Milli maç arası denk geldiği için perşembe İsveç’te oynayıp, pazar Konya’da sahaya çıkan Beşiktaş yorgun ve tam anlamıyla konsantre değildi. Oğuzhan ve Tolgay’ın formsuzluğu nedeniyle orta sahada Medel-Atiba ikilisini deneyen Şenol Güneş, Vida’nın erken kırmızısı ve penaltıyla kafasındaki şablonun işe yarayıp yaramayacağını göremedi.
XXX
Zaten o andan itibaren sahada hakem Ümit Öztürk’ün kişisel şovu olduğu için 70. dakikaya kadar oynanan futbolun pek bir önemi kalmadı.
İlk penaltı öncesi benim gördüğüm pozisyon ofsayt. Hadi diyelim ölçtüler, biçtiler(!), ofsayt olmadığına karar verdiler.
Peki ya ikinci penaltı? Tam anlamıyla skandal.
Bir gün önce Muslera’nın yaptıklarını ısrarla göremeyen hakem grubu, ertesi gün şapkadan tavşan çıkardı. Fatih Hoca şapkadan çıkaracak hayvan kalmadı derken, hakem Ümit Öztürk bu konuda hiç zorlanmadı.
XXX
Sadece penaltı kararları ile değil, Ljajic’e yapılan harekete sadece sarı kart çıkması ve daha bir çok tuhaf kararla Ümit Öztürk geceye damgasını vurdu. Hakemin bu kadar etki ettiği maçta bu kararlara maruz kalan oyuncu grubunun psikolojisini de düşünün. Beşiktaş, oldukça tecrübeli bir takım olması ve skor iki farka çıkmadığı için belli bir dakikadan sonra uyanmasını bildi.
XXX
Bu uyanma, akıcı hücum, pas trafiği yada yüreğini koyma şeklinde olmadı. İlk yarıda atılmak için kaşınan Quaresma’yı Şenol Hoca'nın kenara alması ve Lens’i sahaya sürmesi, çok yorulan Ljajic’in yerine Oğuzhan’ın girmesi ile oldu.
Özellikle Lens, yakaladığı iki pozisyonla Konya savunmasını perişan etti. İlk golün öncesinde kornerle sonuçlanan pozisyonda müthiş işler yapan Hollandalı, kendi yarattığı 2. golde de Babel ile müthiş bir ikili oyun sergiledi.
Gelen beraberlik golü ise 65 dakika 10 kişi oynayan takımın son anlardaki yorgunluğu ve şanssızlığıydı. Sonuçta Beşiktaş, "gitti" denilen maçı çevirdi ama uzatmalarda yıkıldı. Bunda en büyük pay adeta bir komedya sergileyen başta Ümit Öztürk ve hakem grubunundu.
XXX
Hakemden bağımsız olarak Beşiktaş’ın ciddi bir sıkıntısı da hala devam ediyor. Son 2 yıldır, kanatlardan yüksek ortalarla gelen takım, şu an daha çok yerden kısa paslarla oynamaya çalışıyor. Bu tarza geçerken de takıma hala tam olarak ısınamamış Ljajic, sakatlıktan tam olarak dönemeyen Atiba, Quaresma mı, Lens mi sorularıyla bu geçişi yapmaya çalışıyor.
İlk 11 için birçok yorum yapılabilir, bir şey söyleyemem ama tek takıldığım konu Vida’nın varlığı. Bazı maçlarda mecburen oynamasına itirazım yok ama kimse kusura bakmasın Atiba varken Medel’in yeri stoperde Pepe’nin yanıdır. Hem topu oyuna sokma hem de yerinde müdahaleleriyle takımın öne çıkmasında başrolü oynayacaktır. Savruk ve ayağı kötü Vida yerine Medel bu takımın stoperidir.
XXX
Son olarak tüm bu soru işaretleriyle Şenol Hoca'nın işi zor. Tüm bu sorunları çözmesi gereken de o. Caner Erkin başta olmak üzere formsuz ya da yüzde yüzüne ulaşamamış çok isim var. Özellikle devre arasına kadar bu oyuncu grubuyla gerekli kimyayı az çok yakalamalı ve minimum kayıpla geçmeli, yoksa atı alan Üsküdar’ı geçecek.
YORUMLAR