TOLGA POZAM

TOLGA POZAM


Terim farkı, 3 puan

07 Ekim 2018 - 01:42

Futbol’un lezzetini iyi şeflerin belirlediğine şüphemiz kalmasın. Tadı tuzu oturmamış bir tabağa öyle bir baharat atsın ki şef, öyle bir farklı bir ürün kullansın ki, o yemek o masanın en iyi yemeği olsun.

Bugün Fatih Terim, Şefliğini, hatta Master Şef’liğini konuşturdu.

Sen yemek pişerken, artık tamam tabaklamak lazım derken, öyle bir baharat kat ki yemeğe, 3 puan ile eve dön.

İşte 85. dakika da oyuna soktuğu Donk, 2 dakika sonra; topla 3. buluşmasında golü attı.

Bravo Terim.

Ama Fatih hoca neden bu değişikliği yapmak zorunda kaldı?

Galatasaray’ın gol vuruşlarında son haftalarda büyük bir düşüş var.  Etkin bir santraforu olmaması, normalde santrafor oynamayan futbolcuların (Sinan Gümüş gibi, Onyekuru gibi) kendilerini “golcü” rolünde bulmaları, bu düşüşün başını çeken sebepler.

İşin daha da vahim tarafı, orta sahada oynayan futbolcuların da, beklenen “gol” performansını verememeleri.  Düşünün ki, bütün maç boyunca sağdan Mariano, soldan Ömer Bayram ortalar ile ceza sahasını süslediler; ama Antalyaspor’un stoperleri Sinan’dan, Onyekuru’dan ve Rodrigues’den daha uzun boylu olunca, bu ortalar çoğunlukla boşa yapılmış oldu. Galatasaraylı futbolcuların kafaları ile buluşan ortalar ise, “golcülük” seviyelerinin daha düşük olmasından dolayı genelde kalecinin kucağında sonlandı.

XXX

Bugün istek var, arzu var ama gol yollarını açacak taktik yok.  Orta’dan ara paslarla defansın arkasına sarkarak oynaması Galatasaray için çok daha iyi olacaktı şüphesiz, ama olmadı. Top kendini kanatlarda buldu ve ceza sahasında sarı kırmızılı forma aramak için havalandıkça durdu.

Fatih Hoca baktı bu iş böyle olmayacak; önce Maicon hamlesi ile bir denemeye girdi, sonunda da elinde kullanabileceği, fizik gücü ile de forvette o an için fark yaratacak Donk’u forvete sürdü. 

Maicon’dan doğru bir orta, Donk’un yükselişi ve oyuna girdikten 2 dakika sonra 3 puanı getiren golü atması ise, bu hamle’nin ne kadar doğru bir hamle olduğunu gösterdi.

Şampiyon olduğumuz geçen sezon son 7, ve bu sezon ilk 3 deplasman maçına baktığımızda; 6 Mağlubiyet, 3 Galibiyet ve 1 Beraberlik yaşamış; 16 gol yemiş ve 14 gol atmış (ki 7 adedi bir maçta Karabükspor’a) bir Galatasaray var.

Sırf bu sezona baktığımızda, yine Antalyaspor maçı öncesi; 3 deplasman maçının ilk maçını Ankara’da Ankagürücü’nü 2-1 yenerek kapatmış; ama daha sonra ki 2 maçta total 7 gol yemiş ve hiç gol atamamış bir Galatasaray görüyoruz.

Bu rakamlar ve bu şartlar altına bugün Galatasaray’ın Antalya’da, hele ve hele gol yemeden kazanmış olması büyük büyük bir başarı, lakin:

Antalyaspor da bu sene Bülent Korkmaz’ın başına geçmesi ile büyük ivme kazanmış bir takım.

Lige iyi başlamamış, ilk maçında Kayserispor’a yenilmiş; ikinci maçında Konyaspor ile kendi evinde bol gollü bir beraberlik yaşamış; ardından önce Beşiktaş’ı İstanbul’da sonrasında evinde Rizespor’u yenmiş; arada bir Başakşehir faciası yaşadıktan sonra Sivasspor ve Ankaragücü sınavlarını 3’er puan ile vermiş.

Kötü başladığı lig ‘de şu ana kadar son 5 maçından 4 galibiyet almış bir Antalyaspor karşısında oynadı Galatasaray.  Zaten her hangi deplasman olursa olsun Galatasaray için kolay değil; Antalyaspor maçının da çetin ceviz olacağı belli idi. Hele ve hele santrafor sıkıntısı, oyun kurmakta çoğu zaman zorlanan bir orta sahası ve rotasyon kombinasyonları ile oynayan bir defans hattı olduğu düşünülürse.

Transfer sezonu sonlandığında, Fatih Terim forvet derdine bir deva mutlaka bulur demiştim; bugün deva, hatta “DEV Adam” Donk oldu.

İyi bir ivme yakalamış olan Antalyaspor karşısında, hatta deplasmanında alınan 3 puan; 34. Hafta sonunda istatistiklere olumlu bir 3 puan olarak geçecek.  Dolayısıyla şampiyonluk yolunda sizli haklı çıkartacak. 

Hakkıyla, Fatih Terim zekası ile kazanılmış bir 3 puandır.

Ancak ileriki maçlar için sinyaller kendini çok belli ediyor.  Burada da hep dediğim gibi, iş, Usta Şef Fatih Terim’in elinin tadına, yani taktik ve stratejisine bakacak.

YORUMLAR

  • 0 Yorum