ALTAN TANRIKULU

ALTAN TANRIKULU


Teknik direktör yeme sanatı..

21 Ocak 2021 - 23:49 - Güncelleme: 22 Ocak 2021 - 01:21


Dünya başka bir yöne gidiyor artık.. Bilgi çağını geride bıraktık, dijital evrimde zirve yaptık, sağlığımızı ilk sıraya aldık son hız yaşamaya başladık.. Artık her şartta "Ayakta kalma" zamanı.

Birey olarak, aile olarak, kurum olarak, toplum olarak, ülke olarak ayakta kalma zamanı.. Belki de gelecek çağın adı, Euroleague'in bir ara sloganlaştırdığı gibi, "Tek dünya" olacak..
Bu hızlı yaşam dönemi içinde sosyal medya olmazsa olmazlarımız arasına girdi.. Türkiye gibi, İngiltere gibi, ABD gibi Covid 19'un çok hızlı yayılması gözlemlenen ülkelerde haftasonları ve akşamları insanlar evlerinde artık.. Çoğu kişi; ellerindeki mobil aletlerle müzik ve kitap dinliyor, film izliyor, oyun oynuyor..

Ve tabii ki futbol.. Bir başka "olmazsa olmazımız" bizim.. Futbol takımlarıyla ilgili her unsur artık inanılmaz etkileşim alıyor.. Transfer haberleri zirve yapıyor.. Galibiyetlerde gol atan kahraman oluyor, beraberliklerde teknik adamların kellesi isteniyor.

Çünkü; insanlar izlediklerinden mutluluk payı çıkartabilecekleri ne varsa es geçip sadece ve sadece "kazanmaya" odaklanıyorlar.. Kazanırsan teknik direktörün süper.. Kaybedersen, "bye bye".

Bu dönem teknik adamlar için de, kulüp yönetimleri için de; önce "Ayakta kalma" zamanı..
Süper Lig'de 20. Hafta'yı oynuyoruz.. 15 teknik adam değişmiş.. İnsaf.

Sadece ve sadece değişime odaklı yaşayan bir kitle var ve bunlar teknik adam yeme sanatını icra ediyorlar mesken tuttukları her yerde.

"Terim mi gitmiş.. Avcı mı bırakmış.. Sergen zaten anlamıyordu.. Erol Bulut hoca falan değil ki.." sloganları başta sosyal medyanın "Vahşi Batı'sı" twitter olmak üzere her alanda öne çıkartılıyor.

Bu kargaşada bir hafta arası maçı daha oynandı.. Fenerbahçe eksi 13 derecede UEFA Avrupa Ligi gruplarında mücadele etmiş Sivasspor'la deplasmanda 1-1 berabere kaldı..
Yenilebilirdi de.. Hatta kazanmaya çok da yaklaşmadı.. İyi de oynamadı.. Ama sonuç olarak evine 1 puanla döndü.

Fenerbahçe'de Caner ve Sosa'nın yedek kalması ya da Cisse'nin hiç süre almaması tartışılır.. Ama Erol Bulut ne Arteta ne Solskjaer ne de Lampard.. Bu üç genç teknik direktör, onmilyonlarca dolar harcanan takımlar üzerinde büyük hatalara imza atıyorlar.

Chelsea'nin son ayı ortada.. Arzenal ilk 10'a zor göz kırpıyor.. Manu Şampiyonlar Ligi'ne Başakşehir yenilgisi nedeniyle vedat etti, hem de "Aptalllar" başlıklı manşetlerle.
Gün içinde Beşiktaş iyi ve net bir futbolla Karagümrük'ü yendi.. Sergen Yalçın da oynanan futbolun artılarını topladı bir kez daha.

Fenerbahçe ise Sivas'ta iki puan bıraktı.. Erol Bulut yine eleştiri oklarının ilk hedefiydi.

Beşiktaş lider.. Beşiktaş en çok gol atan.. Beşiktaş en çok kazanan.. Beşiktaş iç sahada en başarılı.. Beşiktaş tüm yeni transferlerinden verim alıyor.. 5 İstanbul takımını yenmiş Kartal.. Şampiyon olmuş tüm rakiplerini de devirmiş.. Larin gol kralı.. Ghezzal asist kralı.. Josef top çalma kralı.. Bu liste böyle uzayıp gidiyor.

Fenerbahçe tarihinde ilk kez Kadıköy'de üst üste 3 maçı kaybetti.. Bu sezon iç sahada gol yemediği tek maç Hatayspor karşısında.. Onda da rakip 9 kişiydi ve maç berabere bitti.. Fenerbahçe'nin gol krallığında yarışan bir ismi yok.. Stoperleri her maç inanılmaz hata yapıyor.. Galatasaray'ı yenememiş, Beşiktaş'a sahasında kaybetmiş.. Fenerbahçe taraftarı yeni transferlerinin çoğundan memnuniyetsiz.

Evet iki takım arasında tablo bu.. Sergen Hoca dahi, Erol Hoca işi bilmiyor..
Gelgelelim iki takım arasındaki puan farkı da sadece 2.. Haftaya da eşit puanlarla başlamışlardı.. Fenerbahçe Kayseri'yi yener, Beşiktaş Göztepe'ye kaybederse Fenerbahçe lider oluyor..

Anlaşılmaz, içinden çıkılması güç bir durum kısaca.

Fenerbahçe'yi iyi tanırım.. İşi; "teknik direktör yeme" olan çok kişi kulüpten ve çevresinden nemalanır.. Bazıları sosyal medayada, bazıları yazılı basında, bazıları ekranda.

Eleştiri dozajında güzeldir.. Ama her puan kaybı yaşanan maç sonrası, hatta hatta kötü oynanıp da kazanılan bazı karşılaşmaların ardından Erol Bulut'un gitmesi için uğraşılması benim için sürpriz değil.

Yıllar önce Aykut Kocaman için yapılanların bir benzeri yaşanıyor.. Ve daha acımasız, daha sanal, daha online bir ortamda.


Bu noktada iş önce Erol Bulut'a düşüyor.. Her şartta "Ayakta kalmalı".. Ardından Yönetim, gönderilen her teknik adamla geri gidildiğinin farkına varmalı ve iyiniyetli eleştiri ile kötü niyetlileri ayırmalı.

Lig daha da zorlaşacak.. Mesut Özil, Szalai transferleri olumlu.. Sanırım önemli bir hücum silahı daha takıma katılacak.. Bu dönemde teknik adamın da minumum hatayla takımı hazırlaması ve sahada yönetmesi de önemli.

Fenerbahçe taraftarına son söz: Dünya futbolunun en önemli 10 numaralarından, Şampiyonlar Ligi'ni en çok kazanan teknik adam olan Zinedine Zidane'ın çalıştırdığı Real Madrid İspanya Kupası'na ilk turda veda etti.. Hem de 10 kişi kalmış 3. Lig takımına elendi..
Bayern Münih Almanya Kupası'na ilk turda veda etti.. Hem de 2. Lig takımına elenerek..
Barcelona İspanya Süper Kupası'nı Athletic Bilbao'ya kaptırdı.. Hem de Messi'li kadrosuna karşın.. 3. Lig takımına da kupanın ilk turunda 90 dakikada gol bile atamadı.
Premier Lig'in son şampiyonu Liverpool kendi sahasında, Anfield'te, Burnley'e kaybetti bu gece...

Pandemi futbolu da değiştirdi.. Taktik anlayışları da yeniledi.. Sporcu sağlığını, beslenmeyi, fitness'ı, rotasyonu çok daha etkili hale getirdi.

Ama birşey çok daha önem kazandı.. Vahşi Batı'da, yani Twitter'da, silahını hızlı çeken ayakta kalıyor.. Her an, her saniye düellolar oluyor.. Buna hepimiz alıştık.. Ama artık kendi teknik direktörünüzü vurmaktan vazgeçin.. Çünkü Zidane da gelse, Flick de gelse aynı son onu bekliyor olacak.

Löw'ün, Pareira'nın, Hiddink'in, Aragones'in, Cocu'nun başına gelenlerden ders alın artık. Benden uyarması...