2018-2019 Lefter Küçükandonyadis sezonu başladı. Normalde yeni sezon tüm takım taraftarları için yeni transferler demektir. Taraftarlar hazırlık maçlarındaki performansları bekler. Yeni transferlerin havaalanında karşılanması için programlar yapar, "Geceleri KAP bildirimleri gelir mi?" diye sosyal medya, web siteleri, haber sitelerinde nöbet tutardı.
Artık devir değişti. Mali kriterler nedeniyle kulüpler artık çok daha dikkatli davranmak zorunda. Kulüpler işin ciddiyetini daha yeni ifade ederek taraftarlara daha şeffaf olmaya başladı. Bu da taraftarların beklentilerini realize ederek, doğru bütçelerde transferler yapılmasına yöneltti.
Fenerbahçe 3 Haziran'daki başkanlık seçiminde Ali Koç seçildi ve Türk Spor Kamuoyu'nda değişim rüzgarları başladı.
Ali Koç tüm camialara dostluk mesajları verirken, aynı şekilde karşılıklar almaya başlasa da işin aslının öyle olmadığı gözüküyor. Ligin ilk haftasında, Bursaspor karşısında Fenerbahçe evinde oynadığı karşılaşmada yaşanan olay, Bursaspor yönticileri tarafından Ali Koç’a atfedildi. Ancak Ali Koç Tofaş firması ile Bursaspor’a sponsor olalı 3 gün olmuştu.
Sadece Fenerbahçe’ye değil birçok spor kulübüne yaptığı destekler ile Türk Sporuna ciddi sponsorluk gelirleri aktaran bir grup olan Koç grubuna bu yapılan büyük ayıptı. İnşallah bu olay son olur ve mücadele sadece sahada olur. Belaltı vurmaya çalışanlar da, kendilerine zarar vereceklerini bilmeliler.
VAR Sistemi Geldi, Mertlik Geri Geldi.
Senelerce Fenerbahçe’nin yenilen haklarını gördükçe avuçlarını ovuşturanlar, VAR sistemi geldiğinde adaletli kararlar karşısında avazları çıktığı kadar bağırmaya başladılar. TV’lerdeki eski hakemlerden oluşan sözde yorumcular (!), yapacak yorum bulamayacaklarını, yarattıkları spekülatif ortamları tehlikeye sokacak VAR sistemine ateş püskürtmeye başladılar. Yan hakemin görmediği ofsayt sonrası gelişen atakta Busaspor’un kazandığı penaltının aslında pozisyonun ofsayt olduğu gerekçesi ile iptal edilmesi teknolojinin faydalarından yararlanılması gerekliliğini ortaya çıkartmıştır. Son dakikadaki Skrtel’in koluna çarpan topa penaltı verildikten sonra iptal kararının aynısı, şu an ki en iyi Türk Hakemi (!) olarak kabul edilen Cüneyt Çakır tarafından Dünya Kupası maçında yaşanmış ve aynı şekilde iptal edilmişti.
Şimdi “hakem hatalarının bu işin bir parçası olduğunu düşünüyorum bu yüzden VAR sistemine karşıyım” diyenler de var. Bu kadar büyük bir ekonominin girdiği bir sistemin teknolojik yardım almasını istemeyenler maçları manipüle etmekten başka bir iş yapmayan isimlerdir. Teknoloji müsabakaların her alanında kullanılıyor. Her maç sonucuna göre, hatta her atılan golle şampiyonun, küme düşenin belirlenebildiği, milyonlarca lira gelir kaybı yada kazancının belirlendiği bir sistemde, VAR sisteminin olmasını eleştirmeyi kamuoyunun hoşgörüsüne bırakıyorum.
Fenerbahçe’ye gelecek olursak, geçen senelerdeki oyuncuların birbirlerine olan güvensizliklerinin kırılmaya başladığını gördük. 1-0 geriye düşmesine rağmen takım olarak reaksiyon gösterilmesi ileriye dönük ciddi bir ışık verdi.
Barış Alıcı’nın kumaşı gerçekten çok iyi. Çok daha iyi olacaktır.
Eljif Elmas kısa süre alsa da, fizik olarak yükselişe geçtikçe çok daha parlak bir takım izleyeceğiz.
Yeni transfer edilen Islam Slimani takıma büyük güç katacaktır.
Bir stoper daha alınırsa takımın gücü daha iyi seviyeye gelecektir. Bu sene Şampiyonlar Ligi'ne kalmak finansal açıdan çok önemli ancak en önemlisi Lig şampiyonluğu.
Benfica’yı gözümüzde çok büyütüyoruz. Kötü takım değil tabiki ama yıllarca örselenmiş, finansal olarak yüksek borç yükünün altında bulunan bir takımın verdiği reaksiyonu onlarda beklemiyordur. Bu sene olmasa da önümüzdeki seneden itibaren, özellikle finansal olarak belirli bir düzeye gelmemiz halinde Fenerbahçe’yi düşlediğimiz yerlere doğru hareket ederken göreceğimizi düşünüyorum.
Bu arada maçları çok özlemişiz. Hepimize hayırlı olsun.
YORUMLAR