Maçın tamamına baktığımızda, hatta geçen hafta deplasmandaki Alanyaspor maçını da ekleyebiliriz ki, Emre Belezoğlu olmadığında Fenerbahçe için işler hiç de iyi gitmiyor. Bu yüzden maçın 41. dakikasını milat olarak kabul edebiliriz.
Emre’den önce (EÖ); 90 dakikalık Alanya ve 41 dakikalık Ankaragücü maçında takım organizasyonu eksik, ileriye hızlı çıkamayan, kanatlara top indiremeyen ve defansa sıkıştığında stoperlerin hataya mecbur bırakıldığı bir Fenerbahçe izledik. Zaten beklerde gerek eksik gerekse yeni transferlerin daha hazır olamamasından kaynaklı bir zaaf söz konusuyken birde orta sahada 39 yaşına bakmadan dinamo gibi çalışan Emre Belezoğlu olmadığında takım adeta savaşçı kimliğini bırakıp bize geçtiğimiz sezondan unutmak istediğimiz anları hatırlattı.
Ve 41. dakikada değişiklik tabelasında 5 numarayı gördüğümüzde, gerek Saraçoğlu’ndaki 40 bin kişi gerekse ekranları başındaki milyonlar bir "Ohh" çekti.
Emre’den sonra neler mi oldu?
Emre’den sonra (ES) takım adeta benliğini buldu.
Futbol aklı sahadaydı. Emre Belezoğlu sadece kendi oyunu ile takımı ateşlemedi, sahadaki diğer tüm takım arkadaşlarına artı bir değer ve güç kattı. Onlarda yapması gerekenleri hatırladılar. Kanatlara top indi, Tolga Ciğerci içeriye dikine oyuna geri döndü, Gustavo "İşte benim partnerim geldi" dedi.
Kruse ve Muriqi topla daha etkili ve yerinde buluştular. Tam da bu anda 73. dakikada, müthiş bir organizasyon ile Emre - Kruse - Muriqi takımı rahatlatan 2. golü getirdiler.
İşte Emre Belezoğlu farkı buydu. Milyonlarca Fenerbahçeli golden sonra "Allah onu nazarlardan saklasın" demiştir diye düşünüyorum.
Sonuçta derbi öncesi kazanılan bir maç her zaman moral ve özgüven demektir.
Ama Fenerbahçe bu sezon şampiyon olmak istiyorsa kazanılan maçlardan sonra bile "Neyi yanlış yaptım" ve "Neyi daha iyi yapabilirdim" diye düşünmeli.
Stoperde doğru ikili bir an önce bulunmalı
O zaman defanstan başlayalım; 2. golden sonra son saniyeye kadar, "Acaba defansta yeni bir hata olur mu?" korkusu olmadı desek yalan olur.
Tamam beklerde eksikler çok ama stoper kurgusunda doğru ikili bir an önce bulunmalı. Rami daha hazır değil. Nitekim yenilen ilk gol bunun kanıtı gibiydi. Orada Serdar denenmeli. Jailson ‘un tüm iyi niyetine rağmen fazla zorlanmaması gerektiği geçen hafta anlaşılmıştır.
Kanatlarda yine as kanat beklerin sakatlığından sebep önde oynayan oyuncular tam verimli olamıyor. Sakatlar iyileştiğinde zengin ve formda bir kanat rotasyonu olacaktır.
Gustavo - Emre ikilisi, ideal orta saha kurgusu, diyebiliriz ama Fenerbahçe’nin Emresiz'liğe bir çare ve formül bulması gerekiyor. Gustavo tam bir 6 numara Emre’nin yokluğunda hücum için onun verdiği katkıyı sağlayabilir mi emin değilim. Bu yüzden Emre yorulduğunda ve oynamadığı maçlarda Ersun Yanal mutlaka bir alternatif yaratmalı. Takımın formu kadar Ersun Hoca’nın da sezon boyu kendi formunu koruması önemli.
Gereksiz açıklamalara son verilmeli
Haftaya Türkiye’nin en büyük maçı var. İki kulüp yöneticileri ve spor kamuoyu bütün güzelliği ile bu maça hazırlanmalı, gereksiz çekişme ve açıklamalara bir son verilmeli.
Taraftarlar hafta boyunca maça kendi takımlarının hangi kadro ve oyunla oynaması gerektiğini tartışmalı, totemlerini yerine getirmeli; okulda derste, iş yerinde defalarca ideal kadroları yazarak maçı yaşamalılar..
Ve maç bittiğinde de kazanan gönlünce sevinmeli. Kaybeden; "Bir an önce ikinci yarıda ki maç gelsin" diye sabırsızlıkla beklemeli.
Ben derbileri böyle yaşamayı özledim..
YORUMLAR