GÖKMEN ERHAN

GÖKMEN ERHAN


Artık Türkiye Ligi daha önemli

07 Kasım 2018 - 01:36

Galatasaray için olaylı Fenerbahçe derbisinden sonra oldukça zor geçeceği tahmin edilen bir karşılaşmaydı ve nitekim de öyle oldu.

Aslında kötü başlamadığımız maçta kalemizde çok erken ve daha da kötüsü çok basit bir gol gördük. Yenilen bu acemice gole rağmen takım motivasyonunu kaybetmeden devam etmeye çalıştı. Hatta zorlu bir deplasmanda bulabileceği iyi pozisyonları da buldu fakat son vuruşlardaki beceriksizlikler yüzünden golü atamadık. İlk yarıda yenen gol dışında deplasman oyununda başarılıydık diyebilirim.

Sezonun özeti gibiydi...

İkinci yarı da önde oynayarak başladık. Fakat yine kritik bir yerde kaptırılan top kalemizde gol oldu. Aslında bu sezonun şimdiye kadar ki özetiydi gibiydi yenilen goller. İleri uçta iyi bir golcünün savunmada da lider bir stoperin bulunmaması takımın seviyesini olduğundan daha aşağı çekiyor. Takım 2-0 geriye düştükten sonra iyice maçı bıraktı. Bu durum malesef sezon başından beri böyle. Fenerbahçe maçında olduğu gibi de iki farklı öne geçilse dahi maçı kazanırız rahatlığı bir türlü gelemiyor ve bu rahatsızlık halen tedavi edilemedi.

Artık Türkiye Ligi daha önemli

Galatasaray’ın matematiksel olarak gruptan bir üst tura çıkma şansı devam ediyor olsa da bence artık şansı kalmadı. Lokomotiv Moskova’nın kötü performansı sayesinde UEFA Avrupa Ligi şansı çok yüksek şekilde devam etmekte. Aslında üzücü olan bu durum belki de bir şans olabilir çünkü maalesef gruptan çıkılsa dahi ileride karşılaşılacak takımlar karşısında rencide olunabilecek skorlar alınma ihtimali oldukça yüksek. Bunun yanında Türk takımlarının bir gerçeği olarak, STSL’de şampiyon olmak Avrupa’da bir başarıdan şimdilik daha önemli. Çünkü üst üste Şampiyonlar Ligi’ne 3-4 sene katılabilme başarısı gösterilebilirse ekonomik açıdan biraz da olsa rahatlanılabilir.

Mağlubiyeti kabullenmek...

Bu maçtan bağımsız olarak bence en üzücü konu takımın Avrupa – Türkiye farketmeksizin golü yedikten sonra reaksiyon gösterememesi. Hele iki farklı yenik duruma düşülürse mağlubiyet takım olarak kabulleniliyor. Santrafor eksikliği ciddi şekilde hissedilirken bir de takım olarak mağlubiyete direnememe ister istemez yenilgiyi beraberinde getiriyor. Fernando olmadığında da takım içindeki lider eksikliği ciddi biçimde hissediliyor.

Fatih Terim özellikle UEFA yaptırımları yüzünden istediği kadroyu oluşturamadığı gibi ve yaşanılan sakatlıklar da bunun üstüne tuz biber ekti. Eminim geçen yıllarda yaptığı gibi istediği kadroyu oturtacaktır ama bunun çok kolay olamayacağı, zaman alacağı çok açık. Peki taraftarın buna sabrı var mı? Başka hoca olsa eminim olmazdı ancak Fatih Hoca’nın kredisinin sonsuz olması beni ümitlendiriyor.

Geçmişi unutmak...

Sonuç itibarı ile böyle bir grubu yakalayıp gruptan çıkamamak belki birçok kişiyi hayal kırıklığına uğratsa da bunun belki de bir şans olabileceği unutulmamalı. Üst seviye takımların olduğu gruplarda büyük farklı mağlubiyetleri yaşamak daha acı olabilirdi. Şimdi tamamen lige konsantre olup, Fenerbahçe ve Schalke maçlarını unutarak, Kayseri maçını kazanıp zirveyi bırakmamak gerekiyor. Son olarak maça gelen Galatasaray taraftarlarını unutmamak lazım, gerçekten zaman zaman maç Türkiye’deymiş hissi yarattılar ve alkışı hak ettiler.

YORUMLAR

  • 0 Yorum