EROL TOKSOY

EROL TOKSOY


Takvimler çöküşü göstermeden

09 Aralık 2018 - 21:57

 Fenerbahçe bu sene Dünya Kupası'nı kazanan Fransız ekolüyle, bir dönem dünya futboluna damga vurmuş Total Futbol anlayışının yaratıcısı Hollanda ekolünün bir senteziyle sezona başladı.

Hollanda futbolu son 5 yılda kulüp ve milli takımlar alanında düşüşte olsa da mazisi ve mirasıyla geleceği inşa etmek isteyen bir kulübün tercih edebileceği bir ekoldü.

Öte yandan Avrupa’nın 4 büyük ligine en çok yabancı oyuncu ithal eden ülke konumundaki Fransa da bu yeni sistemin dişlilerini toplamak için iyi bir pazar gibi gözüküyordu.

 

Avrupa’nın doğruları Türkiye’nin yanlışları

 

Tüm bu hamleler iyi niyetle yapılsa da maalesef maya tutmadı, sentez başarılı olmadı ve büyük bir enkaza yol açtı.

Bunun temel sebebi yaşadığımız atmosferin, içinde bulunduğumuz kültürün batı Avrupa’dan çok Doğu Avrupa ve Ortadoğu coğrafyalarına yakın oluşu.

Fenerbahçe Yönetimi'nin futbolu emanet ettiği iki isim Comolli ve Cocu bu gerçeklikten bihaber şekilde hata üstüne hata yaparken, Ali Koç’un da ilk sezonunda üzerindeki baskıyı artırdılar.

Batı Avrupalılar iş anlayışında genelde kendi işlerinde uzmanlaşarak, görevlerini en iyi şekilde yaparken alt ve çevre kadrolarının da kendileri gibi düşündüklerini varsayarak onların etkin olmasını sağlamaya çalışırlar.

Bu içe dönük yaklaşım Türkiye için, hele ki futbol dünyası için fazla kolaycı ve etkisiz bir yönetim tarzı anlamına geliyor.

Detaylarına girmeyeceğim; kadro dışılar, kovulan hocalar, verimsiz transferler ve ruhsuz oyun tam da bu sebepten geri dönülemez bir ateşe düşürdü Fenerbahçe’yi.

 

Ersun Yanal ve ötesi

 

Bundan sonra yapılacak tüm hamlelerde yukarıda anlattığım faktörlerden alınacak dersler önemli. Bu hamlelerin ilki taraftarının sesine kulak vererek Ersun Yanal’la anlaşmak olabilir. Hoca hafta sonu açıklamasında takvimler uyuştuğunda buluşuruz dedi. Ne demek istedi bilemem ama Fenerbahçe takviminde yapraklar hızla azalırken çareyi uzaklarda aramanın risk olacağını düşünüyorum.

Elbette Fenerbahçe’yi ayağa kaldıracak tek çare Ersun Yanal değil hatta dünya futbolunda daha iyi yerlere gelebilmek için belki Ersun Yanal’dan daha başarılı ve maliyetli seçenekler de olabilir. Ama bir gerçek var, Fenerbahçe yönetimi bir kez daha Comolli’nin futbol aklıyla yola çıkmamalı. Romantik görünümlü, genç, başarı vaat eden, yakışıklı, kültürlü, Rock Müzik dinleyen, 5 dilde edebiyat takip eden, bir hoca peşine düşmek yerine sabah akşam Samandıra’da takım kimyasını inşa edecek bir isim aramalı. Evet maalesef bu ülke dünya doğrularıyla yönetilmiyor hele ki futbolda evrensel değerler geçerli olmuyor. Bu ülkenin futbol ikliminde kişisel ilişkiler, anlık motivasyonlar, pragmatik taktikler çok iş yapıyor.

Mustafa Denizli’nin sadece Fabian Ernst ve emeklliliğine iki kalmış Yusuf Şimşek hamlesiyle bir takımı nasıl şampiyon yaptığını hepimiz izledik 10 sene önce. Fenerbahçe’nin de gerektiğinde bu çözümleri üretebilecek bir futbol aklına acilen ihtiyacı var artık.

 

Akhisar’da köfte partisi

 

Son sözüm saha içiyle ilgili olacak. Hani bazen takım morallensin kaynaşsın diye çeşitli aktiviteler düzenlenir ya. Baklavalar verilir, piknikler yapılır, kebaplar köfteler yenir. Basın da taraftar da çok sever böyle magazinsel toplantıları. Bugün Fenerbahçe forması giyen tüm arkadaşlara tavsiyem, genç, yaşlı, yerli yabancı demeden, Samandıra’ya dönmeden Akhisar’da mutlaka bir köfte yesinler. Oradaki köftecide çalışan garsonlara, aşçılara, tuvaleti temizleyen emekçilere iyi bir baksınlar. Aldığı paranın hakkını vermek nasıl bir şey belki hayatlarında ilk defa öğrenirler.

Herkese iyi haftalar dilerim.

YORUMLAR

  • 0 Yorum