Altay tutuyor... Forvet atamıyor...

Futbolda büyük takımların ortak önemli bir özelliği vardır.. "Atanın ve tutanın iyi olacak.."
Ya da başka bir deyişle; büyük takımsan elinde "şapkadan tavşan çıkaran bir sihirbazın olacak.."

Schumacher ve Rıdvan gibi.. Rüştü ile Van Hooijdonk gibi.. Volkan ve Alex De Souza gibi.. 
Fenerbahçe'nin yakın tarihine damga vurmuş bu isimler hep önemli başarıların da altına imza attılar.

Günü geldi biri kalesinde devleşti.. Günü geldi takımın en ihtiyacı olduğu anda forvetteki yıldız müthiş gollere imza attı.

Ama bu sezon özelinde Fenerbahçe önemli bir sıkıntıyla karşı karşıya kaldı.. Takımın gol ihtiyacını karşılamak üzere kadroya katılan Samatta - Cisse ve Thiam beklentilerin çok çok uzağında kaldılar. Özellikle de Samatta.

Fenerbahçe'nin 10 numaralı formayı teslim ettiği Tanzanyalı forvet Beşiktaş karşısında ilk onbirde şans buldu. Karşısında ise Aboubakar vardı.

Beşiktaş Kamerunlu forvetin birbiri ardına yarattığı tehlikeler ve attığı şutlarla Fenerbahçe'yi tehdit ederken, Samatta rakip kaleyi sıkıntıya sokacak en ufak bir girişimde dahi bulunamadı.. Aslında sezonun özetini şu yekilde yapmak gerek. Samatta bu sezon 4 gol atabildi.. Beşiktaş'ın esas golcüsü olmayan, kanat-forveti Larin sadece Rizespor'a karşı bir maçta 4 gol kaydetti.. Aynı şeyi Hatayspor'un Gabonlu forveti Boupendza Antalyaspor'a karşı tek devrede yaptı.

Fenerbahçe belki çok önemli oyun kurucuları, iyi savunmacıları, önemli kanat forvetleri kadrosuna kattı ama asıl önemli olan "golcüyü" bir türlü bulamadı.

Derbide de bütün hikaye bu şekilde yazıldı.. Altay Bayındır Türkiye'nin enh formda kalecisi olarak yine müthiş bir maç çıkarttı.. Tıpkı Karagümrük, Denizli, Hatay maçlarında olduğu gibi yine kusursuz oynadı.. Tek folü duran toptan yedi ve en az 4 net gollük şutu müthiş reflekslerle çıkarttı.

Fenerbahçe Beşiktaş'ın 5 puan gerisinde giriyor son 11 haftaya.. En azından ligi ikinci bitirip Şampiyonlar Ligi ön elemesi oynama hakkını kazanma şansı var.. Şampiyonluk çok uzak ihtimal de olsa sonuna kadar kovalamaya değer.

Buna karşın takımın hücum gücü kalan maçların tamamını kazanacak bir ortam vaad etmiyor.. Samatta da Cisse de Thiam da Fenerbahçe'nin asıl golcüsü olmaktan çok uzak oyuncular.. Maalesef bu gerçeği devre arasında görmeyip bu noktaya transfer yapmamış olmak da takımın hücum kapasitesini geriye götürdü.

Erol Bulut da beklentilerin uzağında kaldı.. Evet bu tartışmasız.. Ama diğer tarafta; Fatih Terim gibi kariyerli ve başarılı bir teknik adama,  Falcao gibi, Muslera gibi çok önemli yıldızlara sahip Galatasaray'dan sadece 2 puan geride Fenerbahçe.. Üztelik sarı-kırmızılı takımın Beşiktaş, Trabzonspor, Hatayspor gibi tehlikeli rakiplerle de maçları var.

Fenerbahçe artık sakin kalmalı ve sezonu Erol Bulut'la bitirmeyi hedeflemeli.. İkincilik mutlaka kazınılmalı.. Beşiktaş hata yaparsa oluşacak şampiyonluk yarışında bu kez hata olmamalı.

Ve en önemlisi.. Takımdaki bazı futbolcular Altay gibi, Caner gibi, Ozan gibi yürekleriyle oynamalı.

O zaman belki bu sezon da kaybedilir ama gelecek için ortaya önemli bir "takım iskeleti* çıkar.. Ve büyük kulüpler için bu kazanım bazen şampiyonluk kadar değerlidir.

Beşiktaş cephesi için beraberlik önemliydi.. Kazanılsa şampiyonluk yolunda büyük bir engel aşılacaktı.. Ama 1 puan da önemli bir kazanım oldu.

Vida'nın golü, Aboubakar'ın oyunu, Ersin'in kritik iki kurtarışı ve takımın zor hava koşullarında savaşması derbinin Beşiktaş adına öne çıkan taraflarıydı.

Halil Umut Meler ise bir-iki kart hatasına karşın derbiyi iyi yönetti.