Üç silahşörler

Kızdığımız, ‘emekli kafası ile hem takıma, hem kulübe zarar veriyor’ dediğimiz Advocaat'ın koca sezonda Fenerbahçe'ye verdiği en değerli şey Lens oldu. Lens'in yetenekleri bir yana, savaşçı ruhu, sporcu karakteri, bu kötü kadro için daha önemli aslında. Asla pes etmiyor, gösterdiği direnç ve mücadele arkadaşlarını da ayakta kalmaya zorluyor. Yanına bir de asla pes etmek istemeyen ortak bulmuş. İkisi 11 değil, kulübeyi de ayakta tutuyorlar. Kankası belli. Topal Mehmet. İçi temiz, ekmek yediği mesleğine saygılı, doğru yaşayarak sporcu ruhu ile bu yaşa kadar ayakta kalmış Topal Mehmet. Futbolunu, yeteneklerini zaman zaman eleştiririm ama mücadelesini asla. İşte Fenerbahçe'nin iki kilit adamı. Oynadığı zaman (dün gece yoktu ve bu net belliydi) bu ikiliye en yakın kim desek, Kjaer'den başkası gelmez aklımıza. Oldu mu 3 adam. Biri savunmayı, diğeri orta sahayı, bir diğeri de ileri ucu yönetirken takımı ayakta tutmuş oluyorlar. Bu üçlüden feyz aldığını gördüğüm bir kaç isim var. Mesela Fernandao. Lens'in enerjisi ona itici güç oluyor. Alper mesela. O da son haftalarda futbolun pasa dayalı bir düzeni olduğunu, asist yapınca veya kilidi açan pas atınca daha keyifli olduğunu Lens'ten öğreniyor. Emre abisi ile oynarken ondan yediği fırçaların ne anlama geldiğini geç de olsa Lens'i izlediğinde anlamış oldu. Alper'in bu değişimi nasıl görülüyorsa, Ozan Tufan'ın da gerileyişi net görülüyor. 8 milyon euroya alındı bu ihtiyar.Adamın yaş 22 ama sahada çapı 2.44'lük veteranlar gibi. OZAN, TOPAL'I ÖRNEK ALMALI Kiloları yüzünden koşmaktan aciz. Tanju Çolak kiloluydu onun gibi ama işi ceza sahasındaydı ve yetenekleri ona yetiyordu. Ama Ozan sahanın en uzun ve geniş alanında oynadığı için bu kiloları kaldıramıyor. Top onun yakınında iken bir şeyler yapması gerektiğini hatırlıyor ama ondan uzakta ise rakipten oynuyor. Yazık etrafında 3 silahşör varken neden Dartanyan rolüne soyunmazsın, anlamak zor. Topal'ın yaşam biçimini örnek alsa, gerisi kolay olacak. Savunma için doğru kanatlar dün gece oynadı zaten. Advocaat neden İsmail Köybaşı'nda ısrarcı değil. Bu bitik Hasan Ali'de haftalardır ne buluyor, anlamak zor. Bir ara Şener'i de yemeye kalktı ama Wiel ona izin vermedi..! Yazacak çok detay var takımla ilgili. Ama asıl hedef ne, ona bakmalıyız. Osmanlı ve Alanya galibiyetleri ligde bir işe yaramaz belki. 3.- 4. sıraları koruyup, Avrupa kapısına yaklaştırır ama bu sıralardan Avrupa’ya gidiş,  temmuzun ilk haftası ön elemelere başlamak demektir. Yani transferleri erken yapmak, sezonu erken açmak gibi eziyetleri vardır. Bu yüzden hedef hala bir zamanlar angarya gibi görünen Türkiye Kupası olmalıdır. Bu kupayı almak,  Avrupa'ya hiç uğraşmadan eylül ayında elini kolunu sallayarak, ıslık çalarak gruplardan başlamak demektir.