Futbol dünyasında bir dev; Barcelona

FUTBOO | 99.354 kapasiteli dünyanın en ünlü stadyumlarından biri olan Camp Nou'da büyük harflerle "Mes que un club" sözleri yazılır. Türkçe meali ''Bir kulüpten daha fazlası'' olan bu söz Barcelona kulübünün sloganıdır. Barcelona, bir kulüpten daha fazlası olduğunu 29 Kasım 1899'dan beri gösteriyor. Yani kurulduğu ilk günden bu yana...

Peki bu tarih nasıl yazıldı? Barcelona'nın kuruluşu İsviçre'ye kadar dayanıyor. Nasıl mı? Şöyle...

İsviçre'ye kadar uzanan hikaye

İsviçre'nin kuzeyinde Zürih kantonunda bir şehir olan Winterthur'de dünyaya gelen Joan Gamper, sporu oldukça seven bir kişiydi. Hatta Basel'de futbol oynayıp bu kulüpte kaptanlık bile yapmıştı. 1896 yılında da İsviçre'nin FC Zürich takımının kurucularından birisi oldu. 
Zürich'i kurduktan iki sene sonra ise amcası Emili Gaissert'i ziyaret etmek için Barcelona'ya geldi. Aslında bu geziyi gerçekten kısa bir ziyaret olarak planlamıştı ama Barcelona'ya hayran kalınca burada yaşamaya karar verdi. Hatta Katalanca öğrenip, gerçekte Hans olan isminin Katalanca karşılığına gelen Joan'a geçti. 

Més que un Club #FCBarcelona pic.twitter.com/iZCbFECxSa

— FC Barcelona (@FCBarcelona) June 6, 2015

İsviçreliler, İngilizler ve İspanyollar...

Baktı ki Barcelona'yı çok sevdi, İsviçre'de olduğu gibi 'Neden kulüp kurmayayım ki?' diye düşünmeye başladı. 22 Ekim 1899'da Los Deportes adlı bir dergiye futbol kulübü kurmak istediğini belirten bir reklam bastırdı. Çağrısına olumlu yanıt verenlerle birleşip 29 Kasım'da Barcelona kulübünü kurdu. Barcelona'nın kurucuları arasında İsviçreli, İngiliz ve İspanyollar vardı. Gamper, takımı kurmakla kalmayıp takımda futbolcu olarak da görev aldı.

Bir devin tohumlarını atan ilk kişi

Gamper, 1908'de bu sefer Barcelona'da kulüp başkanı olmaya karar verdi. 25 sene bu görevi yönetti ve takımına stat kazandırıp, dönemin tanınmış futbolcularını transfer etti. Gamper yönetiminde Barcelona şampiyonluk sevinci yaşayamadı ama İsviçreli futbol aşığı bir devin büyümesini sağlayan ilk tohumları atan kişiydi. 

Johann Cruyff ile zirveye çıkış

1929'da kurulan La Liga'nın ilk şampiyonu olan Barcelona, ardından Franco döneminde Real Madrid'in arkasında kalsa da 80'lerde başlayıp 90'larda iyice zirve yaptı. Başarının sırrı ise Johann Cruyff'un total futbol felsefesiydi. Barcelona'ya 1988'de teknik direktör olarak gelen Cruyff, ''Takım halinde hücum, takım halinde savunma'' felsefesini takıma iyice oturtmuş ve yeni bir tarih başlatmıştı. 1992'de ilk kez Şampiyonlar Ligi, Cruyff'un döneminde kazanıldı. 4 kez üst üste La Liga şampiyonluğu kazanıldı. Cruyff, futbol tarihinin gördüğü en zeki insanlardan birisiydi ve Barcelona ondan çok şey öğrendi. 

6⃣ more goals through to the next round:
⚽ Stoichkov ✅
⚽ Ronaldinho ✅
⚽ Rivaldo ✅
⚽ Romario ✅
⚽ Puyol ✅
⚽ Sergi Roberto ✅
????Today, Alexis ???? Iniesta ????
Vote here ➡ https://t.co/3c89QjeCcv pic.twitter.com/bhcXDVpR6u

— FC Barcelona (@FCBarcelona) January 21, 2019

Rijkaard, La Masia, efsane kadro

Ardından aynı sistem, modern futbolla birleşmiş ve yine bir Hollandalı teknik direktör Frank Rijkaard tarafından 2003'te denenmeye başlamıştı. Dünyanın en iyi futbol okullarından biri olarak gösterilen La Masia'dan da Xavi, Iniesta, Puyol gibi futbolcular çıkınca Barcelona kültürü büyük bir bütün haline geldi. O bütünü birleştiren Ronaldinho, Eto'o gibi oyuncuların yanında ayrıca genç bir Arjantinli vardı. Lionel Messi adında...

Guardiola ile altın yıllar

Rijkaard'ın ardından Barcelona alt yapısında görev alan, doğma büyüme Barcelonalı Pep Guardiola bu sistemi alıp zirveye taşıdı. Kulüp, Guardiola ile bir senede 6 kupa birden kazandı ve tarihin en iyi sezonunu yaşadı. Barcelona artık tutulamazdı, açık ara dünyanın en iyi takımıydı.

Lionel Messi diye bir çocuk olduğundan da bahsetmiştik değil mi? Messi dönemiyle birlikte zaten gerisi ortada...