TURGUT ÇELİK

TURGUT ÇELİK


Türk Futbolundan "Özel ve Yetkililer" Temizlenmeli…

05 Ekim 2017 - 20:12

Bir zamanlar, “özel ve yetkili” polis, savcı, yargıç, mahkemeler vardı.

Futbol dünyasına bakanların, o “özel ve yetkili”lerin yöntemi bugün de geçerli dediklerinde buna kimin diyecek bir çift lafı olabilir?

Örneklemek için çok uzağa gitmeye gerek yok; takvim yapraklarını biraz geriye çevirmek, uzak olmayan düne gitmek yeter:

Şenol Güneş’in “o..ç” demesinin değiştirilmesi…

Rıdvan Dilmen, buna evrakta sahtecilik diyor.

(Fenerbahçe’nin tıpkıbasımını yayımladığı rapora göre hakem Ali Palabıyık’ın yazdıklarından (kısaltmayı biz yaptık):

“… Şenol Güneş, (…) bir faul kararı sonrasında kulübeyi terk edip, taç çizgisi üzerine gelip, 4. hakemin bana vermiş olduğu bilgiye göre, “böyle faul  mü olur. Yeter artık. Allah belasını versin, S… git artistlik yapma” dediğini duyduktan sonra tarafımdan oyun alanı dışına gönderilmiştir.”)

PFDK’nin, Şenol Güneş’e sevk edildiği maddeden değil de bir başka maddeden 1 maç ceza vermesi…

(Sevk gerekçesi: “…  ŞENOL GÜNEŞ'in aynı müsabakadaki "hakareti" nedeniyle Futbol Disiplin Talimatı'nın 41. maddesi uyarınca (…) PFDK'ya sevkine…”

Bu maddenin alt sınırı 3, üst sınırı ise 7 maç ceza…

Ceza gerekçesi: “… ŞENOL GÜNEŞ'in, müsabaka hakemine yönelik sportmenliğe aykırı hareketi nedeniyle takdiren 1 RESMİ MÜSABAKADA SOYUNMA ODASINA ve YEDEK KULÜBESİNE GİRİŞ YASAĞI ve 13.000.- TL PARA CEZASI ile cezalandırılmasına…”

PFDK, Hukuk Kurulu’nun sevkinin aksine, bir başka maddeden, “sportmenliğe aykırı hareket”ten 1 maç ceza veriyor.

Kim bilir, cezaya kadar, adına rapor/ belge/ tutanak denen yazılı kâğıtlarda sözcüklerin beli nasıl büküldü!.)

Olmayanın rapora yazılması…

Akhisarspor - Fenerbahçe  maçının hakemi Bülent Yıldırım’ın, “…. oyuncu tedaviden sonra oyuna devam etmiştir” demesi…

Oysa 13 formalı oyuncunun tedavisi için Akhisarsporlu doktorlar  sahaya girmemiştir. Asıl faulü yapan, kart görmesi gereken de o “13 formalı oyuncu” olmalıydı.

(Bülent Yıldırım, Alper Potuk’a kırmızı kart göstermesiyle ilgili olarak, Fenerbahçe’nin yayımladığı tıpkıbasıma göre, şunları yazıyor:

“… süratli bir şekilde uzatmış olduğu sağ ayak tabanının; rakibinin yerdeki sol ayak bileği üzerinden, kaval kemiği yan bölgesine yaralayıcı bir şekilde gelmesi üzerine oyuncu ciddi faullü oyunundan dolayı doğrudan kırmız kartla oyundan ihraç edilmiştir.

Rakip 13 forma nolu oyuncunun darbe aldığı bu bölgede bir kanama oluşmuş, oyuncu tedaviden sonra oyuna devam etmiştir.”)

Aynı eylem için birini kollama, öbürünü cezalandırma…

(Hakemler için “emek hırsızı” diyen bir Fenerbahçeli, bir Beşiktaşlı yöneticiye PFDK’nin farklı davranması… Birinin “emek hırsızı”nda “suç unsuru” bulamayan PFDK, ötekine ise 3 ay hak mahrumiyeti cezası veriyor.)

*****

Aykut Kocaman ne demiş/ti?

Daha önce Şenol Güneş’in “o…ç” demesi  duyulmaz, örtülür; ama Serkan Çınar bu kez, hakemler adına Aykut Kocaman’ın dediklerini nasıl duyduğunu raporuna şöyle yazar (Fenerbahçe’nin tıpkıbasımını yayımladığı rapordan):

“… bitiş düdüğünden sonra, yeşil alanda bulunan hakem üçlüsü ile birlikte soyunma odasına gitmek üzere beklerken, maçın hakeminin yanına gelerek,  hakeme: “Çok merak ediyorum. TFF’den özel bir talimat mı aldınız? Geçen haftanın diyetini mi ödedik? Oyuncumu ne gördün de attın?” dediğini duydum. Hakem de, “Lütfen hocam maç bittti, lütfen” dedikten sonra arkasını dönüp gitti.”

Ahmet Ercanlar’ın araştırmasına göre ise, Aykut Kocaman sadece “Özel bir talimat mı aldın?” demiş.

( Sevk gerekçesi: “…. AYKUT KOCAMAN' nın aynı müsabakadaki ‘sportmenliğe aykırı hareketi’ nedeniyle Futbol Disiplin Talimatı'nın 36. maddesi uyarınca 03.10.2017 tarihinden itibaren tedbirli olarak PFDK'ya sevkine karar verilmiştir.”)

*****

Hani, cezalar hakem raporlarına göre veriliyordu?

Ceza, eğer hakem raporuna göre verilmediyse, demek ki hakem, “yalan rapor” yazdı.

Şenol Güneş’le ilgili cezada/ kollamada yapılam usulsüzlük, unutuldu sanılmasın.

Aykut Kocaman ile Alper Potuk’a, raporlara göre ne ceza verilecek diye beklenirken PFDK, kararını açıkladı:

“…. ALPER POTUK'un, rakip takım oyuncusuna yönelik ciddi faulü nedeniyle 1 RESMİ MÜSABAKADAN MEN CEZASI ile cezalandırılmasına…”

“… AYKUT KOCAMAN'ın, müsabaka hakemine yönelik sportmenliğe aykırı hareketi nedeniyle takdiren 13.000 TL PARA CEZASI ile cezalandırılmasına…”

Hani, Alper Potuk, hakem Bülent Yıldırım’ın raporuna göre, büyük bir suç işlemiş,“ciddi faul” yapmış, “3 forma nolu oyuncunun darbe aldığı bölgede bir kanama oluşmuş, oyuncu tedaviden sonra oyuna devam etmişti”?

PFDK, aslında Alper’e ceza vermemeliydi; çünkü Bülent Yıldırım’ın “yalan rapor” yazdığını gördü. Tahkim Kurulu, bu “yalan”dan ötürü, cezayı hemen kaldırmalıdır.

Aykut Kocaman’a gelince…

Üç hakemin duymadığını, yazdığı raporda kendisinin duyduğunu belirterek yazan Serkan Çınar’a ne demeli?

“Yalan rapor” yazan Bülent Yıldırım ile muhatap hakemin ve yardımcılarının duymadığı sözleri rapor eden Serkan Çınar, maçları ya televizyondan ya da tribünden seyretmeli artık.

*****

Sona doğru…

Adamına, takımına göre ceza verme/ vermeme, olanı rapora yazmama, olmayanı yazma, aynı harekete aynı hakemin ya da bir başka hakemin hoşgörülü davranması…

TFF kurulların (Hukuk Kurulu, Tahkim Kurulu, PFDK, MHK) ve onlara “malzeme nakledenlerin” keyfiliğine TFF yönetiminin suskunluğu, sizce de garip değil mi?

Milletvekili, eski futbolcu Saffet Sancaklı’nın çarşamba günü TBMM’deki konuşmasını dinlerken, “bu garip” olma üzerinde gel de düşünme:

“Önlemler alınmazsa ileride ‘futbol terörü’ başlayacaktır.”

Saffet Sancaklı’nın uyarısı/ kaygısı, olanlara bakınca, sanki ortamın karıştırılması isteniyor gibi bir izlenim uyandırıyor!.

Dün, Kulüpler Birliği Vakfı’nın tavrı, TFF’yi  ciddi uyarının ilk işareti sayılabilir.

Ancak, TFF’ye çekidüzen vermek yetmez!

Öyleyse?

Son söz

Bugün, sırf asıl rakip sayılana zarar veriliyor, rakibin yarış yolunda tedirgin olması, tökezlemesi sağlanıyor diye susanların, yarın aynılarının kendilerine yapıldığı zaman öfkelenme/ celallenme/ yakınma hakları olmasa gerek.

YORUMLAR

  • 0 Yorum