UZAY GÖKERMAN

UZAY GÖKERMAN


FFP çıkmazından kurtulmak

09 Şubat 2017 - 10:50

PFDK'nın derbiyle ilgili kararları adil mi?

Beşiktaş tribünlerinden iki defa sahaya tecavüz durumu oldu, birinde maç tamamen durdu, adam içerideydi. Hasan Çetinkaya'nın başı yarıldı. Tüm bunların karşılı 1 maç saha kapama aldı. Tosic'in saha içinde yaptıklarına ilave olarak akreditasyon gereken yere başkasının kartıyla girmesi var. PFDK için bu olay yok hükmünde. Şenol Güneş saha içinde, dışında, koridorlarda her yerde var; tüm ekran ve fotoğraf karelerinde görüyoruz. Cezası ortadadır.

Fenerbahçe, maddi anlamda Beşiktaş'tan daha fazla ceza aldı. Van Persie görüntüye göre 3 maç ile cezalandırıldı. Belki de onun yaptıklarını hakem gördü ve cezaya hükmetmedi? Ne biliyoruz?

Burada adalet olduğunu iddia etmek mümkün mü? Artık eşitlik ilkesi, adil oyun kavramı ortadan kalkmıştır. Medyası, Federasyonu, MHK'si, PFDK'sı Beşiktaş'ın şampiyonluk yarışında nasıl daha az hasar alır, bunun hesabına girmiş görünüyor.

Aksi durum olsaydı Fenerbahçe'nin sahası en az 5 maç kapanır, oyuncuları 12 maç ceza alırdı. Almadı mı geçmiş dönemlerde? Aldı. Kapanmadı mı? Kapandı.

Hatırlamakta yarar var.. Geçen hafta her yönüyle hafızalara kazınan bir derbi izledik.. Derbide ve sonrasında seni en çok etkileyen nelerdi..

Şu bir gerçek ki Beşiktaş Fenerbahçe'yi yenmeyi çok istiyordu. Ezeli rakibin ile ilk defa yeni stadyumunda karşılaşıyorsun. Herkesin çok beğendiği kadron var; bir hafta önce Konyaspor'a karşı gösterişli bir skorla kazanmışsın. Hatta gönüllerden geçen; Fenerbahçe'yi çok farklı yenerek, gösterişli bir stadyum açılışı yapmak. Ama... Evdeki hesap çarşıya uymuyor. Bir türlü istediği oyunu oynayamayan bir Beşiktaş çıkıyor ortaya; her geçen dakika gerilim artıyor. Psikolojik olarak bu maçı Van Persie üzerinden yorumlayamazsınız.

Kendine güvenen, güçlü takımlar böyle oyunlara gelmez, gelmemelidir. Geliyorsanız Dinamo Kiev maçında olduğu gibi 6-0'lık skorlar çıkar ortaya. O zaman çok güçlü değil, kırılgan bir takım haline gelirsiniz. Koskoca Beşiktaş'ı bir Van Persie bu hale getirebilir mi? Bu kadar basit olabilir mi 90 dakikalık bir oyun? İlk defa hakemle kaybediyorsunuz; o zaman sürekli hakem hatalarıyla maç kaybedenler haklıdır? Hakem hatalarıyla maç kaybedenlere karşı küçümsemeyle yaklaşmayacaksınız!

Kuşkusuz karşılaşma sonrasındaki ana medyanın olaya yaklaşımı bizim hep üzerinde durduğumuz, tahlil ettiğimiz şekilde oldu. Şaşırtmadı. Meseleyi bu boyuta taşıyanların bundan en çok şikayetçiymiş gibi görünenler olmasıdır bizim samimiyetsizliğimiz.

Beşiktaş bu maçı her şeye rağmen kazansaydı Van Persie mi konuşulurdu? 

Geçen sezon oynanan ve Beşiktaş'ın kazandığı derbide hakem Beşiktaş lehine hatalar yapınca her şey güllük gülistanlıkken neden konuşmamıştık bu kadar? Mesela gol atan Gomez'in Fenerbahçeli savunma oyuncusunu formasından çekerek kendine avantaj sağlamıştı. O zaman atılan gol çok mu etik değerler taşıyordu?

Bozkurt Yılmaz'dan bir alıntı yapayım; Şenol Güneş, Trabzonspor'dan sonra Beşiktaş'la da Fenerbahçe'nin arasını kalıcı bir şekilde bozmaya çaba sarfediyor. Şenol Güneş'in kafasında başka hesaplar var. Derbiden akıla not olarak yazılan en önemli detay bu!

Robin van Persie'yi hiç bu kadar agresif ve futboldan uzak görmemiştik. Oğuzhan gibi çok sevdiği bir oyuncunun tepkileri mi onu değiştirdi yoksa başka bir nedeni mi var..

Kasım ayında buraya Manchester United geldi. İbrahimovic'i izledik. Ne yaptı; gitti Kjaer'in boğazına sarıldı. Geçen sene yılın futbolcusu seçilen Ronaldo maçlarda daha azını yapmıyor. Real Madrid-Barcelona eşleşmelerinde kimse kimseye topu centilmence teslim etmiyor. Orada da kavga var. Her gün İngiltere'den izledikleri maçlarla ilgili yorum yapanların oradaki bazı derbilerdeki sertlikleri unutmuş görünmelerini anlamak kolay değil.

Van Persie belki de Fenerbahçe'ye geldiği günden bu yana ilk defa bu kadar oyunun içindeydi. Maçı izlerken hiçbir şey yokken ortada Oğuzhan'ın hareketini gördük. Yıllarca arkadaş olmuş iki futbolcunun bu hale gelmesi üzücüdür ve esas mesele de burada gizlidir; neden bu iki oyuncu?

Şimdi olayları bir kere daha hatırlayalım; Fenerbahçe'de Van Persie'yi çıkaralım, agresiflik bakımından başka oyuncu aklımıza geliyor mu? Beşiktaş'ta; Oğuzhan, Tosic, Quaresma hatta yedek Aras sahaya girip, müdahale ediyor. Tüm gerilimli görüntülerin içinde kim var; Şenol Güneş. Demek ki mesele bize gösterildiği gibi değil.

Önce Advocaat'a bakacağız, sonra Şenol Güneş'e.

Taktik açıdan Fenerbahçe derbileri ve üst düzey maçları iyi oynuyor. Ama küçük takımlar karşısında baskı kuramıyor ve kolay gol yiyor.. Nedeni nedir?

Fenerbahçe'nin kadro kalitesi sürekli sorgulanıyor, küçümseniyor. Geçen hafta bununla ilgili yazı yazdım, bunu tablolarla destekledim. Senin de soruda sorduğun gibi daha zayıf takımlara karşı bir odaklanma, konsantrasyon sorunu var. Ancak Pazar günü İBB karşısındaki Fenerbahçe Basketbol takımı ile CSKA karşısındaki da aynı oyunu oynayamadı. Bunu biraz da oynadığın rakip belirliyor olabilir. Volkan Demirel bu maçlarda çok basit goller yiyor. Oysa gördük ki Beşiktaş maçında daha dikkatli oynuyor. İşte bunun üzerine daha fazla yorum yapmak, eleştirmek önemlidir.

UEFA Avrupa Ligi, Türkiye Kupası, Şampiyonlar Ligi'ne katılmak.. Şu anki tabloyla sezon sonu için hedef sıralaması nasıl olur.. 

Ana medya Beşiktaş'ın şampiyon olmasını, üçüncü yıldızı takmasını istiyor. Bu nedenle Beşiktaş'ın arkasında psikolojik anlamda güçlü bir desteği var. Başakşehir'e sempati ile bakılıyor. Galatasaray'ı kimse hesaba katmadığı için üzerinde baskı yok.

Fenerbahçe ise dört bir yandan baskı, eleştiri altında. Kendi taraftarı bile bölünmüş, bir kısmının Fenerbahçe'nin kaybetmesinden keyif bile aldığı söylenebilir. Fenerbahçe'yi takip edenler sportif bir bakış açısıyla yaklaşmıyorlar. Yönetimle olan hesaplar hep ön planda duruyor.

İlk üç sıradaki takımlar sadece sportif olanla ilgilenirken, Fenerbahçe'nin karşısında mücadele etmesi gereken daha geniş bir yapı var. Kayseri'de Trabzonspor diye bağırılıyor. Bir Galatasaraylı'nın Volkan Demirel'den nefret etmesini anlamak mümkün, Kayserisporlu'nun ne hesabı olabilir? Sıralamayı bu belirliyor.

Fenerbahçe'nin sezona başlarken kaybettiği puanlar dışında dezavantajı yok. Normal şartlar olsa Fenerbahçe'nin ilk iki sırada bitireceğini iddia edebiliriz.

Ligde bu kadar geriye düşülmesinde Advocaat'ın payı nedir?

Advocaat olmasa Fenerbahçe lige çoktan havlu atmıştı. Daha önce de seninle konuşmuştuk. Advocaat bu sezon Fenerbahçe'nin en büyük şansıdır. 

Sow'un katılımı takıma yine heyecan verdi ve önemli bir maç kazanıldı.. Lens ve Sow'un kiralık oynamalarına karşın katkılarını nasıl değerlendiriyorsun?

Sow, Fenerbahçe'nin öz oyuncusudur. Kiralık olması bunu değiştirmiyor. Lens, kendisini ispat etmek zorunda; her futbolcu gibi onun da Premier Lig'e geri dönme arzusu vardır. Döner mi kalır mı, bilmiyorum. Ancak kalan maçlarda bu oyuncuların performansı etkili olacaktır. Van Persie ilk defa Fenerbahçe formasına sahip çıktı. Devamını getirir mi bilmiyorum; ancak onun futbolu da belirleyici olacaktır.

Önümüzdeki sezonun kurgusunda alınması gerekir dediğin bir isim var mı?

Fenerbahçe FFP çıkmazından kurtulabilmesi için mutlaka şampiyon olmalı ve Şampiyonlar Ligi'ne direkt katılmalıdır. Aksi durumda bu dar boğaz ile iddialı kadrolar nasıl kurulur, gerçekten bu sportif değil, finansal hesaplarla yapılacak bir çözümleme olacaktır. Yine kendi takımında forma bulamamış, kiralık isimlere yönelmek zorunda kalınacaktır.

11 Şubat 2017 - futboo.com

YORUMLAR

  • 0 Yorum