Adam akıllı futbol oynamayan bir Galatasaray hakkında ne yazabilirim?
Aslında bugün dikkatimi çeken şey Galatasaray
futbol takımındaki 11 kişinin sanki ilk defa Galatasaray’da oynuyormuşçasına
top çevirmeleriydi.
Sanki
bu oyuncular üç aydır 1 maç bile oynamamışlar da, ilk defa forma giyiyorlar.
Kimse ne yaptığını bilmiyor. Kimse ne oynaması
gerektiğini bilmiyor gibi.
Yahu futbol dediğin şey, kendi yarında kendi
kendine paslaşıp, rakip ceza alanına yaklaşmaktan ibaret değildir. Sağa pas ver, sola pas ver, geriye pas var,
az ileriye git, orta sahayı geç, forvet arkasına kadar gel, geriye dön;
tekrarla.
Bu sene
Galatasaray’ı izlerken resmen hipnotize oluyorum. Topluca tüm Galatasaraylılar olarak, birileri
parmağını şıklattığında tuhaf şeyler yapmayalım diye endişe duymaya başladım.
Bir ara bir şarkı vardı “Bu hayatın heyecanı
meyecanı yok” yok diyordu.
“Galatasaray’ın heyecanı meyecanı yok”.
Böylesine
saçma bir şey oynayan kadrodan kimi eleştireyim ki?
Üzülüyorum, herkes Selçuk’a yükleniyor. Bugün Feghouli ne yaptı? Belhanda ne yaptı?
Onlar daha mı iyidiler? Günah keçisi Selçuk ama.
Kısa kısa bazı isimler hakkında notlar
almışım.
Mariano. Bu takımda oynamamalı. Linnes’i
kesip Mariano’yu dahil etmek hata.
Bu sene gerçekten hiç mi hiç yok. Bir de bugün ilk yarı saçma bir
pozisyonda kendisine yapılan bir faul sonrası Gençlerli futbolcunun sırtına
vurması var ki; Kırmızı Kart yese şaşırmam, hatta üzülmem. Böylesine agresifliğe Galatasaray formasında
yer olmamalı. Bir ceza almalı diye düşünüyorum.
Benzer saçma agresiflikler Belhanda’da da var.
Oyuncularımızın bir kısmı, iyi olmadıklarının farkında, ve iyi olmak için
uğraşacaklarına, sinirlerini sahada bu şekilde, sorumsuzca hareketlerle
çıkartıyorlar.
Belhanda demişken; bu maçın kazanılmamasındaki
en son etken hakem; Galatasaray asla gol atacağa benzemiyordu (ki şu an bir
istatistik düştü karşıma, Galatasaray
resmi maçlarda 337 dakikadır gol atamıyor diye). Ancak hakem de 90+3. dakikada Belhanda’nın ceza sahası içinde omuzundan
çekilerek düşürülmesine sessiz kaldı.
Yayıncı kuruluşun çeşitli açılardan tekrarını verdiği pozisyonda hepimiz
faul olduğunu gördük, ancak VAR odası bunu göremedi.
Akıl almaz bir olay bu. Ekran başında maçı izleyen herkes, sosyal
medya, faul’un varlığına emin, net gözlerimizle kollektif olarak, toplum olarak
biz bunu gördük; ama VAR hakemleri bu hareketi kale almadı. O
zaman ben sorarım, VAR Galatasaray’a YOK mu?
Neyse hakem hatalarının arkasına sığınmayı hiç
sevmem, hakem yanlış kararlar da verse, sen karşı takımdan 1 gol daha fazla
atıp, maçı kazanacaksın. Hoş bu oyunla Galatasaray 1 gol bile atsa
iyidir.
Defans hattında bugün Luyindama yoktu, Donk
vardı. Donk bana orada çok güven
veriyor, akıl ile oynuyor ve sahaya, müdahalelerinde ve pozisyon almalarında tecrübesini
yansıtıyor. Bence Donk’un orada olması
lazım. Sürekli oynatılırsa defans hattı
daha bir güvenilir olur.
Notlarımda bir de oyuncu değişiklikleri var.
Jimmy Durmaz benim için şu aşamada büyük hayal
kırıklığı. Şu haliyle bir Galatasaray
oyuncusu değil.
Emre Mor’un ise 85. dakikada oyuna alınması da
büyük bir fiyaskodur. Ne zaman Emre
girdi, takım biraz daha hücumda yaratıcı oynayıp 1-2 pozisyonumsu üretti. Emre
Mor bu takımda mutlaka ama mutlaka oynamalı, daha çok oynamalı.
Galatasaray futbol mu oynuyor, ne oynuyor
belli değil. Bal yapmayan arı. Pas pas pas
ileri, pas pas pas geri. Yaş ortalaması yüksek. Hızı düşük. Temposu
düşük. Galatasaray efsaneler takımı var,
hepsi emekli olmuş; bazen turnuvalarda oynuyorlar; o takım bile göze çok daha
keyif veren, Galatasaray gibi oynayan bir takım.
Fatih Terim ve ekibinin, tahta’nın başına
oturup (tek sabit Muslera), sıfırdan düşünüp, takım ve oyun kurgusu çıkartması
lazım. Malzeme bu; ama malzeme hiçbir şekilde en optimum hali ile
kullanılmıyor.
Bize de geçmiş olsun. Bu sene bu takım düzelmezse, Galatasaraylılar olarak, bütün sezon uyurgezer modda maç izleyeceğiz!
YORUMLAR