Henüz transfer sezonu açılmadı fakat sezonu hayal kırıklığıyla ve kupasız tamamlamak üzere olan Fenerbahçe, transfere hızlı giriş yapacağının sinyallerini şimdiden veriyor. Bir ilginç durum ise; Fabiano ile yolları ayıran, Volkan Demirel ile henüz sözleşme yenilemeyen Fenerbahçe'nin elindeki tek kalecinin Ertuğrul ve Gaziantepspor'da kirada oynayan Erten Ersu'nun kalmış olması... Gündeme her gün yeni bir isim geliyor fakat ortaya atılan isimlerin direkt oynayacak değil de Volkan Demirel'i yedekleyecek bir isim olacağı söyleniyor. Asıl hata ise bu noktada yapılıyor çünkü Fenerbahçe'nin kalesinde yıllardan beri oynayan Volkan Demirel'in, derbi maçlarındaki yüksek konsantrasyonunu, diğer maçlarda sağlayamaması onu belki de Dünya çapında bir kaleci olmasındaki en büyük engel oldu.
Fenerbahçeliliği ve saha içindeki taraftar duruşu dışında Fenerbahçe'ye bir katkısı olmayan Volkan Demirel'in yanına veya arkasına değil direkt olarak yerine bir kaleci transferi yapılmalıdır. Volkan Demirel de takımda kalmak istiyorsa yenilenecek sözleşme şu anda kazandığı 2 milyon avronun üstündeki rakamlarda değil yarısı belki de daha azı bir rakama olmalıdır. Çünkü yapılan transferlerde ve sözleşme yenilenecek oyuncularda ciddi indirimlere giden Fenerbahçe, Volkan Demirel kalmak istiyorsa sözleşmesini de TL üzerinden yapmalıdır.
GÜNDEME GELEN İSİMLERDE SORU İŞARETİ OLMAMALI
Şüphesiz her transfer risktir fakat Fenerbahçe en az riski alarak, futbolda benim özelimde en önemli bölge olan kaleci pozisyonuna bütçesinin de büyük bölümünü ayırarak bir transfer yapmalıdır. Harun Tekin, Karnezis, Ospina ve Beiranvand şu anda gündeme gelen ve adını sıkça duyduğumuz isimler olarak göze çarpıyor. Ospina dışındaki diğer üç isimden Harun'un Fenerbahçe'nin kalecisi olmadığını, Karnezis'in vasat bir kaleci olduğunu ve Beiranvand'ın ise adını ilk kez duyduğumu söyleyebilirim. Bu da ekstra maliyetin lüks olduğu, FFP'nin gölgesinin üzerinde gezindiği bir dönemde Fenerbahçe'nin gereksiz harcama yapmasını sağlayan bir durum oluyor.
HARUN TEKİN FENERBAHÇE'NİN KALECİSİ DEĞİL
''Bursaspor'un bu sezonki performansı buna sebep'' diyenlerinizi duyar gibiyim fakat Harun Tekin, ligin en çok gol yiyen kalecisi (57 Gol) olması dışında, kurtarış yüzdesi de en düşük kalecilerden birisi olarak göze çarpıyor. Onunla birlikte henüz resmileşmese de Aykut Kocaman'ın geldiğini varsayarsak; pas futboluna dayalı oyunda yine ligin topu oyuna sokma konusunda en başarısız kalecilerinden birisinin Fenerbahçe'ye gelmesi, açıkçası çok mantıklı bir iş olarak gözükmüyor. 'Milli Takım'a kadar yükselen bir kaleci için çok sert konuşuyorsun' diyenler olabilir fakat Harun Tekin'in iyi kaleciliğinin değil maç içindeki anlık performanslarının yüksek oluşu, iyi bir penaltı kurtarıcısı oluşu ve bazı maçlardaki öne çıkışıyla adını duyurup A Milli Takım'a kadar yükseldiğini düşünenlerdenim.
DAVID OSPINA, AYKUT KOCAMAN'IN SİSTEMİ İÇİN DOĞRU İSİM
'Topu oyuna iyi bir biçimde sokmak' Güney Amerikalı kaleciler için klişe bir tarzdır. Ospina da bu klişenin aksine gitmeyen, topu oyuna iyi sokup doğru oyunu başlatmasıyla, Premier Lig'de önemli bir istatistik yakalayan kalecilerin başında geliyor. Önümüzdeki sezon Fenerbahçe'nin pasa ve koşu mesafelerine dayalı bir oyun sistemiyle oynayacağını düşünürsek; Ospina'nın doğru hamle olacağını gösteriyor. Ayağı düzgün olan her kaleci, takımını maçlara 1-0 önde başlatır ve özellikle baskı yenilen anlarda kaleye yapılan dönüşlerde topu rakibe hediye etmenizi engeller. Bu da Ospina gelirse Fenerbahçe'nin en büyük artısı olur. 'Yok mudur peki bu Ospina'nın dezavantajları?' diye soracak arkadaşlar olabilir. Bir kalecinin hangi özelliği olursa olsun eğer sürekli oynamıyorsa ve maç kondisyonu iyi değilse o özelliklerin çok da bir işe yaradığını düşünmeyenlerdenim. Ospina'nın da en büyük handikapı bu olarak gözüküyor. İçinde bulunduğumuz sezonda 13 maç, Geçtiğimiz sezon ise 12 maç oynayan Kolombiyalı kaleci, Milli takımında gösterdiği performans sayesinde adını hala transfer piyasasında sıcak tutuyor. Bununla birlikte boyunun 1.83 oluşu ise onun zaman zaman dezavantajına olan durumlar yaratabiliyor. Çevikliği ve esnekliği ise her ne kadar boyunun kısalığını gölgelese de bu durum bazı pozisyonlarda onun aleyhinde oluşan bir sıkıntı...
FENERBAHÇE'YE KALECİ ÖNERİM; JUVENTUSLU NETO
Gianluigi Buffon'un arkasında eskiyen bir isme geldi sıra... Fiorentina'daki performansıyla Juventus'un yolunu tutan Brezilyalı kaleci Neto, gelmeden önce bu senaryoyu görmüş olmalı ki; Buffon'un arkasında beklemekten şikayetçi değil ve görev ne zaman verilirse gösterdiği üst düzey performansla profesyonellik açısından da üst düzey bir kaleci. Maç içi konsantrasyonu yüksek, maçın içinde sürekli olan, topu oyuna sokma konusunda başarılı, cepheden gelen şutlarda iyi bir kaleci Neto... Anlık refleksleri üst düzey olan Neto, çeviklik konusunda da başarılı bir isim. Özellikle karşı karşıya kalınan pozisyonlarda Neto'ya gol atmak açıkçası zor olan bir durum çünkü fiziğini ve bedeninin iyi kullanan Brezilyalı, rakip forvetlerin açısını rahatça kapatabilen bir kaleci. Bu sezon Serie A'da Juventus formasıyla 8 maçta sadece 2 gol yedi ve 5 maçta galesini gole kapattı. Kimi bu istatistiği Juventus'un defansif kalitesine bağlıyor ama oynadığı maçlarda onu izleyenler, rakibe verilen hücum fırsatlarındaki aktifliğini görürse söylemlerimize biraz daha katılacaktır....
YORUMLAR