Geçen seneyi hızlı bir özetlersek; herkesin malumu dünya yıldızı transferler, yüksek bonservisli oyuncular, İtalyan bir sportif direktör, Fenerbahçe tarihindeki hocalarla kıyaslandığında kariyeri yok denecek, ilk başta babacan, hakkaniyetli duruşuyla sıcak görüntüler veren zamanla dibe doğru bir inen bir teknik direktör. Daha bir şey kaybedilmemiş ve 3 kulvarda devam ederken Braga maçına kadar defansif bir oyun oynamak. Farklı maç kazanamayan, en basit görünen karşılaşmada bile geriye düştüğü anda ‘geçmiş olsun’ dedirten bir takım. Hakem hatalarıyla Avrupa’dan elenirken kontrolü kaybeden, yıllardır olduğu gibi Başakşehir deplasmanında havlu atan ve Türkiye Kupası finalinde bitik Galatasaray’a kupa kaptıran, kulübe hiçbir şey kazandırmayan, üstelik sonraki sezona satılmayacak kombine mirası bırakan bir teknik adam. Hoca değişimine gelecek olursak... Aragones’le yaşından dolayı kıyaslanan Advocaat’ın gayet fit olduğunu ilk görüşte söyleyebiliriz. 1 sezonluk anlaşma da sütten ağzı alev alan yönetimin doğru bir icraatı. Dalga geçilen Riekerink’in; Türkiye Kupası’ndan sonra Süper Kupa’yı da alması ile aklı başına gelen yönetimin hocayı değiştirmesi, maddi zarar verecek de olsa sonunda bir hayır olacağı görülüyor. Advocaat’ın bir maçlık performansını (zayıf bir rakiple oynasak da 2 hücumcu oyuna sokması) izlerken insan ister istemez geçen sene kaçırılanlara yanıyor. Kariyeri ile henüz erken olsa da ülkemizde başarılı olabilecek bir kişiliği olduğu hissi uyandırıyor. Gelişmeleri hep beraber göreceğiz. Dünkü maça gelelim... Kjaer, Volkan Şen, Alper gibi eksiklerine rağmen iyi görünen, Grasshoppers’a karşı yeterli bir ilk 11 sahadaydı. Skrtel, Roman, van der Wiel gibi gidenleri bence aratmayacak yeni savunmacılar güven verdi. Orta sahada Ozan, Salih, Mehmet Topal üçlüsü bu tip rakiplere rahatlıkla üstünlük sağlayabileceklerini gösterdiler. Fiziksel olarak iyi durumda olmayan Fernandao, Robin van Persie ve Aatıf en kısa zamanda toparlanmalılar. Özellikle RVP bu sene veteran havasından acil kurtulmalı. Alex sonrası Diego ile başlayan skora katkı problemi devam ediyor. Salih’in iyi niyeti, Stoch ve Aatıf’ın golleri, Volkan Şen’in takıma katılacak olması olumlu gelişmeler. Beşiktaş’ın geçen sezonki şampiyonluğunda Sosa-Gomez katkısını gördükten sonra yönetimin yapması gereken Atletico Madrid’li Gaitan tarzında bir hücumcu orta saha almasıdır. Advocaat’ın dünkü maçtan sonraki demecinde “1-2 oyuncu alabiliriz” açıklaması beni umutlandırıyor. Daha güçlü rakiplere karşı bu ihtiyaç daha da fazla kendini belli edecek. Hoca da bunun farkındadır umarım. Geçen sezon Sosa’nın Osmanlıspor deplasmanının son dakikalarında tek başına bireysel becerisi ile attığı gol şampiyonluğun tesciliydi bana göre. Fenerbahçe bu sene daha da zor olacak lig için bu tip winner karakterli bir transfer yapmazsa en fazla hocasının farkıyla bir Türkiye Kupası kazanabilir. Gerekirse De Souza bu uğurda satılabilir, satılmalıdır. Son olarak Emenike’nin eski gücündeki görüntüsü herkesi mutlu ederken boş tribünler maalesef hayal kırıklığı yaratıyor. Ülkemizin sıkıntılı günlerin son zamanlarda siyasette gördüğümüz dayanışma, eskiye set çekme halini Başkan Aziz Yıldırım tüm camiaya göstermelidir. Fenerbahçe’nin en büyük gücü seyircisidir. Başkan eskiyi unutup tüm kesimlerle barış havası yaratarak birlik oluşturmalıdır.
YORUMLAR