''Batman değil, Maradona olmak istedik''
Lionel Messi'nin 'idolüm' dediği, River Plate, Valencia, Zaragoza, Benfica gibi takımlarda harikalar yaratan ve şimdi de Arjantin U17 takımını çalıştıran Pablo Aimar, kariyeri hakkında konuştu.
Arjantin'in futbol dünyasına armağan ettiği sayısız 10 numaradan birisi olan Pablo Aimar, Guardian'a verdiği röportajda geçmişi, şimdiyi ve geleceği anlattı. Lionel Messi'nin 'Benim idolüm oydu' dediği Pablo Aimar'ın kaleminden kendi hayatı...
''Futbolu oynayarak öğrenirsiniz. Çok iyi, çok zeki, sadece birkaç kelimeyle size yardımcı olabilecek antrenörler olabilir. Buna rağmen genç futbolcular, oynamadan bunların hiçbirinin farkına varamazlar.''
''Olmak istediğim yerdeymişim gibi...''
''Bugün, olmak istediğim yerdeymişim gibi hissediyorum. Arjantin'in 17 yaş alt takımını çalıştırıyorum bundan zevk alıyorum. Genç oyuncularla çalışmayı seviyorum. Arjantin'in artık çok fazla futbolcu yetiştirmediğini duydum. Bu yüzden gençlerle çalışmak bana çekici geldi. Bunu burada yapmasam başka yerde yapacaktım.''
''Bu meydan okumayı kabul ettim çünkü gençlerle çalışmak bir cennet. Gidip maçları izleyebilir, oyuncuları seçebilirsiniz. Gençleri iyi futbolcu olma yolunda geliştirmeye çalışıyoruz. Futbolun onlara çok şey vereceğini ama arzu etmeleri gereken son şeyin ünlü olmak olduğunu hatırlatıyoruz.''
''Arjantin'de iyi futbol oynarsanız ve gazetelere çıkarsanız artık ünlü olmuşsunuz demektir. Popüler ve ünlü olacaksın. Ancak mütevazı rol modelleriniz varsa, bazı iyi şeyleri kopyalayabilirsiniz. Futbolu bu şekilde algılayan oyuncuları seçiyoruz. İnancımız, bu şekilde oynamanın onların gelişmelerine, büyük takımlarda oynayabilecek daha iyi futbolcular olmalarına yardımcı olmak.''
''Valencia dışında bir yere gitmiş olsaydım...''
''Ben de genç bir oyuncu olarak Valencia dışında bir yere gitmiş olsaydım ne olurdu bilmiyorum. Takımın oyun tarzından hoşlandım ancak nasıl rekabet edebileceğimizi anlamak zorundaydım. 2002 ve 2004'te ligi kazandık. Büyük kulüplerle böyle rekabet ettik. Belki River Plate'de oynadığım kadar topla oynamıyordum ama hem topla daha az oynamayı öğrendim hem de rekabet etmeyi.''
''Bir oyuncu olarak, en çok istediğiniz şey rekabet etmektir. 20 oyuncuyu bir fikre ikna eden bir koçunuz varsa, o takımı yenmek çok zorlaşır. Bu durum bir koç için en zor kısımdır. 20 oyuncuyu ikna etmelisiniz, ancak sahaya 11 oyuncu çıkıyor.''
''Bielsa'nın başkaları üzerinde etkisi çok fazladır''
''Tüm bu ilkeler, çalıştığım bazı koçlardan geldi. Marcelo Bielsa, başkaları üzerinde etkisi olan biriydi. Koçluk yaptığı kişilere büyük bir miras bıraktı ve bu muazzam bir özellik. Ona karşı özel bir hayranlığım var. Onun futbolcular üzerindeki etkisi çok fazladır.
Ayrıca Jorge Jesus her zaman aklımda olan bir isim. Genç oyunculara koçluk yaptığım için onun düşüncelerinden bazılarını kullanıyorum. Mesela topun kendine gelmediği için şikayet eden oyunculara 'Büyük oyuncular endişeli değildir.' diyorum. Onlar sakindir,
endişelenmezler. Bu sakinliğe ulaşabilenler çok büyük bir fark yaratır. Tüm bunların sabırla ilgisi var.''
''Sonra Messi gibi biri çıkar ve...''
''Futbolun tabii şansla da ilgisi vardır, ancak sonra Lionel Messi gibi belirsizliği ortadan kaldıran bir oyuncu gelir. Hepimiz o oynadığında Barcelona'nın kazanacağına emin olur. Geçtiğimiz 15 yıl içinde tüm övgüleri tüketmeyi başardı. Yılda 60 veya 70 maç oynayacak ve maçların %90'ından fazlasında sahadaki en iyi oyuncu olacak. Bunun için bir analize de gerek yok... ''
Kaçınılmaz olarak Messi hakkında konuşmalıyım. 22 yaşında, kendi gölgesini bile geride bırakıyordu. Muhtemelen o zaman daha dikkat çekiciydi. Son versiyonu ise onu en iyisi yapıyor. Yapması gereken her şeyi yapmak zorunda olduğu zaman yapıyor. Muazzam bir şey.
''Spiderman kostümüne ihtiyacımız yok, Maradona formasına var''
1970'lerde ve 1980'lerde doğan bizler için en büyük ilham kaynağı Maradona olmuştur. O zamanlar zaten süper kahramanlar vardı. Spiderman, Batman ve diğerleri gibi... Ama biz Batman olmak istemedik, Maradona olmak istedik. Spiderman kostümlerine ihtiyacımız yoktu, Maradona'nın kramponlarına ve formasına ihtiyacımız vardı...