Öyle bir seçim düşünün ki 20 sene başkanlık yapmış ve girdiği tüm seçimleri açık ara kazanmış efsane bir başkan ve karşısında yeni ve güçlü bir aday. Sonucu kestirmenin hayli zor olduğu bu seçimden yüzde 80 gibi ezici bir oy üstünlüğü ile başkan seçiliyorsunuz. Üstelik öyle bin-iki bin değil 20.000 üzerinde oyun kulanıldığı bir seçimde.
Dünya üzerinde bu şartlarda böyle yüksek bir destek alarak kazanılmış seçim var mıdır acaba? Bu seçim sonucu Fenerbahçe Spor kulübünün yeni başkanı Sayın Ali Koç’a camianın, taraftarın ve elbette kongre üyelerinin büyük desteğinin ve güveninin boyutunu apaçık göstermektedir. Sayın Ali Koç çok uzun süre önce karar verdiği ve hedeflediği başkanlık için kongre tarihinden yaklaşık bir sene öncesinden hazırlanmaya başlamıştır.
Zaten camianın içinden gelen, kulüp geleneklerine ve kültürüne hakim, taraftarların ve tirübünlerin nabzını tutabilen Sayın Başkan kulübü ileriki yıllara başarı ile taşımak için seçim süreci öncesinde hazırlıklarını yapmış, uzun vadeli plan ve programlarını oluşturmaya başlamıştır.
Futbol takımının yapılanması, kulübün ekonomik olarak düzlüğe çıkarılması, sürdürülebilir bir finansman yapısının oluşturulması ve tüm spor branşlarında sürekli ve kalıcı başarıların sağlanması, alt yapılarda gerekli düzenlemelerin yapılıp, yenilenmesi ve benzeri birçok konuda gerekli hamleleri, ekibiyle uzun süre düşünüp planlamıştır. Haziran'dan sonra göreve başlayan ve ilk iş olarak kulübün finansal yapısının röntgenini çekmek için kolları sıvayan Ali Koç ve ekibinin yaptığı hiç bir hamlenin gelişigüzel olduğunu ve günü kurtarmak adına kısa vadeli yapıldığını düşünmemekteyim.
Ancak son zamanlarda futbol takımının sahada iki üç maçta istenilen skorları elde edememesi bazı çevrelerin işine yaramıştır. Böylece yıllardan beri süre gelen Fenerbahçe’yi karıştırmak için kurulmuş olan kumpasın tekrar canlandırılıp masaya çıkarıldığını da üzüntü ile görmekteyim.
Fenerbahçe’nin güçlü bir pozisyonda olmasını asla istemeyen ve Ali Koç’un başkanlığı ile camiadaki pozitif enerjiyi fark eden bu çevreler harekete geçmek için her zaman olduğu gibi fırsat kollamaktadırlar. Bu odaklar Fenerbahçe’yi yıpratmak için taraftarlar arasına nifak sokmak, kafaları karıştırmak, camianın bütünlüğünü bozmak gerektiğini iyi bilirler. Bu mekanizmaların nasıl harekete geçirildiğini, nasıl çalıştığını ve hangi sonuçlar doğurduğunu geçmiş zamanlarda Fenerbahçe taraftarı ve camiası çok ciddi bir şekilde tecrübe etmiştir, günümüzde yine aynı senaryolarla yüzyüze gelinmektedir. Ancak camianın geçmişte yaşadığı bu olaylardan ders çıkardığı kanısındayım.
XXX
3 Haziran 2018 tarihindeki seçim sonucunda Fenerbahçe Spor Kulübünün başkanı değişmiş ve Sayın Ali Koç başkan olmuştur. Bu değişim son yıllarda kulübün üstündeki ölü toprağını atmaya yetmiş camianın ihtiyaç duyduğu uyanma ve yenilenme isteği adeta sayın Ali Koç’ta karşılık bulmuştur. Böylece herkesin üzerinde mutabık kaldığı, iş ve sosyal hayatında başarılı ve camianın içinden olan başkanın göreve başlaması ile olumlu rüzgarlar esmeye başlamış Fenerbahçe yeniden ihtişamlı kimliğine erişecek olduğunun sinyallerini vermiştir. Elbette bu silkiniş bazı tarafları rahatsız edecek ve bildik yöntemlerini tekrar ortaya koymaya başlayacaklardır. Geçmişte yaşadıklarından ders alan büyük Fenerbahçe camiası bu çevrelere artık fırsat vermemelidir.
XXX
Fenerbahçe Kulübü artık yeniden başkanı, kulüp çalışanları, taraftarları ve sporcuları ile topyekün aynı amaç doğrultusunda, bir arada olmanın gücünü de arkasına alarak hareket etmektedir. Amaç salt günlük başarılar değil; sabır, çalışma ve inanç ile gelecek olan örnek bir kulüp çatısı altında sağlam temelli sürdürülebilirliği olan başarılardır. Fenerbahçe Kulübü’nü geçmişten gelen kültür ve değerleri, yeni başkanından aldığı gücü, enerjisi ve taraftarının bitmeyen desteği ve inancı ile birleşmesi halinde yolundan çevirmeye hiç bir kuvvetin gücü yetmeyecektir.
YORUMLAR