Advocaat Advocaat'a karşı

Advocaat ilk geldiği günden itibaren Perreira ile kıyaslandı. Perreira’dan çok farklı özellikleri vardı. Örneğin onun gibi imza töreninde ‘ben çok zeki bir insanım’ demedi. Duruşuyla, tecrübesiyle ve en önemlisi yardımcılarının CV’siyle fark yarattı. Forma adaletini sağladığı için herkesin takdirini kazandı.  Elinde Perreria’nınkinden daha defansif ve kalitesi daha düşük bir takım olmasına rağmen özellikle büyük maçlarda başarılı oldu. Basın toplantılarında gerçekçi yorumlar yaptı. Oyuncularını son dönemlerde artan bir şekilde eleştirdi. Stoch hariç herkese şans verdi. Beğenmediklerini kadro dışı bıraktı. Tavırlarıyla RVP’yi geçen seneden daha iyi bir hale getirdi. Fakat tüm pozitif emarelere rağmen defans yapmaktan başka bir özelliği olmayan, kontratak futbolu haricinde bir planı olmayan bu takım Perreira döneminden daha başarısız bir hale geldi. Gerçeklerle ufak ufak yüzleşilir hale gelindi. Devre arasında istenilen ortasaha da alınmayınca zaten anlaşıldı ki; bu takımın gidebileceği en uzun mesafe Türkiye Kupası finali. Süper Ligde 8 puanlık farkı kapatmak da imkansızlaşınca moraller dibe indi. AVRUPA'DA UZUN ZAMANDIR BU KADAR KÖTÜ OYNAMAMIŞTI Avrupa Ligi, Fenerbahçe’nin Kocaman döneminden beri en iyi performanslarının görüldüğü yerdi. Dünkü maç uzun zamandır hatırlamadığım kadar kötü bir performanstı. Perreira dönemi Braga maçı Ivan Babek skandalına rağmen sahada bir mücadele vardı. Molde maçı da çok kötüydü fakat o maç bir grup maçıydı. Telafisi vardı. Krasnodar maçı bence Advocaat açısından dibe vurmaydı. Dünyanın en iyi 3 hocasından bir heyet kursanız ve Fenerbahçe için acil bir reçete yazın deseniz herhalde Krasnodar deplasmanında 4 aydır oynamayan Emenike ile başlayın demezlerdi. Yukarlardan torpilli Emenike’yi ilk 11 de başlatması bence 2-2 biten Adanaspor maçına Trabzon’a gitmeye ikna edilemeyen Aatıf’la başlaması ya da 4-1 kaybedilen Kayserispor maçına Salih Uçan’la başlaması gibi bir mesaj niteliği taşımaktaydı. Transfer yapamadığımız mevkide ‘bakın elimdeki bu’ mesajıydı. ADVOCT KÖTÜ HOCA DEĞİL AMA... Krasnodar maçı sonrası demecine bakarsak bunu daha net anlayabiliriz; Emenike ‘yi kastederek ‘Özellikle ön tarafta oynayan birçok oyuncumuz bu akşam sahada değildi. Kadroda değişiklik olacağını göreceksiniz. Hatta bunu pazar günü de görebilirsiniz. Oynamayı hak eden başka oyuncularım da var.’  Şimdi Pazar günü Kasımpaşa maçında göreceğiz bakalım Advocaat bu sefer ne mesaj verecek. Açıkçası Advocaat’ın kötü bir hoca olduğunu düşünmüyorum. Fakat son dönemde oldukça formsuz. Elindeki malzeme ile yapılabilecekler bence de sınırlı. Zaman zaman bunu açıkça dile getiriyor. 2 senedir yapılan transfer yanlışlarını anlatmaya çalışıyor. YETERSİZ TRANSFERLER Beşiktaş'ın ve Başakşehir’in 4, Galatasaray’ın 2 transfer yaptığı yerde 1 tane Karavaiev’in alınmasıyla da zaten 3 kulvarda da gidebildiğimiz yere kadar gidicez diyor. Ortaya bir hedef koymuyor, koyamıyor. Nasıl koysun ki, çok eleştirilen Şener’in alternatifinin olmaması, Ozan, Souza, Topal gibi üst düzey defansif ortasahalara rağmen önlerinde oynayacak Alper’den başka kimsenin olmaması. O bölgede Beşiktaş'ın elinde Oğuzhan, Atıba, Tolgay, İnler, Talisca’nın olması zaten herşeyi anlatıyor. Bu sene olacakları aslında seyirci sezon başından beri görüyor. Maça giden seyirci sayıları ve Fenerium ciroları kendini belli ediyor. Önemli olan sezon sonu nelerin olacağı, onu da ilerleyen haftalarda göreceğiz... 17 Şubat 2017 - futboo.com