Tavla da bir deyim vardır ya,” varken oyna” diye.
Ersun Yanal da Emre için bu şekilde düşünüyor sanırım, kaburgası da kırılsa
sahada yer veriyor, 2-0 a gelip oyun rahatlayınca kenara alıyor, yokluğu ilk
dakikadan itibaren hissediliyor. Emre kalan maçların hepsinde 90 dakika
oynayamaz, yaşı buna müsaade etmez, bu takım Emre olmadan oynayabilmek ,,
kazanabilmek zorunda, yoksa açığı verirsiniz.
Bu sezon ikinci kez 2 tane orijinal stoper ile
sahaya çıktı Fenerbahçe, bana göre ikisi de iyi mücadele ettiler, Serdar Aziz’i
hoca beğenmiş midir bilemem ama formayı giymeyi hak ettiği aşikardı. Hasan Ali
bu sezon Galatasaray maçının son dakikası hariç ilk kez oynadı, uzun süren
ayrılığın verdiği tedirginlik çok net hissedildi ancak verdiği güven de bir o
kadar tatminkârdı.
Ozan’a bir parantez açmak istiyorum. Bursaspor forması ile milli takıma kadar
yükseldi bu çocuk, 19 yaşında giydi bu formayı. Fenerbahçe’de dördüncü sezonu
birçok farklı hoca ile çalıştı, yaşının verdiği tecrübesizlikten özel hayatına
dikkat etmedi, kiralık olarak gönderildi, taraftarın hedefi oldu, kendimi
ayırmıyorum ben de çok saçımı başımı yoldum Ozan’ı izlerken. Bu sene belki de
son şansıydı eğer bu şansı da kullanamazsa silinip gidecek ikinci sınıf bir
futbolcu olarak hayatına devam edecekti. Ancak şu ana kadar verdiği izlenim hiç
öyle değil, yaşadıklarından ders almış, fazla kilolarının bir kısmından
kurtulmuş, futbol oynamayı seven ve saçıyla değil futbol topuyla meşgul olan
bir Ozan var sahada. Umarım bu performansı artarak devam eder.
Gustavo geldiğinden beri hayran sayısını
artırıyordur eminim ki, sakinliği, sahada ne yaptığını bilen tavırları Tibet’e
yerleşmiş dünyevi hayatı boşvermiş, sabah akşam yoga yapan bilge bir Budist
gibi değil mi?
Göze çarpan oyunculardan söz ediyorum diye takımın iyi oynadığını iddia edecek değilim. Fenerbahçe için tehlike çanları susmuş değil, bu akşam sadece rahat bir galibiyet aldılar, karşılarında Denizlispor yerine daha agresif bir takım olsaydı bu kadar rahat dönemezlerdi İstanbul’a.
YORUMLAR