''Hull City her zaman kalbimde olacak''

Hull City'de belki 2 yıl forma giydi ama gönüllerde taht kurmak için yeterli bir süreydi. Geovanni, kariyeri ve Hull'daki özel anlarını anlattı.

''Hull City her zaman kalbimde olacak''
29 Mart 2023 - 23:15
Barcelona'da oynasanız Hull City'i unutamayabilirsiniz. Bunun en güzel örneği ise Geovanni'den başkası değil.

Brezilyalı futbolcu, The Athletic'e verdiği röportajda başından geçenleri ve kariyeri hakkında pek de bilinmeyenleri anlattı.

İşte Geovanni'nin The Athletic için yaptığı açıklamalar;

İnişler ve çıkışlarla 16 yıl ve 3 kıtada geçen bir kariyer. Brezilya stili futbolunu gösterişli bir şekilde sunan bir futbolcu. Peki şimdi ne yapıyor? Göz yaşlarıyla beraber söylediklerine bir kulak verelim… 

Geovanni, “Bu kulüp hakkında konuşmak beni duygulandırıyor” diyor. Rivaldo ile birlikte Şampiyonlar Ligi  yarı finalinde oynadığı Barcelona’dan bahsetmiyor. Veya 11 yıl sonra Portekiz Ligi şampiyonu olduğu Benfica da değil. Çocukluk kulübü Cruzeiro ile güçlü bir bağı var ama onlardan da bahsetmiyor. Geovanni, Hull City hakkında konuşuyor…

Hull City’de 2008-2010 yılları arasında sadece 2 sezon oynasa da Hull’un onda bıraktıkları çok daha fazla; “Caleb Folan, Craig Fagan, George Boateng, Daniel Cousin, Marlon King, Matt Duke… Bernard Mendy. Çok iyi futbolculardan oluşan harika bir kadroyduk. Nicky Barmby, Dean Windass… Andy Dawson, Anthony Gardner. Bunlar üst seviye futbolcular.”

Eski meslektaşları arasında Ronaldinho, Xavi ve Andres Iniesta'yı da sayan birisi ama samimi davranıyor çünkü Hull City için oynamayı çok seviyordu. “Hull adeta bir aile gibi” diyen Geovanni, “Gerçek bir arkadaşlık ortamı vardı. Herkes birbirini önemserdi. Daha dün Ian Ashbee ile konuştum. Bizim kaptanımızdı, harika bir adamdır. Barry Lowe ile her gün konuşuruz. Aşçısından her antrenörüne kadar çok farklı bir yerdi.”  sözlerini kullanıyor.

“Hull küçük bir yer ve burada evimde hissediyorum. Kulüp gerçekten kanatları altına aldı beni…”

Geovanni’nin Avrupa’ya ilk transferi henüz 21 yaşında olmuştu. Barcelona, transfer savaşını kazanıp Cruzeiro’ya 21 milyon euro ödeyerek onu kadrosuna katmıştı. Camp Nou’da alışık olduğu 10 numara pozisyonunda değil, daha çok kanatlarda görev aldı. O zamanlar için şöyle diyor: “Çok zordu. Birçok büyük kulüp benimle ilgilendi ve evet, daha çok oynamayı bekliyordum. Belki de oraya çok erken gitmişimdir. Louis van Gaal beni bir bek olarak kullanmak istedi. Hızlısın, çalım atabiliyorsun, uzaktan şutun da ar, şimdi adam tutmayı öğrenmelisin dedi. Eğer burada bek olursan, yıllarca forma giyebilirsin demişti.”

“Maalesef onun bu teklifini kabul etmedim. Geçmişe baktığımda biraz pişmanlık duyuyorum. Orası Barcelona’ydı. İstediğin pozisyon için Rivaldo gibi oyuncularla mücadele ediyorsan biraz daha geride oynayabilirsin. Aslında çok da iyi bir bek olabileceğimi düşünüyorum. Bu bana gelen bir fırsattı ve ben bunu harcadım.”

Benfica’ya transferinin ardından ise Geovanni kendisine gelmişti. Kısa sürede Jose Antonio Camacho yönetiminde kilit bir oyuncu oldu ve çok önemli goller attı. Benfica'da ilk tam sezonunda Portekiz Kupası'nı kazandı, bir yıl sonra Giovanni Trapattoni yönetiminde on yıl sonra ilk kez ligi kazandılar.

“Taraftarları stadyuma geri getirdik ve inanmalarını sağladık. Bunda rol oynadığım için kendimi ayrıcalıklı hissediyorum.” diyor. 

İki yıl sonra Geovanni, Brezilya'da bir plaj tatilindeydi. 2006'da esas olarak ailesine ve arkadaşlarına daha yakın olmak için Cruzeiro'ya dönmüştü. Avrupa macerası bitmiş gibi görünüyordu ama mutluydu.

Sonra İngiltere'den bir telefon geldi. Arayan bir menajerdi. Geovanni'ye Portsmouth'u hiç duyup duymadığını sordu. "Şaka sandım," diye gülüyor Geovanni… "Ama menajer, Harry Redknapp'ın hemen oraya uçup iki gün antrenman yapmamı istediğini söyledi. Önce denenip, ardından bir sözleşme imzalardım. İngiltere'de oynamak benim hayalimdi ve bunun için gittim."

Geovanni, Portsmouth'a uçtu, Redknapp ile tanıştı ve denemeyi de geçti. Hatta Yeovil'e karşı bir hazırlık maçı oynadı, bir gol attı ve başka bir golün hazırlayıcısı oldu. Her şey yerine oturuyor gibiydi.

Bu küçücük stadyumda 5.000 taraftar vardı ve benim adımı söylüyorlardı" diyor. ''Burası benim için doğru yer'' diye düşündüm. 

Ancak sözleşme hiçbir zaman gerçekleşmedi. "Deneme süresi üç hafta sürdü" diyor. "Endişelenmeye başladım. Redknapp'ın bana bir anlaşma yapılmadığını bilip bilmediğini bile bilmiyorum. Portsmouth'ta kalmak istiyordum ama sonsuza kadar bekleyemezdim."

Geovanni, Manchester City aradığında Monaco ile kısa vadeli bir sözleşme imzalamaya hazırlanıyordu. Birkaç hafta içinde Premier Lig'de bir sansasyon yarattı: İlk maçında West Ham'a karşı gol attı, ardından ertesi hafta sonu Manchester United'a karşı evinde galibiyet golünü attı.

"O akşam Elano ve ailelerimizle bir restorana gittiğimi hatırlıyorum. İçeri girdik ve insanlar bizi alkışlamak için ayağa kalktı. Bütün restoran alkışlıyordu. Orada 300 kişi olmalıydı. Neler olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu ama arkadaşım derbiyi kazandığımız için bize teşekkür ettiklerini söyledi. inanamadım. Bugün hala beni gülümsetiyor.”

Geovanni, sezonun üçüncü golünü Aralık başında Wigan'a karşı attı. Ve sonra… hiçbir şey. City için başka bir maça başlamadı ve sezon sonunda serbest bırakıldı.

“Gerçekten kafa karıştırıcıydı” diyor. “Sürekli yedektim ve teknik direktör Sven-Goran Eriksson bana bunun nedenini hiç açıklamadı.”

City'den ayrıldıktan sonra Geovanni bir kez daha Brezilya'ya döndü. “Dışarıdan, bir son gibi görünüyordu. Ancak bu sefer öyle hissetmedim. Tanrı'nın benim için ekstra bir şey düşündüğünü biliyordum” diyor.

Hull’a giriş…

Geovanni onların Championship play-off finalinde Bristol City'yi yenmelerini izlemişti ve Premier Lig'de kalmalarına yardım etme mücadelesi onu hemen baştan çıkarmıştı. “İki kere düşünmedim” diyor. "Hayatımın en iyi kararlarından biriydi."

Aşılması gereken engeller vardı. Birincisi, kariyerinde ilk kez başka Portekizce konuşanın olmadığı bir kulüpte oynuyordu.

"Bugün hala çok iyi İngilizce konuşamıyorum ama o zamanlar bunu gerçekten zor buluyordum," diye gülüyor. "'Umarım birisi İspanyolca biliyordur yoksa burada mahvolurum' diye düşündüm. Neyse ki İspanyol akrabaları olan Richard Garcia vardı. Bana gerçekten çok yardımcı oldu.”

Geovanni'nin ailesi Manchester'a yerleşmişti. İki çocuğunu okuldan almak istemedi. Onlardan ayrı yaşamayı da istemiyordu. Çözüm, onu her gün antrenmana götürüp getirecek kişisel şoförü olacak bir arkadaşını tutmaktı.

“Günde beş saat yollarda olurduk” diyor. "Sabah 6'da yola çıkardık, bu yüzden ben 10'da antrenmana hazırdım. Kışın daha da erken ayrılırdık çünkü Leeds yakınlarında hep trafiğe takılırdık."

Geovanni açılış haftasonunda Fulham'a karşı gol attı, deplasmanda Arsenal'e de ilginç bir gol attı. Sonra Tottenham’a karşı frikik golü… Birdenbire Kaplanlar, herkesin Premier League'deki ikinci favori takımı oldu. Geovanni, "Hayranların bana olan sevgisini hissettim" diyor. “Durmadan adımı söylediler. Özel zamanlardı...”

O zamanlar teknik direktörü Phil Brown’dı ve Brown, Geovanni için “İnanılmaz bir transferdi. Onu alabileceğimizi öğrendiğim zaman havalara uçtum” diyor. 

Peki Brown'ın Aralık 2008'de Manchester City'ye ağır bir mağlubiyetin ortasında sahadaki oyuncularına söylediği rezil devre arası takım konuşmasına ne demeli?

Geovanni sırıtarak, "Daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim," diyor. "Bence bir anlık düşüncesizlikti, o anın hararetiyle yaptığı bir şeydi. Oyuncular açığa çıktı, hoşuma gitmeyen şey buydu.

"Ama bugün geriye bakıp gülebiliyorum. Jimmy Bullard'ın bunu bir kutlama olarak hatırlamamızı istediğini düşünüyorum. Bu harikaydı. Her şey bir öğrenme deneyimidir. Eminim Phil bugün buna gülüyordur. Bazı şeyler istediğimiz gibi olmuyor ama güzel günleri de gölgelemiyor. Ve bunlardan çok vardı.”

2008-09'daki kahramanlıkların ardından bir sonraki sezon küme düştüler. Katkıları daha düzensiz hale gelen Geovanni, 2010 yazında ayrıldı. MLS'de San Jose Earthquakes ile kısa bir sürenin ardından kalan yıllarını Brezilya'da oynadı ve 33 yaşında emekli oldu.
“Birkaç küçük pişmanlık var. 2002'de Brezilya Dünya Kupası kadrosuna girmeme çok az kalmıştı. Bugün kariyerime baktığımda, kutsanmış olduğumu hissediyorum. Bu kadar ileri gitmeyi hiç beklemiyordum” diyor.

Yarı zamanlı bir papaz ve Belo Horizonte'de savunmasız insanlara yardım eden bir rehabilitasyon merkezi işletiyor. Ve hala futbol oynuyor. 

Son olarak ise “Hull her zaman kalbimde olacak” sözleriyle kapanışı yapıyor.

YORUMLAR

  • 0 Yorum