Sadık Çiftpınar: Camia bana sahip çıktı

Fenerbahçe'nin yeni transferi, "Başkanımız, yönetim, hocamız ve taraftarımız bu özgüveni bana verdi. Hocamız her idmanda bana neler yapabileceğimi söylüyor. Anadolu kulübünde yaptıklarımın Fenerbahçe formasıyla yetmeyeceğini bana her zaman söyledi." diye konuştu.

Sadık Çiftpınar: Camia bana sahip çıktı
28 Mart 2019 - 13:41 - Güncelleme: 28 Mart 2019 - 15:45

Fenerbahçe'nin devre arasında Evkur Yeni malatyaspor'dan kadrosuna kattığı Sadık Çiftpınar Milliyet Gazetesi'ne bir söyleşi verdi. A Milli Takım'da oynamayı çok istediğini belirten Sadık Çiftpınar'ın öne çıkan sözleri şu şekilde:

"Camia sahip çıktı"

"Başkanımız, yönetim, hocamız ve taraftarımız bu özgüveni bana verdi. Hocamız her idmanda bana neler yapabileceğimi söylüyor. Anadolu kulübünde yaptıklarımın Fenerbahçe formasıyla yetmeyeceğini bana her zaman söyledi."

"Böyle bir özgüveni aldıktan sonra siz de sahada çok fazla düşünmeden hocanın istediklerini yapıyorsunuz. ‘Top ayağına geldiği zaman hiç düşünmeden oyuna katıl’ dedi. ‘Kaybedersin, kötü pas olur, sorumluluk bende kardeşim, hiç düşünme’ dedi. Çok sağolsun. O da bana ekstra bir özgüven verdi. Takım arkadaşlarımız, ağabeylerimiz sahip çıktı. Aralarına aldılar. Uzun zamandır bu camianın içindeymişim gibi hissediyorum. İnşallah çok daha iyi bir Sadık izlettireceğim."

"Kendimi bildiğimden beri Fenerbahçeli'yim"

“Ben cesur ve korkusuzca giydiği formanın hakkını sonuna kadar vermeye çalışan, bu mücadeleyi veren bir kişilik oldum. Fenerbahçe çocukluğumda tuttuğum takım. Bu ortamı hayal ettim 25 sene boyunca. Ben mevki ve karakterim gereği sahaya çıktığım zaman bir saniye sonrasını bile düşünmeden, o an neyi yapmam gerekiyorsa gözümü karartıp takımım için yaparım.”

“Kendimi bildiğimden beri Fenerbahçeliyim. Bunda da babamın etkisi büyük. Çocukluğum, her şeyim Fenerbahçe’yi takip ederek geçti benim."

Galatasaray Altyapısı'nda bulunmam da kısmetimizdi"

"Galatasaray altyapısında bulunmam da kısmetimizdi. Orada da güzel anılarım oldu. Saygım sonsuz... Şu an ait olduğum yerdeyim. Taraftarı olduğum kulüpteyim. Türkiye’nin en büyük camiasındayım diyebilirim. İnşallah şampiyonluklar yaşamak ve taraftarı mutlu etmek bana da nasip olur.”

"Tarz olarak Puyol'a yakınım"

“Puyol’u beğeniyorum. Çok uzun boylu bir stoper değil. Tarz olarak ona yakın olduğumu düşünüyorum. Onu örnek aldım senelerce. Saçlar Puyol gibi olayım diye değil. 3. Lig'de oynarken bir uzatayım, nasıl bir şey olduğunu bir göreyim dedim. Bu kadar kıvırcık olduğunu da bilmiyordum."

"Lugano'yu beğenirdim"

"Son 5-6 yıldır böyle devam ediyoruz. Fenerbahçe’de Lugano’yu beğenirdim. Oyun tarzı benim gibi, belki daha da sert bir futbolcuydu. Onun aidiyet duygusu, sahiplenişi, gerçekten beni çok mutlu ediyordu. O da örnek aldığım futbolculardan biri diyebilirim. Farklı bir mevkiide oynayan Appiah da çok beğendiğim bir futbolcuydu. Bu isimleri örnek gösterebilirim.”

"En büyük hayalim.."

“Fenerbahçe Kulübü camiası gerçekten söylenildiği gibi bir cumhuriyet... Bunu ilk andan itibaren fark ediyorsunuz. Ben Fenerbahçe’de efsane olmak istiyorum. A Milli Takım forması giymeyi de istiyorum. En büyük hayalim Fenerbahçe formasını, armasını zirveye çıkarmak...”

"Önümüzde 8 maç var"

"Kaliteli bir takımız. Sezon başından bu yana çok büyük şanssızlıklar yaşadık. Rakip bir kere geliyor, atıyor. Siz değerlendirmiyorsunuz pozisyonları. Şanssızlık, beceriksizlik hep üst üste geliyor. Önümüzde 8 maç var. En yüksek sayıda galibiyeti alarak tamamlamak istiyoruz sezonu. Aslında güzel bir seri yakalarsak 26 haftalık kötü senaryoyu bir teselli olması açısından en iyi yerde bitirebiliriz diye düşünüyorum."

"Bu sezon bir şanssızlık vardı camiamızın üzerinde. Anadolu takımları da ciddi anlamda iyi kadrolar kurdu. Sahaya çıkıldığı zaman çok da büyük farklar olmadığını görüyorsunuz. Fenerbahçe sahaya çıktığında her zaman rakibini tedirgin eder. En zor günleri yaşadığımız dönemde bile herkes Fenerbahçe’yi çok daha ayrı görüyor. Fenerbahçe’yi yenmek onlar için çok daha ayrı mutluluk oluyor.”

"Fenerbahçe bir cumhuriyet"

“Fenerbahçe camiası gerçekten söylenildiği gibi bir cumhuriyet. Bunu ilk andan itibaren fark ediyorsunuz. Kulüp içerisinde söylenen, ‘bu durumda bile bu kadar güzelse bu kulüp bir de şampiyonluğa oynarken tadına bak’ diyorlar. Ben de sabırsızlıkla o günleri bekliyorum. Mutluluğumuzu taraf edemem size. Ben Fenerbahçe’de efsane olmak istiyorum. A Milli formayı giymeyi de istiyorum. En büyük hayalim Fenerbahçe formasını, armasını zirveye çıkarmak... Çorbada benim de tuzum olmasını istiyorum.”

“Eksiğim kesinlikle var. Her idman, her maç bizim için birer tecrübe. Topu oyuna sokma konusunda eksiklerimin hâlâ olduğunu düşünüyorum. İnşallah zamanla üstüne koyarak çok daha iyi yapmam gerekiyor. Büyük bir camia, rakibini baskı altına alması gerek. Futbolu rakip yarı alanda oynuyorsunuz. Topla ilişkilerinizin çok iyi olması lazım. Bu konuda aşama kaydettiğimi düşünüyorum. Eksiklerim de var açıkçası. Risk almazsanız büyük maçlarda, takımlarda farkınızı gösteremezsiniz. İkinci yarıyla beraber riskler aldık. Fenerbahçe gibi oynamamız gerekiyor. Bir nebze olsa da bunu yaptık. İkinci yarıyla beraber daha derli toplu, hücumda olumlu işler yapan bir Fenerbahçe var. Risk almadan büyük takım olamıyorsunuz.”

"Kırılma anım Malatyaspor'a gidişim oldu"

"Her oyuncunun kariyerinde dönüm noktası vardır. Sadık, kendisi için kırılma anını şöyle anlattı: “Kırılma anım Malatyaspor’a gidişim oldu aslında. Akçaabat’ta oynarken o dönem 3. ligde çok iddialı bir takım kurulmuştu. İlk yarıyı başarısız bitirdik. Kulüp kapanma seviyesine geldi. "Şer" diye düşünürken benim içim hayırlı olduğunu gördüm, zaman geçtikçe. Çünkü o süreçten sonra Malatyaspor’a transfer oldum cüzi bir miktara."

"Belki takım iyi olsa o miktara gidemeyecektim. Kulüp kapandı o ara. 2014-15 sezonunda 30 bin lira gibi bedele Malatya’ya transfer oldum. Feyyaz Uçar Hocam'la ikinci yarıya başladık ve ligi şampiyon bitirdik. Bu süreç benim için kırılma anıydı. 1. Lig'de başarılı olduk. İrfan Buz Hocam'ın bana büyük katkısı var. Ben sağ bek oynarken geldi. Beni stoperden başka yerde düşünmediğini söyledi. Malatyaspor’da bulunmak benim için büyük bir şanstı. İki şampiyonluk yaşayarak Süper Lig’e kadar çıktık.”

"Van Dijk çok iyi"

“Van Dijk çok iyi bir stoper. Takip ediyorum. Futbolun eskisi gibi görselliği kalmadı. Daha çok taktiksel bir savaş haline geldi. İyi mücadele eden ve savunma yapan takımlar ön plana çıkıyor. Bunun örneklerinden bir tanesi Juventus, Atletico... Gol yemediğiniz sürece bir şekilde golü buluyorsunuz futbolda. Futbolun bu yöne dönmesi savunmacıların değerlenmesine neden oldu. Chelsea’yi çocukluğumdan beri takip ediyorum. Mourinho ile birlikte. O dönem çok iyilerdi. Essien’i de beğenirdim.”

"Yabancı sayısı değil kalite önemli"

"Sırf yabancı futbolcu diye oynamak zorunda değil. Yerli oyuncu ondan daha iyiyse yerli oynasın. Yoksa 10 olmuş, 15 olmuş, 5 olmuş çok önemli değil. Burada zaten kendine güvenen her futbolcu çok fazla bu rakamlara takılmaz. Ben de idmandaki çalışmam, sahadaki performansıma güvendiğim için benim açıdan bir sıkıntı teşkil etmiyor yabancı sayısı.”

“Kaliteli yabancılar bizim gelişimimize elbette katkı sağlıyorlar. Ama şöyle bir durum, 14 yabancı hakkınız var diye bunu doldurup sadece sezon içinde 4 ya da 5’inden faydalanmanız hem size ekonomi anlamında, hem de yerli oyuncuların da gelişimine zarar veriyor."

"Cenk, Ozan, Cengiz..."

"Yabancı oyuncuya para ödediğiniz için sürekli onu oynatmak zorundaymışsınız gibi hissediyorsunuz. Alttan gelecek oyuncuya yer kalmıyor. Bu denge sağlandıktan sonra sayıların çok önemli olduğunu düşünmüyorum ben. Türk futboluna katkı sağlayacak, yardım edecek yabancı futbolcuların her zaman futbolumuz içinde olmasını istiyorum. Destekliyorum. Burada zihniyetin değişmesi önemli. Altyapıların, tesisleşme ve altyapı hocalarına verilen değer anlamında çok daha iyi adımlar atılabilir. Bu dönemde Cenk, Ozan, Cengiz kardeşlerimiz yurt dışına transfer oldu. Ama bunlar kaliteli yabancılarla oynadığınız zaman size katkı sağlıyor.”

"Skrtel'le oynamak gelişimime katkı sağlıyor"

“Malatyaspor’da oynadığım süreçte Mina mesela... Çok kaliteli futbolcu. 1.5 sene yan yana oynadım. Burada Martin Skrtel ile oynuyorsunuz. Zaman zaman Roman ile oynuyorum. Bunlar sizin gelişiminize katkı sağlıyor. Sayılar önemli değil altyapılardan ne kadar oyuncu çıkardığımız ve onlara ne kadar sahip çıktığımız önemli."

YORUMLAR

  • 0 Yorum