E.MURAT YIĞCI

E.MURAT YIĞCI


Trabzonspor'a sihirli değnek mi değmiş?

13 Ocak 2017 - 21:07

Hepimizin bildiği öyküdür. Komşuları Nasrettin Hoca’yı yakalamış bir gün. Her ikisinin elinde de birer kap yoğurt. “Hocam, “Bak bakalım hangi yoğurt daha iyi.” 

Hoca ilk kaptan bir kaşık almış, “Aman” demiş, “Diğeri bundan daha iyi.” 

“Aman hocam nasıl olur? Diğerini tatmadın ki” diye soracak olmuşlar.

Nasrettin Hoca hemen yapıştırmış yanıtı: “Hiçbir yoğurt bundan daha kötü olamaz.”

XXX

Süper Lig’in ikinci yarısının açılış maçını izlerken aklıma bu fıkra geldi.

“Bu, Süper Lig’in en iyi maçlarından biri” dedim kendi kendime.

“Yahu daha tek bir maç seyrettin” diyenlere de aynen Nasrettin Hoca gibi cevap vermeyi düşündüm: “Bundan daha iyi maç bulmak kolay değil.”

XXX

Bir maç düşünün. Her iki takım da sadece olumlu futbol oynamayı düşünüyor. Dar alanda kısa paslaşarak değil, topu boş alana taşıyarak. Baskı yapıp ‘faul yapmadan’ topu kapmaya çalışarak. İlk yarıda 3 gol, gol dışında bir iki gol pozisyonu, pek çok güzel pozisyon, mücadele... Bir futbol sever daha ne ister ki. İlk yarının bittiğine mi üzülelim, ikinci yarıda daha neler neler olur diye mi sevinelim, bilemedik.

XXX

Tam da güzel bir hayali yaşadığımızı düşünürken, neyse ki hakem imdadımıza yetişti. İkinci yarının hemen başında ‘gösterdiği’ kırmızı kartla (hakemin gösterdiği diyorum, çünkü büyük ihtimalle kendisi de neden kırmızı kart çıkardığını halen anlayamamıştır) gerçek dünyaya, yani Süper Lig standartlarına döndük.

XXX

Oyunun ikinci yarısında da pozisyon vardı, ama bu kez futbol yoktu.

Bunda, ikinci yarının hemen başında N’Doye’ye gösterilen kart sonrası bordo mavililerin anlaşılmaz bir şekilde kendi sahasına gömülüp, Bursaspor’u kendi sahasının ortasında kabul etmek gibi anlamsız bir oyuna dönmesinin etkisi büyüktü. Ama Bursaspor da, iyi bir takım olmasına karşın, anlaşılmaz bir şekilde hiçbir şey yapmayan Trabzonspor’a karşı hiçbir şey yapamayarak kendi kalibresinin altında bir oyun ortaya koydu bana göre.

23. dakikada -doğru ya da yanlış- bir taç kararı sonrası sihirli bir değnekle dürtülmüşçesine hakemin üzerine yürüyen ve tribüne çıkan Hamza Hoca’nın tepkileri kadar anlamsız bir stratejiydi Bursaspor’unki.

İkinci yarıda her iki takım da net gol pozisyonları buldu, ama Trabzonspor kalecisi Onur ve bugün kalesinde dalya diyen Bursaspor kalecisi Harun devleşerek skorun değişmesini engellediler.

XXX

Trabzonspor’a gelince... Ne olmuş ki bu takıma devre arasında. 

Şöyle özetleyebiliriz belki: Takıma inanılmaz hızlı adapte olan yeni transferlerin katkılarıyla, Ersun Yanal artık en sorunlu mevkileri düşünmek yerine, takımı nasıl daha iyi oynatırım sorusuna odaklanacak gibi görünüyor. Tabii ki pembe tablo çizmek için erken ama özellikle iki bek transferi bordo mavilileri rahat ettirecek gibi görünüyor.

XXX

Yeni transferler, sağ bek Joao Pereira ile sol bek Emmanuel Mas, Trabzonspor’a yüzde 100 değil, yüzde 150 katkı yapmış.

Kendi mevkilerinde en iyi şekilde görev yapıyorlar ama dahası, sağ ve sol kanatta oynayan oyuncular artık defansı değil, orta sahayı düşünür olmuşlar.

Bu da bordo mavililerin oyununa büyük katkı yapmış. Defansta rakibi nasıl karşılayacağını bilemeyen, defanstan topu nasıl çıkartacağı konusunda hiçbir fikri olmayan bir takımdan, ‘şu atağı bir keselim de bir an önce hücuma geçelim’ diye düşünebilen bir takıma dönmüşler.

XXX

Güven verici futbollarıyla beğeni toplayan her iki futbolcuyu tek bir maçla ‘dünyayı kurtaran adamlar’ konumuna sokmak doğru değil ama her iki transferin de bordo mavili takım için büyük kazanç olduğu bir gerçek.

Buna Olcay Şahan’ın katkısını ekleyin; Ersun Yanal’ın iki Yusuf’un (Yazıcı ve Erdoğan) beraber oynatacağı bir taktik geliştirdiğini hayal edin.

Daha ne olsun...

Bir de bakarsınız ki, Trabzonspor ilk 8 için mücadele eden bir takıma dönüşmüş...

13 Ocak 2017 - futboo.com

YORUMLAR

  • 0 Yorum