TURGUT ÇELİK

TURGUT ÇELİK


Aykut Kocaman'a 3 Temmuz'a Direndiği İçin Saldırıyorlar

16 Eylül 2017 - 00:18

Her yıl umutlar tazelenir, büyük beklentiler içine girilirse…

Sonra?

Umutlar solar gibi olunca, beklentiler ertelenince, tepkilerin gelmesi normaldir. Normal olmayan ise, pusuda bekleyen, çıkar ve geçmişten sürüp gelen “kin” üzerinden hareket edenlerin sözde eleştirileridir. 

(Bizde eleştiri, toplumu eğitme amaçlı değil, yönlendirme amaçlıdır.

Bu yolu seçenler, eleştirinin içini boşaltır, en doğru işi kendilerinin yaptığı algısı yayarlar. Bu, bazen öyle bir yayma olur ki, gerçekler tersyüz edilir, roller değişir. Böyle olunca da, eleştiri adı altında her türlü “karalama”, “hakaret” yapılır.)

Fenerbahçe’nin, Avrupa yolundaki başarısızlığı sonrası, Lig’nin ilk dört maçında 5 puanda kalması, kaleye gelen her topun neredeyse gol olması üzerine eleştiriler, kimi futbolculara, ardından Aykut Kocaman’a yöneldi. 

Taraftar kesiminden kimilerinin, Aziz Yıldırım’ı istifaya zorlama girişimlerinin gerçekleşme olasılığı sıfır olacağı için, medya denen kesimden kimileri, belki de Yargıtay’dan beklenen kararın çıkması yaklaşıyor, “nezaket” kurallarını bir yana bırakarak bilinçli bir saldırı sürdürüyor.  Sözgelimi içlerinden biri, aklı başında adamları televizyon programında ağırlayanı, aile ortamında konuşuyormuşçasına, Fenerbahçe’nin futbolunu sözde eleştirirken, Aykut Kocaman’ın yapacakları için “boks”un bir harf eksiğini kullanmakta bir sakınca görmüyor. 

Aklı başında olan biri kesinlikle orada böyle bir laf etmez. 

Sonra gel de, futbol seyircisinin “kültürsüzlüğü”nü dile getiren o gibilere inan!.

Tribünlerden “çirkin tezahürat” yükseldi diye, gelsin o tribünde olanların tümüne “seyirden men cezası” ve kulüplere para cezası…

Ya o “kokulu laf”lara ceza nerede?

(İnsan, sözde eleştiri yapanların duruşlarına, bakışlarına, jest ve mimiklerine, ağızdan çıkanlara bakınca, canlı yayının bir televizyon stüdyosundan değil de, bir başka yerden yapıldığı sanısına kapılıyor.)

*****

Kimi spor programları, evlilik programlarından farksız değil. 

Evlilik programlarına katılan, bu yolla ünlenen kimilerinin “fuhuşçu” çıktıkları haberlerini okuyoruz.

İyi de, kimi spor programlarında olanlara, oranın ünlü “müdavim”lerine ne diyeceğiz?

Geçenlerde Aykut Kocaman, eleştiri sınırlarını aşarak hakaret eden, kendisini aşağılayanlara, ad vermeden yanıt verince, kimi gazeteci/ yazarlar, arkadaşlarının “koruyucu meleği” kesildi, Aykut Kocaman’a veryansın ettiler.

Aykut Kocaman, böyle nasıl konuşurmuş;  “mış”, “mış”…

Ne demişti  Aykut Kocaman?

“Art niyetliler, yorumculuğun dışına taşanlar, kötü niyetle davranmaya devam etsinler. Herkes kendi layığını yapar. Yanılacaklar, ama yanılacakları günlere kadar birçok insanı hırpalamaya, kendi aşağılık durumlarına çekmeye devam edecekler.”

*****

Aykut Kocaman’a yönelik saldırılara en anlamlı/ çarpıcı yanıt, Fenerbahçe adına yapılan açıklamayla verildi:

“Cehennem donana dek Aykut Kocaman.”

Aykut Kocaman’a saldırı niye?

Aykut Kocaman, 3 Temmuz’un yükünü dışarıda tek başına taşıyandır. 

Aykut Kocaman’ın Fenerbahçe’ye dönüşünü, 3 Temmuz’da çektirilenlerin hesabını Aziz Yıldırım’ın öncülüğünde sormak olarak düşünmek gerekir. 

Yargı’daki şampiyonluk, tek olacağı için, bütün şampiyonlukların üstünde yer alacaktır.

Biliyoruz,  sabırsız taraftar açısından öncelikli olan sahadaki şampiyonluğu küçümsemek gibi bir düşüncemiz yok. Düşüncemiz, öteden beri şu: 

Yeni şampiyonluklar için gelecek yıllar var; ama Yargı’daki için o yıllar yok.

Dönelim Aykut Kocaman’a:

Aykut Kocaman, o saçları “sefa”larda ağartmadı.  

O, bir mücadele adamıdır. 

3 Temmuz’daki haksızlıkları giderilmesi, elden alınanları geri alınması, onun iş başında olduğu dönemde olacak olması, kendisi için de bir gurur vesilesi olacaktır.

*****

Sona doğru…

Eleştirileri acı da olsa, aşağıdaki açıklamanın kapsamına girenlere kimin lafı olabilir?

Onlar mı?

Aziz Yıldırım’ın  22 Nisan 2016’da Çağlayan Adliyesi önünde yaptığı basın açıklamasında seslendiği “…Bağdat Caddesi’nde, Çağlayan Adliyesi avlusunda, Boğaz Köprüsü’nde, 12 Mayıs 2012’de biber gazıyla, polis copuyla, TOMA’larla baş başa bırakılan" taraftar ve onlarla aynı düşüncede olanlar…

Son söz:

“Yere düşmekle cevher, sâkıt olmaz kadr-ü kıymetten”  (Namık Kemal)

YORUMLAR

  • 1 Yorum