Fenerbahçe, yine ilk golü atamadığı maçtan mağlubiyetle ayrıldı. 2. Dakikada çizgiden topu içeriye atmayı başaramayan Mehmet Topal, ilk yarıda başka bir pozisyonda kaleci ile karşı karşıya pozisyonda topu direğe nişanlamıştı. Slimani’nin aslında en etkili olduğu kafa toplarında şanssızlığı yenememesi ilk yarıda 3-0,4-0 olacak maçı ilk yarıyı 0-0 ile bitirmesine sebep oldu.
Fenerbahçe’de geçen yıllardan gelen özgüven eksikliği her maç artarak devam ediyor. Bunda yaratıcı oyuncu eksikliği olduğunu düşünüyorum. İnsiyatif alarak maça damga vuracak isim eksikliği Fenerbahçe’ye pahalıya mal oluyor.
Rakip önce durdur, kontralarla gol ara mantığı ile çıktı yine. Nitekim öyle güzel bir şut çıktı ki, Volkan Demirel’e maç boyu gelen eli yüzü düzgün tek şut ağlarla buluştu. Volkan Demirel’e az top gelmesi az olan konsantrasyonunu düşürüyor. Kaleye gelen şutlar bu sebeple gol oluyor. Yeni sezonda Fenerbahçe kalesine 6 şut atılırken 3 ünün gol olması bunun göstergesidir. Ne olursa olsun büyük bir takımda oynuyorsan extraların olmak zorunda. Maçı tek başına alacak oyuncuların olacak. Hem gol atan hem gol tutan.
Fenerbahçe formasının ağırlığı büyüktür. Bu formanın ne anlama geldiğini bilen, bildiği bu ağır yüke göre davranabilecek güç ve irade de oyuncu sayımız ne yazık ki çok az. Zaten kısıtlı yeteneklerle dolu oyuncu grubuna sahibiz. Hal böyle olunca da vasat bir görüntü izliyoruz.
Benim anlamadığım, Hasan Ali Kaldırım gerçekten iyi niyetli bir profesyonel. Belli ki kendisine iyi de bakıyor. Antrenmanları da iyi olmalı ki kadroda yer buluyor. Peki orta keserken hemen her pozisyonda rakibe çarptırabilmesi, yapabildiği ortalarında 1-2 tanesi haricindekilerin rakibe gitmesini nasıl başarıyor. Dirar, Barcelona’nın oyun stili olan tiki-taka tek pas yapmak istiyor ancak düşündüğünü yapabilecek yeteneği olmadığı için top genelde rakibe gidiyor. Isla-Şener ileriye boş koşu yaparak rakibi bozmak yerine olduğu yerde bekleyerek top ayağına gelirse hareket etmek üzerine kurulu bir anlayışta. Zaten çalım atamaz, patlayıcı koşu yapamazlar. Bunun sonucu olarak aldığı topu arkadaşına geri pas olarak vererek geriye hareket ediyor. İşte bu yüzden Fenerbahçe’nin hücum gücü büyük oranda düşüyor.
3 iyi isim
Kadroda sırıtmayan 3 oyuncu göze çarpıyor. Defansta Skrtel, ileride Slimani, Orta sahada Eljif Elmas. Skrtel’e kaptanlık bile yakışır doğrusu. Slimani yeni olmasına rağmen mücadelesi ile büyük takdir topluyor. Genç yaşına rağmen Eljif Elmas ise büyük sorumluluk almış durumda. Maşallahı var. Top ayağına da yakışıyor. Eljif Elmas’lar çoğaldıkça daha iyi bir takım olacağız. Ayrıca yeni alınan gençlere de süreler verilmeli diye düşünüyorum. Zaten maçı kaybedeceksek, kaybediyoruz. Teknik heyetimiz, en azından gençlere verilen sürelerle tecrübelerinin artmasını sağlayabilir, tecrübeli! olarak geçen futbolculara da ruhlarını sahaya yansıtacakları süreye kadar tribüne veya kulübeye göndererek formanın değerini anlayacakları ve mücadele edecekleri zamana kadar düşünme süresi verilebilir. Zaten kalene gelen her top gol oluyorsa orada kim oynarsa oynasın fark etmez demektir. Gençlere yatırım şart.
Desteğe devam edelim...
Bir de yönetimimize destek konusuna değinmek istiyorum. Yönetim yeni geldi. Eski alışkanlıkların olduğu, finansal sorunların hepimizin bilgisine sunulduğu, illegal güçlerle mücadele edildiği bir kulüp burası. Hepsi bir günde değişmez tabiki ancak teker teker düzelecektir. Hatalarda yapılabilir ki toleransları büyük. Bizim üzerimize düşen yapıcı eleştirilerle takımın daha iyi noktalara gelmesi. Zaten taraftalar kombineleri bitirdi. Yeni sezon formalarında 100 bin barajını da geçti. 2014-2015 sezonundan bugüne ilk kez bir maçtan sonra PFDK’ya sevk edilmedik. Taraftarımız, başkanımız Ali Koç’un sözünü yere düşürmemiştir.
Tüm taraftarlarımıza ayrıca teşekkür ediyorum.
Başkanımıza desteğe devam edelim.
Her şey daha güzel olacak.
YORUMLAR