TURGUT ÇELİK

TURGUT ÇELİK


Başarısızlıkta en masumu Phillip Cocu'dur

01 Kasım 2018 - 15:25

Güvendiğiniz, beklentilerinizi boşa çıkartırsa ne yaparsınız?

Kişinin konumuna, konuya göre yanıtlayacağı bir soru bu. Yanıtta, kişilikten kaynaklanan tepkilerin de etkili olacağı su götürmez. Beklentilerin ne olduğu da önemli kuşkusuz.

Kimi der ki:

Bir fırsat daha veririm.

Kimi der ki:

Demek ki ben de yanılabiliyormuşum.

Kimi der ki:

Onu bunun lafına bakar, onu bunu memnun etmeye kalkarsan böyle olur.

Kişi, der de der!

Öyle bir duruma gelinir ki, geçmişe dönük ne denirse densin boştur artık!

*****

Özeleştiri kültürümüz yok.

Bizde özeleştiri olmadığı için “suç”u hep başkasında buluruz; yanıldığımızı, yanıltıldığımızı düşünmemize karşın işin bu yönünü hiç görmeyiz.

O ana kadar el üstünde tuttuğumuz, arkasında durduğumuzu övünçle vurguladığımız kişi, bir anda kendisini kapı önünde bulur.  Kapalı kapılar ardındaki durumu bilemeyiz ama, dışa yansıyanlara göre, saygıda kusur edilmeyen kişi, saygısızlık sayılacak durum, görüntülerle dışlanmış olarak ortada kalır.

Yapayalnız!

En son somut örneğimiz Phillip Cocu…

Kendinizi Cocu’nun yerine koyun ve bir iki saat içindeki değişmeyi düşünün. “Ama”yla başlayacak cümlelere sığınmadan… 

Cocu, bir süredir, ömür uzatacak ya da kısaltacak dediğimiz maçlara çıkıyordu. Asıl sorumluluğu ilk düdükle başlayacak maçlara… Sırf görüş ve önerileri sorulduğu için, aile içinde konuştular diye dışlanan futbolcular ve onlardan etkilendikleri yadsınamaz futbolcularla... 

Dışa ve içte bir kesime gösterilen hoşgörü, Cocu’ya da gösterilmeli, Cocu, geldiği gibi gitmeliydi. 

(Hoşgörü dedik de aklımıza geldi: Takım içinde barış sağlanmalı; bunun sonucu bağışlama olmalı.)

******

Cocu, kent takımlarında gördüğümüz bir acelelikle gönderildi.

Cocu’nun başarısız olması, böyle gönderilmesini gerektirmezdi. Oysa başarısızlıkta en masumu Cocu’dur

Asbaşkan Semih Özsoy’un, ”Taraftarın tepkisi de kararımızda büyük etken olmuştur.” demesi, bir kesim taraftarın elini güçlendirmiştir!

Gel de bir yazımızdan ("Tepe"ye yaklaşacağına "Dip"e doğru gitmek…) bir bölümü anımsama:

(“Yönetim istifa!” 

Statlarımızda tribünlerin moda sloganı. Bu, Fenerbahçe’de bu yıl kabuk değiştirdi. Şimdiki moda, destek verilen yönetimin getirdiği teknik direktörün gitmesini istemek…

(….)

İsteyenlerin taraftar, istemeyenlerin taraftar sayılmadığı bir yerde, isteyen, daha neler  ister neler!

Açılan bu yanlış yoldan bir an önce dönülmeli, o yol “isteyen taraftar trafiği”ne kapatılmalıdır. Böyle giderse, teknik direktöre ve futbolculara yönelik sloganlar, şu anda slogan dışı kalanlara yönelir.)

Sözü dinlenen bir kesim taraftarın, “Nasıl olsa bizim isteklerimiz doğrultusunda karar alınıyor.” yaklaşımı tehlikeli bir yola girildiğini göstermez mi?

O taraftar, yarın öbür gün,“Yönetim istifa” ya da yönetimde olan biri için “İstifa” dediği zaman ne yapacak yönetim?

*****

Teknik direktör konusunda ne yapılmalı?

Başkan Ali Koç, Cocu’yu apar topar göndermekle daha önce söyledikleriyle ters düştü:

“Hoca değiştirmek, insanların gazını almak çok kolay. Değişime inanıyorum; devre arasına kadar da bir şey yapmayı düşünmüyorum. Arkadaşlarıma böyle bir değişikliğin erken olduğunu söyledim.”

(Demek ki Ali Bey’in arkadaşları/ yöneticiler, Cocu değişikliğini istiyordu. Ankaragücü yenilgisi, Ali Bey’i arkadaşlarının dediğine getirdi. Bu, geçmişteki kimi kararlarda olduğu gibi, gelecek günlerde başka konularda da arkadaşlarının dediklerinin olacağı anlamına gelir.)

Ali Bey, teknik direktörü bir an önce bulmalı; sponsor bulmada olduğu gibi işi sürüncemede bırakmamalı.

Yeni teknik direktör nasıl biri olmalı?

Al Bey’in Aykut Kocaman ve Ersun Yanal için söylediklerine bakalım önce:

“Yerli hoca ile devam edeceksek, Aykut Hoca'dan başkası olmayacaktır.”

Ne oldu?

Yabancı, yani Cocu tercih edildi.

Cocu, daha gitmeden Ersun Yanal’ı isteyenlere kesin yanıt verdi:

“Dün olmadı, bugün de yok, yarın da olmayacak. Ersun Yanal, bizim programımızda yok.”

(“Son dönemde Ersun Yanal için bir kampanya var, ancak ben bundan etkilenmem. Olmayacağını buradan söylüyorum. Bu sevdaya son verelim; çünkü hiçbir faydası yok.”)

*****

Sona Doğru…

Ali Bey’in rahat olduğunu söylemek mümkün mü acaba?

Aykut Kocaman ve Cocu konusunda bir kesim taraftarın sesine kulak verilmesi, bugün bir ikilemle karşı karşıya bırakıyor Ali Bey’i…

Aykut Kocaman’ı ve Cocu’yu istemeyenler, Ali Bey’in uyarılarına karşın Ersun Yanal’da diretiyorlar.

(Yönetimce değer verilen taraftar kesiminin Aykut Kocaman ve Cocu konusunda “Gitsin!”, Cocu varken “Ersun Yanal” demelerini doğru bulmadık hiç. 

Ama şimdi?

Teknik direktör boşluğu var. İsteyen gönlünden geçeni isteyebilir, eyleme bile geçebilir. Yönetimi etkilemek, “hak”tan sayılır artık! Ama… Ersun Yanal dışında biri iş başına getirilirse, gelene arka çıkmak, taraftar için "farz"dır.)

Son söz:

Ali Bey, teknik direktörünü bir an önce bulmalı; sponsor bulmada olduğu gibi işi sürüncemede bırakmamalı.

YORUMLAR

  • 0 Yorum