EROL TOKSOY

EROL TOKSOY


Dönüşüm sancısı sürecek

25 Ağustos 2017 - 00:06

Avrupa kupalarında 2-0’dan tur çevirmek  kadrosu ve sistemi yeni kurulan Türk takımları için hep zor olmuştur. Fenerbahçe de Vardar maçından önce çıktığı son Avrupa maçında Krasnodar karşısında oynayan oyunculardan sadece 5 tanesi bugünkü maça ilk 11 başladı. Kim ne derse desin Fenerbahçe Aykut Kocaman yönetiminde yeni bir kadronun ve oyun sisteminin yatırımını yapıyor. Bu değişimin sancılı olacağı ilk günden beri belli. Bugün de sancının belki de zirvesini yaşadık.

Avrupa Kupalarında hakem standardı ve motivasyon daha yüksek olduğu için elbette oyun da lige göre daha derli toplu oynanıyor. Bunu ilk 20 dakikalık bölümde Fenerbahçe’nin yüksek tempolu oyunu ve karşılıklı girilen pozisyonlarla net bir şekilde gördük. Öte yandan Vardar’ın ilk maçın son dakikasında gelen şans golünün de etkisiyle 2-0’a yaslanıp oyunu soğutmak için her şeyi yaptığını da unutmayalım. İlk yarı sonunda ileride iyi çoğalan takım Fenerbahçe olup pozisyonlara girse de gol için gerekli yeteneği bir türlü göstermedi. Belki de bunun temel sebebi maça RVP ile başlanmasıydı.

İkinci yarıda oyuncular daha fazla yer değiştirip Vardar’ın dengesini bozmaya çalıştılar fakat bitiricilik ve son paslardaki etkisizlik yine golün gecikmesine sebep oldu. Gol duran toptan geldi. Biraz umut verdi ama devamı için gerekli takım refleksi verilemedi. Yenilen goller Kjaer’in gidişinin 12 milyon Euro ile de anlamlandırılamayacağının bir göstergesi oldu. Bu seviyede bir takımda en iyi stoperi yollamak pek çok dengeyi bozuyor. Aykut Kocaman’ın Soldado müdahalesi de pozisyon zenginliği getirmediği için maç gitgide temposunu yitirdi ve Vardar’ın direnci arttı. Bu sonuç bence hak edilen bir skorla elenmeye sebep oldu.

Kafalarda değişim başlamış

Değişimin uzun süreceğini ve takımın hala birbirini tanıma aşamasında olduğunu Dirar, Ozan,  Topal,  Isla, Alper arasındaki pas alışverişlerinin kalitesinden de anlamak mümkün. Herkes iyi niyetli şekilde geçen yıla göre mücadele gücünü artırmış durumda. Ama takım olmak hele ki iyi anlaşan takım olmak bundan çok daha fazlasını gerektiriyor dolayısıyla makine gibi işleyen çarkları henüz göremiyoruz. Öte yandan geçen yıl yokları oynayan Aatıf’ın bile formayı daha çok sahiplenerek skoru değiştirmek için inisiyatif almaya çalışması olumlu bir gösterge. Keza tribünlerin bir türlü benimseyemediği Ozan’ın bile defansa gelip adam kovalayarak top çalması Aykut Kocaman’ın takıma aşıladığı güzel alışkanlıklar.

Valbuena liderliğinde hücum kurgusu

Sezon öncesi transfer edildiğinde gerek yaşı gerekse istikrar sorunu yüzünden bazılarının gözünde soru işareti olan Valbuena, ortaya koyduğu performansla geçen seneki Lens rolüne bürünmüş durumda. Tabi ki etrafındaki taşların çok değişmesi, birbirlerine alışık olmamaları ve hala yaratıcı varyasyonların ezberlenmemiş olması verimliliği etkiliyor. Yine de orta vadede Aykut Kocaman takımlarında izlemeye alıştığımız topu kontrol eden ve bol pasla rakibi eksiltmeye çalışan bir oyunun başarıyla uygulanabileceğine inanıyorum. Zira ilerideki oyuncuların  kalitesi bunun için umut verici düzeyde. Guiliano’nun takıma katılışı ve Soldado’nun ilk 11 oyuncusu haline gelmesinden sonra Fenerbahçe’nin zayıf rakiplere daha kolay üstünlük kuracağını düşünüyorum. Zor maçlar içinse halen yeterli sertliği ve özgüveni göremiyorum.

Aykut Kocaman'ın ciddi kredisi var

Aykut Kocaman uzun vadeli yatırımların ve akıllı planlamaların hocası biliyoruz. Kendisinin tribünde ciddi bir kredisi olduğu da aşikar fakat 2-0 avantajla gelen ve bu skora yatacağı kesin olan bir takıma karşı Ozan-Topal ikilisiyle maça başlaması bence tribünlerdeki kredisini ciddi şekilde azalttı. Umarım bu kayıp takımın lige odaklanıp kırılgan yönlerini daha hızlı toparlamasına sebep olur.

Fenerbahçe taraftarına not: Ozan, İsmail, Volkan, RVP gibi oyuncuların performansını beğenmemek herkesin hakkı açıkçası ben de beğenmiyorum. Ama onları ıslıklamanın performanslarını yükselteceğini düşünmek son derece yanlış.  RVP oyundan çıkarken ıslıklamak girecek olan Soldado’yu da etkileyecektir. Bu sene tribünlerin skora etkisi yüksek olacağı için tükenmek üzere olan sabırlarını biraz daha zorlamalarını rica ediyorum. Ben şahsen tepki vermemek için bu sene az maça gidiyorum.

Erol Toksoy

1979 Fenerbahçe doğumlu, spor aşığı bir reklamcı. 1992’den beri stadyumda, salonda, havuzda Fenerbahçe tribünlerinde. Hayatındaki en mutlu anıları çocuklarının doğumu ve Fenerbahçe’nin Euroleague Şampiyonluğu. Yeniden güneşli günler geleceğine inanıyor.

YORUMLAR

  • 0 Yorum