Futboo yazarları tartıştı: Galatasaray mı Fenerbahçe mi?

Erol Toksoy: Sevgili Tolga öncelikle Futboo Ailesi’ne hoşgeldin.

Bilgi Üniversitesi’nde başlayan arkadaşlığımız bizi yıllar sonra Futboo platformunda buluşturdu. Tribünün ruhunu yansıtan bir Galatasaray taraftarı olarak seni aramızda görmekten mutluyuz.

Tolga Pozam: Ben de Futboo ailesinin bir parçası olmaktan ve yıllar sonra seninle bu platformda tekrar buluşmuş olmaktan çok mutluyum.

Erol Toksoy: Galatasaray’ın bu sezonki genel tablosunu ve oyun anlayışını nasıl buluyorsun?

Tolga Pozam: Geçen sene en az kötü olan takımın Şampiyon olduğu bir Lig’den bahsediyoruz.  Beklentim tabii ki, Galatasaray’ın geçen seneki performansının üzerine koyması idi; ama neredeyse imkansızı başarıp, daha geriye gittik.  Ekim 1993’ten bu yana Fatih Terim’i yakınen takip ediyoruz, oynattığı futbolu, ofansif oyun anlayışını biliyoruz, ama gel de gör ki bu takım klasik bir Terim takımının özelliklerini maalesef yansıtamıyor.

Tolga Pozam: Fenerbahçede geçen sene çok büyük bir değişiklik oldu.  20 yıl Başkanlık yapan Aziz Yıldırım, Ali Koç tarafından devrildi.  6 ay sonra dönüp baktığında sence Ali Koç ne gibi dersler çıkartmıştır?  Fenerbahçe taraftarı ile yeni yönetimin arası bugün ne durumdadır?

Erol Toksoy: "Ali Koç ders almaz, ders verir’’ diyerek olayı sulandırmak isterdim ama durum malesef ciddi. Ali Koç’u bakanlık koltuğuna getiren 2 faktör vardı. Birincisi Aziz Yıldırım’ın 3 Temmuz sonrası yıpranma ve yorgunluktan üst üste yaptığı hatalar. İkincisi taraftarın Ali Koç ismine olan aşırı teveccühü. Ali Koç, Mayıs’tan beri bence bu ikisinin de dışarıdan gözüktüğü kadar yekpare olmadığını anlamıştır. Hataları o da yapıyor bazen.  Ama Aziz Yıldırım gibi 20 sene görevde kalacaksa yaptığı her hatanın arkasından büyük bir başarı ortaya koyması gerektiğini öğrenmiştir. İkinci ders, Ali Koç şahsına ve ismine verilen desteğin Ali Koç kararlarının tümü ve kişi seçimlerini kapsamadığıdır. Fenerbahçe taraftarı başkanı ve futbolcusuna pek toz kondurmayan ama ara yöneticileri çok hızlı harcayabilen bir profilde. Bunun en iyi örneği Aziz Yıldırımın 7-8 Galatasaray başkanı görmesi ve bu süreçte Galatasaray’dan çok hoca değiştirmesi. Ali Koç, taraftarla olan bağını kolay kaybetmeyecektir ama sahada keyifle izlenen bir oyun olmadıkça ara yönetici seçimlerinin sorgulanması sürecektir.

Erol Toksoy:  FFP sebebiyle transferde eli sıkışan bir Fatih Terim için bu derbide alınacak olumlu veya olumsuz sonuç devre arası onun yönetimle olan ilişkisini sence nasıl etkiler?

Tolga Pozam: Her ne kadar Fenerbahçe maçı bir derbiyse bile, yine de 34 maçtan bir tanesi.  Sonuç ne olursa olsun, burada zararı Fatih Terim görmez.  Lakin 1996 yılında Fatih hoca 4-0 mağlup olduğu bir Fenerbahçe maçı ile başlamıştı, sonraki 4 sene malum.  Ancak, olası bir yenilgi sonrası “güç” Fatih hoca’nın eline geçer.  Zaten transfer sezonu yönetimin basiretsizliğinden dolayı verimsiz sonlanan Galatasaray’da olası mağlubiyet, zaten seçildiği günden beri kan kaybeden yönetim için sonun başlangıcı; Fatih hoca için de ileride çalışacağı yeni bir Başkan’ın geleceğine işaret olur.

Tolga Pozam: Aykut Kocaman çok eleştirilmesine ragmen geçen sene takımı ikinci yapmıştı.  Yerine getirilen Cocu ise 10. haftada düşme hattı sınırında bir Fenerbahçe’den acilen yollandı.  Sorun gerçekten Cocu muydu?  Yoksa kadro mu Cocu’nun sorunu oldu?

Erol Toksoy: Sorun bence tutarsızlıktı. Kulüpte ve sahada devrim olacaksa bu Aykut Kocaman’ın yardımcıları ve eski futbolculardan bir kısmını Samandıra’da tutarak olmazdı. Bu noktada faturayı Comolli’ye keserim. Taraftar aslında geleceği kurtarmak adına puan kayıplarına razıydı. Ama sahada sözgelimi Aatıf yerine Barış’ı, İsmail yerine Ferdi’yi görmek istiyorduk. Bu olmayınca, Cocu kendi ipini çekti diyebiliriz.

Erol Toksoy: Galatasaray’da Gomis’in yerine oynayanların toplamı Gomis kadar atamaz deniyordu, sen bugüne kadar gelinen noktada en büyük eksiği hangi mevkide görüyorsun?

Tolga Pozam: Dedim ya, yönetim basiretsiz diye.  Yerini en az yarısı kadar iyi bir futbolcu ile dolduramıyorsan Gomis’i tutacaksın.  Geçen sene Şampiyon olmamızın en büyük etkenlerinden biri.  Bu sene ilk 10 maçımızda Galatasaray’ın Web Sitesinde “Forvet” gözüken 5 oyuncunun gol ortalaması, 0.14; geçen sezon Gomis’in ilk 10 maç gol ortalaması 0.9.  Forvet tabii ki büyük eksik, ama bir o kadar eksik de(elde oyuncu olmasına ragmen) stoperde, ki son maçlarda defans yükünün ağırlığını gencecik Ozan Kabak’a yükledik.

Tolga: Yeni Teknik direktörün gelişi ile birlikte Fenerbahçe izleyicisinin; kadro derinliği, oynayan, oynamayan futbolcular ve kadro yapısı ile ilgili beklentisi ne olur? Muhakkak ki işi zor olacaktır.  

Erol Toksoy: Bugün (Çarşamba) itibariyle Fenerbahçe derbiye Erwin Koeman’la çıkacak dolayısıyla yeni teknik direktör henüz belli değil. Ama bu sene 180 derece değişiklik beklemek gerçekçi değil. Takımı ve Samandıra’yı toparlayacak bir hoca önümüzdeki haftalarda gelse de yapabileceği en iyi şey UEFA’da mümkün olduğunca ilerlemek ve önümüzdeki sene için Avrupa kupalarına katılacak sonucu elde etmek olur. Genç oyuncuların daha fazla şans bulması da skorların yine dengesiz olması anlamına gelir ama hedef devrim yaparak geleceği kurtarmaksa Fenerbahçe taraftarı buna razı.

Erol Toksoy: Puan durumu, sakat ve cazalılar göz önüne alındığında Galatasaray derbiye sence hangi taktik diziliş ve kadroyla çıkar, oyun planı nasıl olur?

Tolga Pozam:Klasik bir 4-2-3-1 Galatasaray’ı izleriz.  Muslera olmazsa olmaz. Yine klasik bir geri dörtlü, sadece Nagatomo’nun oynanayamaması bekleniyor; Ömer Bayram, Serdar Aziz, Ozan Kabak, Linnes.  Orta alanda Donk ve Ndiaye, önlerinde Rodrigues, Belhanda ve Sinan Gümüş. Önde de Eren Derdiyok.  Klasik bir Fatih Terim takımı olur.  Ancaaak…

Ben kendi sahamda zaten futbolundan pek memnun olmadığım bu takımı süreceğime, risk alırım.  Geri dörtlüyü aynı tutar ama orta alan ve forvette çok farklı bir oyuncu kadrosu çıkartırım.  Klasik 11i bütün sene seyrettik, pek bir şey vermedi.  Ben olsam, Ndiaye ve Selçuk, önlerinde Rodrigues, Yunus Akgün ve Onyekuru; forvette ise Donk’u oynatırım. 

Klasik 11 yense bir manası olmaz, yenilse “zaten malumdu” denebilir.  Ama bu farklı kadro yenerse, bu kadro havaya girer ve Galatasaray çok daha güçlü ilerler.  Bu maç olumlu yönde dönüm noktası olur.

Tolga Pozam: Galatasaray’ın nispeten beklenti haline gelmiş, yetersiz de olsa kemikleşmiş bir iskeleti hatta neredeyse bir ilk 11’i var.  Sezon başından bu yana, mecburiyetten değil ama tercihen hiç bir maça aynı 11 ile başlamamış Fenerbahçe’de bu maç sürprizler olabilir mi?

Erol Toksoy: Erwin Koeman’ın ne yapacağını tahmin etmek gerçekten güç. Eğer kadroyu Comolli ile beraber kurarlarsa eminim ki Ankaragücü maçından farklı bir 11 ve sistem izleyeceğiz. Slimani olmadan çıkılan maçlarda genelde Frey yerine Soldado birinci forvet oluyor. Ben bu sefer Frey’in en uçta boğuşacağı bir diziliş bekliyorum. Sürpriz olarak kadroda Barış ve Valbuena’yı da görebiliriz.

Erol Toksoy: Fenerbahçe’nin şu anki durumu ve derbilerin favorisi olmaz sözünü düşününce Cuma akşamı bizi nasıl bir atmosfer ve sonuç ve skor bekler?

Tolga Pozam:  Bir şey söyleyeyim mi?  Uzun zaman sonra ilk defa bir Galatasaray Fenerbahçe maçını hiç bir beklentim olmadan izleyeceğim.  Arena’da klasik bir sarı kırmızı bayram havası olacaktır şüphesiz.  Maç olarak ise ya yüzyılın en verimsiz maçı olacak; ya da zaten hata yapmaya açık, tam oturmamış iki takımın goller attığı, ama yine de zevksiz bir maçını izleyeceğiz. Bunun ortası olmaz.

Tolga Pozam: Fenerbahçe’nin son 6 yıllık TT Arena performansına bakarsan, ezeli rakibinin sahasından aldığı 4 puan var.  Senin bu maçtan beklentin ne? Fenerbahçe’ye iyi gelir mi? Yoksa işler daha kötüye sarabilir mi?

Erol Toksoy: Madem istatistikten yola çıkarak sordun. Ben de öyle cevaplayayım. Fenerbahçe son 25 yıldır Galatasaray deplasmanında penaltı kazanamadı. Bu maçta Benzia, Frey, Ayew, Valbuena bir arada oynarlarsa bu istatistik değişebilir. Ama sonuç ne olur bilemem. Galatasaray maçları Fenerbahçe’nin kötü senelerinde çok pansuman olmuştur ama uzun vadede sonucu değiştirmez. Bunun sebebi Samandıra’da bu maçlara farklı bir hazırlığın söz konusu olması. Eğer taraftarın canını sıkacak bir sonuç çıkarsa bu sefer oklar Samandıra’nın patronu Comolli’ye çevrilir. Olumlu bir sonuçta ise devre arasına kadar nefes alacak bir oksijen çadırı oluşur. Ben herkese bol gollü ve keyifli, az kartlı, kavgasız ve küfürsüz bir derbi diliyorum.