Fenerbahçe için zordan öte bir maçtı.. Tarihin en kötü sezonunda Beşiktaş gibi formda bir takımla deplasmanda oynamak tüm ekibi germişti..
Zenit maçının yorgunluğu, moral bozukluğu ve Ersun Yanal üzerinde biriken baskılar oyunculara da yansımıştı..
Bu ortamda maçın iki taraf açısından nasıl başlayacağı çok önemliydi..
Beşiktaş iyi başladığı oyunda, biraz da hakemin verdiği ters faul kararının sonrasında Gökhan'la bir gol buldu..
sarı-lacivertli takım ne olduğunu anlamadan penaltı geldi..
İlk yarının son dakikasında Burak'ın müthiş deparı ve akıllı vuruşu bir çok kişi için "Bu maç burada bitmez, tarihi fark olur" düşüncesini akla getirdi..
Açıkçası Moses'tan çok daha öte bir oyuncu olduğuna her zaman inandığım Valbuena'nın yedek kalmasını beklemiyordum.. İyi bir oyuncu olduğunu ve takıma büyük katkı vereceğini düşündüğüm Zajc'ın da ilk onbir başlaması benim için sürprizdi..
Tüm bunlara karşın ikinci yarı sağ kanadı çok iyi kullanan ve Dirar-Valbuena-Soldado üçgenleriyle sürekli gol arayan Fenerbahçe inanılmas güç bir geri dönüşe imza attı..
Sarı-lacivertli takım o kadar çabuk beraberliği yakaladı ki sadece stattaki taraftarlar değil, teknik heyetler ve saha içindeki futbolcular da 65. dakikadaki 3-3'lük skora şaşırdı..
Daha sonra iki takım da kazanmaya oynadı.. Fenerbahçe daha üstün daha organizeydi..
Şenol Güneş'in belki de maçtaki tek hatası olan Quaresma'yı yedek bırakma düşüncesi Beşiktaş'ın atak gücünü kısıtladı.. Portekizli oyuncunun derbilerdeki etkisi Beşiktaş'ın ikinci yarıdaki en önemli atağı olan Burak'ın direğe takılan vuruşunda bir kez daha ortaya çıktı..
Bu arada şunu da eklemek de yarar var: Yine bu statta 1-1 biten derbide Fenerbahçe 9 kişi kalmışken son dakikada gol bulmuş, Volkan'ın kırmızı kart gördüğü bir başka derbide de sahadan 2-2'lik skorla ayrılıp kupada final için önemli avantaj sağlamıştı..
Tek kaybettiği maçta ise öne geçmesine karşın Quaresma'nın harika oyunu ve 2 golüne boyun eğmişti..
Maç 3-3 biterken Premier Lig kalitesinde bir maç izlemenin keyfi vardı hepimizde..
Beşiktaş şampiyonluk yarışından uzaklaştığı, Fenerbahçe kazanabileceği bir maçı berabere bitirdiği için üzülebilir.. Ama maçın hakkı beraberlikti..
Ersun Yanal Fenerbahçe'ye geldiğinden beri ilk kez bir maça tam anlamıyla damga vurdu ve iki önemli oyuncu değişikliğiyle 3-0'dan maç çevirdi.. Üstelik Vodafone Park'ta, Beşiktaş karşısında..
Sarı-lacivertli takım bundan sonra başı daha dik yürümeli.. eğer bir takım ezeli rakibi karşısında deplasmanda maçı 3-0'dan döndürüyorsa, ligdeki hedefini de 5. lik olarak belirlemeli..
Olur ya da olmaz.. Ama Fenerbahçe büyük düşünmeli ve artık küçük oynamamalı..
YORUMLAR