İKİSİ DE HENÜZ HAZIR DEĞİL Süper Kupa sonrası Galatasaray’da yüksek bir moral, Beşiktaş’ta ise sorunların tartışıldığı negatif bir tablo hakim. Kupayı alırken Galatasaray’ın oynadığı futbol çok tatmin edici değildi elbette. Geçen yıl sonu Fenerbahçe’nin elinden alınan Türkiye Kupası’nın ardından iyi oynamadan Süper Kupa’nın da alınması gelecek için pozitif düşünmek için yeterli değil tabii. Ancak alınan kupaların yanında yönetimdeki dengelerinde oturmuş görüntüsü ve kararlılık, yapılan transfer operasyonlarının mantığı bu sezonda Galatasaray Futbol Takımı’nın daha seyredilebilir bir hale geleceğinin önemli bir göstergesi. Son dönemde özellikle yönetimsel dengede Sportif A.Ş ye giren ve Futbol Şubesi’nde ağırlığını hissettiren Levent Nazifoğlu’nun katkısı çok önemli olduğunu düşünüyorum. Mali yapının negatif olmasından dolayı başlangıç olarak Riekerink’le devam kararı doğru bir adım oldu. Teknik adam çok şöhretli olmadığında yönetimin eli daha rahat oluyor. Teknik adam başka boyutlarda olmuyor, kendi istediği oyuncuları dayatmıyor, uçmuyor, kendisine sunulan nimetlerin farkında oluyor. Galatasaray’ın da şu anda yaşandığı tam böyle bir şey.
XXX
Transferler konusunda Şenol Güneş’in bile hayret ettiği bir performans izliyoruz. Ciddi paralarla ilginç isimler geldi kadroya. Doğru isimler yollanıyor, doğru isimler kalıyor, nispeten doğru isimler alınıyor. Muslera’yı, Sneijder’i, Podoskiyi tutabilmek de yeni transferler kadar önemli bir karar. Tabii kiradan dönen, sezon başladığından bu yana takım içinde en iyi performansı sergileyen Bruma’yı yollamamak da kararların en doğrusu oldu bence. Kronik hal alan sağbek mevkiine Cavanda hamlesini de çok isabetli görüyorum. Trabzon’da geçen yılki kaos ortamında sorunlu olarak görüntü veren oyuncu eğer yeterince motive olursa o bölgedeki hastalığa iyi ilaç olabilir. Tabii Süper Kupa’da oynayan yeni transferler performansları ile kafalarda soru işareti bırakmadı değil. Gerek Eren gerekse de Tolga Galatasaray’ın ihtiyaç duyduğu oyuncu modellerinin çizgisinden uzak görüntü verdiler. İlk maçta adaptasyon sıkıntısı yaşamış olabilirler tabii. O nedenle yenilere biraz zaman tanıma gerekliliği duyuyorum. Transfer için adı geçen Josue ve Lasanna Diarra gibi başka önemli isimlerin kadroya girme olasılığı düşünüldüğünde Galatasaray rüzgarı arkasına almış gibi bir görüntü veriyor. Biraz güllük gülistanlık tablo oldu ama geçen yıl yaşananlardan sonra Galatasaray taraftarına biraz umut vermek çok yanlış olmasa gerek. Taraftar demişken Konya’da yaşananları da anlamanın mümkün olmadığını söylemek gerekiyor. Taraftar her şartta destek olmalıdır, köstek değil. Ligin ilk maçının seyircisiz oynanmasına neden olanlar Galatasaraylı olamaz ve mutlaka cezalandırılmalıdırlar bence.XXX
Beşiktaş’a gelince... Şampiyonluk yakalanmışken, Şampiyonlar Ligi’nde boy gösterecekken, muhteşem stadına kavuştuğu bir sezona tuhaf bir görüntüde başlıyor. Sadece kupayı kaybetmesi üzerine konuşmuyorum. Yönetimsel olarak da biraz dağınık. Transferde bugüne kadar etkili olan yöneticiler değişti. Yöneticilerin “Abartılacak bir şey yok, biz işimizi biliriz” gibi işi hafife alan söylemleri de ayrı bir vakaa.. Şenol Hoca’nın konuyla ilgili mesajları da çok ses getiren bir çıkış oldu. Teknik direktörle, yönetimin basın yoluyla iletişimi son yıllarda Beşiktaş’ta gördüğümüz bir şey değildi. Beşiktaş 3-4 yıldır doğru planlamalar, doğru transferlerle başarıyı buldu. Geçen yıl bu süreci taçlandırırken Sosa ve Gomez çok önemli figürlerdi. Yerleri kısa sürede doldurulamazsa sadece saha içini değil, saha dışını da çok olumsuz etkiler. Bence iyi bir stoper transferi de Beşiktaş için önemli bir gereklilik. Beşiktaş’a sıradan değil eskisi gibi nokta atışlı takviyeler gerekiyor. Siyah-beyazlı takımın bu negatif görünümünü tersine çevirme fırsatı da tabii ki çok zor değil. Hatta Beşiktaş’ın Süper Kupa’yı kaybetmesi gerçeklerin tüm çıplaklığı ile görülmesi açısın belki de iyi oldu denilebilir. Tabii eğer durum tam algılanabiliyor ve gerekenler yapılabilecekse.. 18.08.2016 - FUTBOO.COM
YORUMLAR