Bu ismi daha çok duyacağız: Foden!

Pep Guardiola'nın ''Gördüğüm en yetenekli futbolcu'' dediği Manchester City'nin 20 yaşındaki yıldızı Phil Foden, her geçen gün kalitesini gösteriyor, daha uzun yıllar da göstereceğe benziyor. Foden'ın hayat hikayesini kendisinden dinleyelim...

Bu ismi daha çok duyacağız: Foden!
28 Mayıs 2021 - 09:25 - Güncelleme: 28 Mayıs 2021 - 10:55
FUTBOO | Pep Guardiola, sezon başında David Silva'nın ayrılığının ardından transfere gerek olmadığını söylemişti. Bunu söylerken kastettiği şey Phil Foden'a olan güveniydi...

Manchester City'nin teknik direktörü Pep Guardiola, bugüne kadar Lionel Messi, Andres Iniesta, Xavi, Arjen Robben, Robert Lewandowski, Sergio Agüero, Kevin De Bruyne gibi isimler ile çalıştı. Ancak Guardiola, ''Gördüğüm en yetenekli futbolcu'' diye Phil Foden'dan bahsediyor...

Guardiola, 2 sene önce bunu derken bazıları İspanyol teknik direktörü anlamamıştı. Ancak Guardiola'nın ''Dünyanın en iyi oyuncusu olmak için her şeye sahip.'' dediği Foden, bu sene yeteneğini tüm dünyaya gösteriyor ve onun ismini ileride çok daha fazla duyacak gibiyiz. 
O zaman hazırsanız Phil Foden'ın FourFourTwo dergisine verdiği röportaja gidiyoruz... İşte karşınızda geleceğin İngiliz yıldızı ve açıklamaları;

''2012'deki o golde kale arkasındayım, şimdi beraber oynuyoruz!''

Sergio Agüero'nun 2012'de şampiyonluğu getirdiği vuruşta tam o kalenin arkasındaydım. O golden sonra herkes sahaya inmişti ve golü, şampiyonluğu kutlamıştı. Hiçbir zaman unutamayacağım bir andı. Şimdi ise o futbolcularla beraber Manchester City'de oynuyorum. Çılgınlık! 

Büyük bir aileden geliyorum. Abimle birçok kez futbol oynadım ama benim kadar zevk almıyordu. Onlar sadece izlemeyi seviyorlardı ama ben her zaman kararlıydım. Sokağa çıkıp arkadaşlarımla oynardım. Her zaman da benden büyük ve daha fizikli kişilere karşı oynardım. Sanırım bu benim futbolculuğumu geliştirdi. 

Manchester City kariyeri nasıl başladı?

Bridge Hall İlkokulundaydım. Manchester City'den bir koçun okula gelip 6 yaşındaki çocuklara antrenman yaptıracağını duydum. Onların birkaç yıl alt sınıfındaydım. Koçlar, izledikleri çocuklarda herhangi bir potansiyel göremediler. Bizim ilgimizi çekecek başka futbolcularınız var mı diye sorduğunda beden eğitimi öğretmenimiz beni antrenmana getirdi. Ardından City koçu beni beğendiğini söyleyip aileme ulaştırmam için bana kartını verdi. O günden beri Manchester City'deyim.

City ile antrenmanlara çıkmak beni hemen City taraftarı yaptı. Babama 'Ben artık bir City taraftarıyım!' dediğimde 'Tamam' dedi ama yüzündeki hayal kırıklığını görebiliyordum. Sanırım neler olacağını City antrenmanlarına çıkmaya başladığım anda farketti. Aslında bir kulübe, hele City gibi güçlü bir kulübe gittiğim için mutluydu. Futbola başlamamın ana sebebi babamdır. Ben büyürken sürekli televizyondan futbol maçları izlerdi, beni antrenmanlara götürürdü. Futbolcu olmamı arzuluyordu ve eğer bu arzusu olmasaydı muhtemelen şu an olduğum yerde olamazdım. Bazen gerçekten iyi futbolcu olabilecek bazı çocuklar görüyorum ancak anne ve babaları onları futbola yönlendirmiyor ve bu yüzden ilerlemeleri gerektiği kadar iyi yerlere gelemiyorlar. 

''Babam United taraftarıydı ama şimdi City'e çekiyorum!''

Babam, anlayacağınız üzere Manchester United taraftarı. Derbi günleri ben ve annem Manchester City'i desteklerken babam ve abim, United'ı tutardı. Ama şimdi City'de daha çok oynamaya başladığım için sanırım babamı yavaş yavaş City'e çekiyorum. Artık United ile eskisi kadar ilgilenmiyor! 
Her zaman takımın en küçüğü oldum. Maçlarda da yine en küçük ben olurdum. Ancak menajerlerimiz sürekli bana ''Zaten beynini iyi kullanıyorsun, boyunun uzun olmasına veya farklı bir şeyinin olmasına gerek yok. Yapman gereken tek şey futbol oynamak'' diyorlardı. Gerçekten genç yaşta sadece futbolun tadını çıkarmanı istiyorlar. 14-15 yaşlarında ise as takıma girmeye çalışmaya başladım.

Guardiola ile nasıl tanıştı?

Guardiola takıma geldiğinde, tabii onu televizyondan tanıyordum ama gerçekte nasıl bir kişi olduğunu bilmiyordum. Antrenmanda da kendisinden ne bekleyeceğimi bilemiyordum. Ancak daha ilk günden beri ne kadar tutkulu olduğuna ve oyuncularına karşı ne kadar motive olduğunu görünce şaşırdım. Onunla birlikte gelişmek ve onun oyuncusu olmak istedim çünkü dediği her şeye inandım. 

Celtic'e karşı ilk maçımı oynayacağımı öğrendiğimde şok olmuştum. Çünkü o zamanlar as takımla antrenmanlara çıkmıyordum. Guardiola yanıma geldi ve ''İlk kez yedek kulübesinde olacaksın.'' dedi. Ailem için çok büyük bir andı bu. 

En beğendiği futbolcular: David Silva, Jack Wilshere

David Silva'yı her zaman sevmişimdir. Onun harika bir futbolcu olduğunu düşünüyorum. Jack Wilshere'e de büyürken hayranlık duyuyordum. Arsenal'deyken Norwich'e attığı golü unutamıyorum. En büyük, en tanınmış oyuncuları değil, dar alanlarda topu tutabilmeyi başaran oyuncuları sevdim. Çocukken tıpkı onlar gibi olmayı hayal ediyordum. David Silva ile ilk tanıştığımda onun ne kadar alçakgönüllü olduğunu fark ettim. Kibar, sessiz, tam da hayalimdeki futbolcuydu. Oyun hakkında çok büyük bir bilgisi var ve gelecekte kesinlikle teknik direktör olabilir. Zaten saha içinde de öyleydi. Neler olacağını görür ve ona göre alan değiştirirdi.

''Sosyal medya baskı oluşturup, fazla abartabiliyor''

İngiltere U17 takımında Dünya Şampiyonu olmamızı unutamıyorum. Dünya Kupası'nı kazanmak hayatımın en iyi günlerinden biriydi. Büyük bir turnuvada bu tür bir baskıya alışmak güzeldi. Çok gençtik ve finali izlemek için birçok taraftar gelmişti. Bugünlerde sosyal medya küçük çocuklar üzerinde çok fazla baskı oluşturup, onları çok fazla abartabiliyor. Bu yüzden mesajları çok fazla okumamaya çalıştım ve sadece futbol oynamaya odaklandım. Her zaman futbol oynamayı, kendimi hazır tutmayı ve saha içinde izleyenleri etkilemeyi istedim. 

''İnsanlar fotoğraf çektirmek isterken bana çılgınca geliyor''

Bir keresinde küçük bir Manchester City taraftarı formasını bana imzalattırmak istemişti. Çok değişik bir histi benim için. Çünkü ben de tıpkı onun gibiydim. Aslında hala insanlar benimle fotoğraf çektirmek isterken bu durum bana çılgınca geliyor. İnsanlar çoğu zaman bir futbolcuyla fotoğraf çektirmek istemeden önce çekinirler. Hayır diyeceklerinden korkarlar. Ama ben onları çok iyi anlayabiliyorum, o yüzden bana çok rahat bir şekilde sorabiliyorlar.

Takımdan ayrılmak benim için hiçbir zaman seçenek olmadı. Pep de zaten benim takımda kalmamı istiyordu. O yüzden hiç lafı bile geçmedi. Söylenen bazı şeyleri duymak çılgıncaydı. Çok genç olmama rağmen insanlar benim daha fazla oynamam gerektiğini söylüyordu. Aslında sahip olduğumuz takıma ve oyunculara bakarsanız, oynamak çok zordu. Onlardan daha iyi performans göstermeliydim ve bu kadar genç yaşta, bunu uzun yıllardır yapan bu futbolculardan daha iyi oynamak çok zor. 

Başlangıçta öğrenmem gereken çok şey olduğunu ve kendimi zorlamam gerektiğini biliyordum. Hala her gün elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Eğer elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışmasaydım kendime yenilirdim. Çok çalışıp elimden gelenin tamamını yapıp, buna rağmen kadroya giremeseydim en azından ''Ben çok çabaladım ama takıma giremedim'' diyebilirdim. 

''Vay be! Umarım doğru söylüyordur...''

Pep Guardiola benim için 'Gördüğüm en yetenekli oyuncu' dediğinde beraber çalıştığı oyuncuları düşündüm ve 'Vay be! Umarım doğru söylüyordur' dedim. Bazen küçük detaylar büyük bir fark yaratır. Herkes hata yapar, ancak Pep çok nadir yapar. 

Bu kadar genç yaşta bir çocuğa sahip olmak kolay değil. Çok hızlı büyümem ve bu konuda olgun olmam gerekiyordu. İyi bir maç çıkartmayıp eve döndüğünüzde sırf onun gülümsediğini görmek hayatın çok daha fazla anlamdan ibaret olduğunu anlamanızı sağlıyor.

Dünyanın en iyi liginde oynuyorum, iyi performans gösteriyorum. İngiltere için oynamak, hayatımın her günü yapmak istediğim bir şey. 

YORUMLAR

  • 0 Yorum