Son 7-8 maçına baktığımızda, ne kadar kötü ve dağınık da oynamış olsa da istediğini almış bir Fenerbahçe var ortada. Kupa yarı finali de dahil Sarı-Lacivertliler yola devam ediyor. Son maç mesela. Düşme potasında yanıp kavrulmak istemeyen Rizespor canla başla oynadı. Uzatmalar dahil son 15 dakikaya kadar hem direndi hem de pozisyonlar buldu, ama Fabiano'ya takıldı. Maçın son bölümleri ise Fenerbahçe için futbolun akla geldiği süreler oldu. Hücum gücü yüksek kadro gol için hemen her şeyi yaptı ve istediği skoru da yakaladı. Ama... İşin ama'sı var tabii ki.. Hazır Galatasaray'ın 4 puan önündeyken ve akşam da Başakşehir-Beşiktaş maçı varken 2.lik hesabı yapan takım böyle oynamaz. Ne oynadığı belli olmayan sürekli top kaybı ve pas hatası yapan bir görünüm sergiledi Fenerbahçe. Yine hücum adına her şeyini Lens'e bağlandı ama Sow'dan sonra sahanın iyisi Durham İsmail, Lens'e adım attırmadı. Durum böyle olup, Alper ve Aatıf da etkisiz kalınca oyun kitlendi. Düşünün, sakatlanıp çıkana kadar takımın en iyisi de Fabiano'ydu. Sow ise sahadaki takımda galibiyeti isteyen tek isimdi. Hollandalı dayanışması yüzünden uzun süre şans bulamadı ama oynadığı ilk maçı galibiyete taşıdı. Rizespor'un attığı gol Şener'in hediyesiydi. Ama konuk takım oyuncuları daha net pozisyonları ya dışarı attılar ya da Fabiano'ya takıldılar. Aynı şekilde Rize kalecisi Gökhan'da Fenerbahçe'ye direndi ama Sow'a teslim oldu. Bence bu sonuç ve Kayseri'nin galibiyeti Rizespor'un düştüğünün resmini gösteriyor. Advocaat enterasan kadrolar çıkarıyor sahaya. Seneye olmayacağı kesin Emenike'den medet umması çok komik. Veya geçen hafta kendisine sallayan Salih'i oyuna almak istemesi de öyle. Giderayak kafasına göre takılıyor ama belki de bu umursamaz tavrı takıma pozitif yansıyor. Öyle olacak ki haftalardır galibiyet alıyorlar.