Öncelikle şunu söyleyelim. Bu sezon unutulmaz bir sezon olacak. Sadece Trabzonspor için değil, tüm takımlar için. Herkes o kadar kötü ki, kimin gerçekten kötü olduğunu anlamak bile zor oluyor.
Sezonun ne kadar ‘muhteşem’ bir sezon olduğunu anlamak için tek bir cümle yeterli: Ligin 7. haftasında kendi evindeki beraberlikle, Trabzonspor puanını 7’ye çıkardı.
7 maçta 7 puan. Ama olsun, buna da şükrediyor bordo-mavili taraftarlar. Hatta maçtan önce -maçı TV’den izleyen- taraftarların istediği oldu bile diyebiliriz. Taraftar “Bari bu maçta gol yemeyelim” diyordu; Trabzonspor bir maçı daha gol yemeden tamamladı!
XXX
Her iki takımın da tempolu olmaya çalışarak açık futbolu tercih etmesi kalecilerin işini bir hayli zorlaştırdı. Sonuçta forvetler rakip kalecileri geçemeyince, maç golsüz berabere sonuçlandı; bu da Trabzonspor’a bu sezonki ilk beraberliğini getirmiş oldu.
Başka zaman olsa, “Trabzonspor sahasında puan kaybetti” dememiz gereken bu duruma, aslında herkes -başta taraftar, futbolcular, teknik heyet ve tabii ki maçtan bir gün önce yaptığı açıklamalarla taraftarın içini rahatlatan (!) yönetim- bir hayli sevinmiş olmalı. Sonuçta bordo-mavili takım yenilmedi, daha hazır olmak için bir hafta daha kazanmış oldu.
XXX
Trabzonspor çok mu iyiydi? Hayır, ama en azından geçen 2 haftaya oranla daha iyiydi.
Topa daha çok sahip olmaya çalıştı, oyun kurgusu zayıftı ama sanki biraz daha istekli ve kazanma odaklıydı.
90 dakika sonrasında Trabzonspor’un çok önemli kazanımları da vardı. Bir kere Trabzonspor kaybetmedi. Eğer kazanamıyorsan, önce kaybetmemeyi öğreneceksin. Bir süre kaybetmemeyi başarırsan, moralin ve kazanma alışkanlığın geri gelebilir.
Ayrıca Trabzonspor yönetimi, futbolun çim sahada oynandığını bildiğini gösterdi. Avni Aker Stadı’nın zemini muhteşem olmasa bile en azından top oynanır duruma getirilmişti.
Ersun Yanal, kadroyla ilgili hala arayışta olduğunu gösterdi. Onazi ve Castillo bu kez ilk
11’de görev aldı. Savunmanın önünde Aytaç Kara forma giydi. Muhammet Demir kadroda bile yoktu, Forvette Güney Koreli Suk oynadı. Sheidaev ise ilk kez 18 kişilik kadroya adını yazdırdı. Tecrübeli teknik adam maçı bir kez daha tribünden izledi. Notlar aldı. Umarım sezon sonu gelmeden takım kadrosu, taraftarın sayabileceği istikrara kavuşur. Spor yazarları da en azından bir kez “Bordo-mavili takımın ilk 11’I” cümlesini kurabilirler.
XXX
Trabzonspor seyircisi futbolun taraftarsız olmayacağını gösterdi. Geçen yılki Fenerbahçe maçı ile tribünlere veda eden bordo-mavili taraftarlar, nihayet takımıyla buluştu. (Bu fırsatı bir kez daha tepmeseler, yıl sonuna kadar, hatta ondan sonraki yıllarda da takımlarını statta desteklemeye devam etseler, Trabzonspor seyircisi artık tribün olaylarıyla anılmasa…)
Trabzonspor yönetimi hafta içinde yaptığı açıklamalarla “uzun vadeli” bir plan yapmanın ve bu planın arkasında durmanın önemli olduğunu düşündüğünü gösterdi.
XXX
Kulüp Başkanı Usta’nın “2010-11 sezonunun üstünde 5 yıl geçmiş. 5 yılda acele etmekten yıkıp yakmaktan, bir daha kurmaktan, olmadı bir daha bozmaktan elimizde ne kaldı.
Koca bir hiç. Yaşanılan son 5 yıldan olağanüstü ders çıkarmamız lazım. Bir daha 5 yıl kaybetmek istemiyorsak artık hem sportif, hem ekonomik olarak kalıcı bir düzene ihtiyacımız var” açıklaması sevindirici.
Usta’nın “Kimsenin endişesi olmasın. Kulübümüzün geleceği emin ellerdedir” şeklindeki sözleri biraz düşündürücü (!) olsa da, aklı selim herkesin altına imza atacağı sözler olduğunu söyleyebiliriz. Umarım, yönetim bu sözlerinin arkasında durabilir.
16 Ekim 2016 - futboo.com
YORUMLAR