Can Bartu'nun ağzından yaşam öyküsü

Can Bartu, "Ben futbolcu değildim ki. Basketbola devam ettim. A Takımı’nda oynuyorum. Futbol için de gelip evden izin alıyorlar. Gidip 2-3 gol atıyorum. İdareciler de “Bu çocuğu neden A Takım’a almıyoruz” demeye başladılar. Niyazi Sel bizi seyretmiş. Karşıyaka’yla bir hazırlık maçı yaptık. Annem de ilk defa bir futbol maçını izlemeye gelmişti. 7 tane falan attık. A Takım’a da öyle girdim." demişti

Can Bartu'nun ağzından yaşam öyküsü
12 Nisan 2019 - 13:22 - Güncelleme: 12 Nisan 2019 - 16:55

Dün gece vefat eden Fenerbahçe Tarihi'nin efsane ismi Can Bartu ile Fenerbahçe Tarihi kitabı için Altan Tanrıkulu'nun yaptığı söyleşi...

Fenerbahçe deyince ilk akla gelen isimlerden birisidir Can Bartu. Sarı-lacivertli renklerle henüz küçük bir çocukken tanışmış, hem basketbol hem futbolu üst düzey oynamış,

6.5 yıl İtalya’da forma giymiş olağanüstü bir geçmişe sahip bir efsanedir...

Fenerbahçe Yönetimi’nin adını A Takım’ın antrenmanlarını yaptığı Samandıra Tesisleri’ne vererek ölümsüzleştirdiği Can Bartu’yla kendi evinde geçmişe yolculuk yaptık.

Fenerbahçe’yle nasıl tanıştınız? Bas- ketbola başlamanız nasıl oldu?

Küçük bir çocukken St. Josef’in yanın- da bir Alman bahçesi vardı, Almanlar’ın kamp yaptığı. Elma ağaçları arasında falan hem basket hem futbol sahası vardı. Biz oraya girip oynardık. Daha sonra 11 yaşında Modaspor Minik Takımı’nda basketbol oynamaya başladım. Ardından Fenerbahçe Genç Takımı’na seçildim. 17 yaşındayken de A Takımı’nda forma giydim. Yugoslav- ya’ya bir turneye gittik ve Kızılyıldız’la karşılaştık. Maçı 1 sayıyla kaybettik ama ben çok iyi oynamıştım.

Futbola nasıl geçtiniz? Fenerbahçe’yle ilk futbol maçlarınız hangileriydi?

Edirne’ye gittik. Türkiye Şampiyonası için. Fenerbahçe Genç Futbol Takımı da Edirne’deydi. 3-0 mağlup oldular. Biz de
o gece basket maçını kazandık. Futbol takımının antrenörü Reşat Erteğ,
“Sizin içinde futbol oynayan var mı” diye sordu. Bizimkiler de “Var bir tane” dediler. Beni ve kaleci olarak da bizim takımın pivotu Esat’ı aldılar takıma. Ertesi gün top ayak- kabısını ilk kez giydim. Bizi koydu takıma. Fenerbahçe Genç Takımı’yla Edirne Karması’na karşı oynadık. Bir top oyna
dım. Yendik. Sahayı omuzlarda terk ettik. Futbol takımına geçişim bu şekilde oldu.

Basketbola devam ettiniz ama...

Tabii canım ben futbolcu değildim ki. Basketbola devam ettim. A Takımı’nda oynuyorum. Futbol için de gelip evden izin alıyorlar. Gidip 2-3 gol atıyorum. İdareciler de “Bu çocuğu neden A Takım’a almıyoruz” demeye başladılar. Niyazi Sel bizi seyretmiş. Karşıyaka’yla bir hazırlık maçı yaptık. Annem de ilk defa bir futbol maçını izlemeye gelmişti. 7 tane falan attık. A Takım’a da öyle girdim.

Lefter’le tanışmanız nasıl oldu? İki büyük ismin ilk günleri nasıldı?

Evvela pek iyi gitmedi. Beni baltaladı aslında (Gülüyor). Basketboldan gelmişiz, bütün futbolcular, 3-5 kişi hariç pek sevmi- yordu beni. Biraz kıskanmıştı galiba.

Nasıl bir futbolcuydu Lefter?

Fenerbahçe sahaya iki takım çıkardı. Fenerbahçe artı Lefter. İyi olduğu zaman diye bir şey yok. Çünkü hep iyiydi. Ben

hiç kötü olduğu maçı görmedim.

Şimdiki futbolcularla karşılaştırsak?

Nee. Şimdiki futbolcular onun ayakkabısı bile olamaz. İki ayakkabısı vardı. Gol atamadığı maçtan sonra diğerini giyerdi. “Uğursuz geldi bu” derdi. Mahalle çocuğuydu. Fiorentina’ya gittiğinde bir gol atmış. Santradan almış herkesi çalımlamış topla içeri girmiş. İtalya televizyonlarında jenerik olmuş. Ama bu arada ehliyetsiz araba kullanırken tramvaya çarpmış. Panikleyip arabayı bırakıp kaçmış falan başı derde girmiş. İtalya’da bu yüzden çok başarılı olamamış. Fransa’da da Nice’te oynadı. Olağanüstü bir futbolcuydu.

Bir Ankaragücü maçı anlatılır frikik golü attığı.

Sağ taraftan frikik olunca ben atıyorum. Soldan olunca da o atıyor. Bu arada Kadri de (Aytaç) atmak istiyor. Ama ikimizin arasında hiç şansı yok. Bir müddet de o konuşmadı benimle (Gülüyor). Lefter topa geldi 25 metreden vurdu çataldan gol. Tam sevinirken hakem gelip, “Düdük çalma- dım” dedi iptal etti. Lefter yine koydu topu aynı yere. Yine vurdu, yine doksandan gol. Böyle bir adamdı.

Nasıl bir futbolcuydunuz? Sorun yaşadınız mı örneğin?

Beni üç kez Genel Kurul’da oyladılar. Bir kez Fikret Arıcan’a karşı saygısızlık yaptığım gerekçesiyle. Sormuşlar Büyük Fikret’e. Sözü kanun gibidir Fenerbahçe’de. O da, “Ne yapacağız, başka takıma gidip bizim canımıza mı okusun” demiş. (Gülüyor).

Bir kez de İtalya’dan döndükten sonra Doktor Reşat Dermanver’in hazırlattığı yemeği değiştirtmiştim. Taze fasulye falan vardı menüde. İdarecilerin bonfilelerini aldırtmıştım takıma. (Yine gülüyor)

Ünlü Manchester City maçında olağanüstü oynamışsınız.

Milliyet Gazetesi herkese yıldız verirdi. Sadece beni takımdan ayırıp 6 Kırmızı Yıl- dız verdiler o maçta. İyi oynadım bayağı. Topu ayağımdan alamıyorlardı ki. Aslında orada 0-0 biten maç çok önemliydi. Taçtan bana topu atarlardı, ben sürekli zaman geçiriyordum. Maç başladı, bitti bana sinir oldu İngiliz futbolcular. O takımdan 7 kişi Dünya Şampiyonu İngiltere’de oynuyordu.

İtalya günleriniz nasıldı?

Dönemin en büyük futbolcularıyla oynadım. Antrenman kaçırmazdım. Fio- rentina, Lazio ve Vicenza. Önemli maçlar kazandık. Özel maçta da Fenerbahçe’yi yendik, golü ben attım.

Tüm gözler sizin üzerinizdeydi sanı- rım. Genç kızların da ilgi odağıymışsınız.

Canan Karatay var ya. O kendi anlattı televizyonda. “Biz Fenerbahçe Plajı’na giderken Can Bartu bize bakıyor mu, bakmıyor mu diye sıraya girerdik bütün kızlar” diye.

Oynarken en büyük keyif aldığınız isim kimdi?

Puşkaş Ergun çok faklıydı. Takımı da oynatırdı. Adam da geçerdi. Pasları mili- metrikti. Kimle oynamak istersin deseler, Ergun’la oynamak isterim derdim.

Kaleye geçtiğiniz bir milli maç var.

Turgay Şeren sakatlanmıştı. 1-0 yenik- tik. Ben geçtim kaleye. Basketten geldiğim için avantajlıydım. Tek gol yedim, Ahmet atmıştı bana golü. Kendi kalemize...

Metin Oktay’ın jübilesinde Galatasaray forması giymişsiniz. Kimin fikriydi?

Halit Kıvanç’ın. 10 dakika kadar giydik maçın başında Metin’le karşılıklı olarak. Az kalsın Fenerbahçe’ye 1 gol attırıyordum. (Gülüyor)

İzlediğiniz en büyük futbolcu kimdi?

Hiç tartışmasız Pele. Başka bir futbolcuydu Pele. Maradona’yla falan kıyaslanmaz. Onun gibisi bir daha gelmedi.

Messi’yle Ronaldo’yu nasıl buluyor-

sunuz?

Messi daha organik. Ronaldo çalışmayla bir yere gelmiş.

Fenerbahçe Samandıra Tesisleri’ne isminiz verildi. Bunun için ne düşünü- yorsunuz?

Yönetim bana sordu. “Can Abi adını vereceğiz, nereyi istersin” dediler. Ben de Samandıra Tesisleri’ni tercih ettim. Önemli tabii yaptıkları. 

YORUMLAR

  • 0 Yorum