Geçtiğimiz hafta Fenerbahçe’nin 8 haftada 8 puan almasının en önemli sebeplerinden birinin sabotaj olduğunu öğrendik. Takıma nasıl sızdığı belli olmayan! bir grup, takımın geçen seneki verilerini silmiş. Sonra hocaya halı kumpası kurmuş. Bir kısım futbolcu puan kayıplarına rağmen fazla gülmüş, eğlenmiş sanki teknik olarak yeterlilermiş gibi sırf bu yüzden kadro dışı kalmışlar. Bir kısım futbolcu saha dışı işlerini iyi yapmıyormuş takımı iyi motive edememişler kaynaştıramamışlar. Bir de eski hoca Ersun Yanal vizyona uygun olmadığı için gelmeyecekmiş ekstra bilgi olarak onu öğrendik. Maalesef bir kısmımız ciddi ciddi 8 haftada 8 puanın açıklamasının bu olduğuna inanmışlar.
Deneme tahtası
Silinen verilere ulaşmak mümkün olmadığı için ben saha içinde kalarak bu sezon silinemeyen bir kaç istatistik paylaşayım sizlerle.
9 haftada toplam 9, yazıyla dokuz puan. 9 haftada 8 farklı ilk 11, 5 farklı diziliş.
Son 2 maç 0-0 bitmesine rağmen, 9 haftada yenen 10 gol. Lider takımdan 9 haftada yenen 10 puan fark.
Bireysel istatistiklerde lig lideri olan sadece 1 oyuncu; stoper Skrtel başarılı pas yüzdesi (%90) 9 maçta, maç başına şut ortalamasında liderlik ama atılan sadece 6 gol.9 maçta alınan 2 galibiyet, 3 beraberlik, 4 mağlubiyet, haliyle gelen 15.lik
Bu genel istatistiklerin üzerine 2 tane de benden istatistik gelsin de kimse silemesin süpüremesin. Fenerbahçe son 2 sezonda toplam 23 oyuncu transfer etmiş. Evet doğru okudunuz 23 oyuncu. Asıl bomba istatistik şimdi geliyor: bu 23 oyuncudan bu sezon tüm maçlarda 1 dakika bile olsa oynayan futbolcu sayısı; 2. O iki futbolcu da kim tahmin edin. Roman ve Elif. Burada her 2 sezonun yöneticilerini ve teknik kadrolarını ayrıca tebrik etmek lazım. Fenerbahçe’ye 23 futbolcu alıp sadece 2 tanesini vazgeçilmez yapmak büyük başarıdır.
Asıl dert kulübede
Evet şimdi size rakiplere verilmeyen kırmızı kartlar onlara hediye edilen penaltılar edebiyatı yapmak kolay. Fenerbahçe çok şanssız goller yiyor forvetleri de çok gol kaçırıyor edebiyatı yapmak da kolay. Fenerbahçe er geç toparlanır ilk 3’e yerleşir, seneye bu takım oturursa tehlikeli olur demek de kolay. Ama bir gerçek var ki takım hala 15. Cocu’nun bu noktada çok büyük değişiklikler yaparak mucizevi bir dönüşüme imza atacağını sanmıyorum. Sivasspor maçında Frey yerine Barış oynasaydı, İsmail çıkıp Valbuena girseydi filan demek de artık abesle iştigale dönüştü. Her spor yazarı üç aşağı beş yukarı ideal ilk 11’i belirledi. Ama Cocu bir dönem Aatıf’la harcadığı haftaları artık İsmail’le harcamaya kararlı olacak ki o ideal 11’leri denemiyor. Yine Cocu’nun vazgeçilmezlerinden Frey’le istatistik perdesini kapatalım. Fenerbahçe’nin 2.6 milyon Euro vererek satın aldığı Frey’in bugün rakip sahadaki pas isabet oranı %53, Sivasspor’da aynı mevkide oynayan ve bonservissiz alınan Muhammet Demir’in rakip sahada pas isabet oranı %73. Bunların hepsi Cocu’nun hem mental hem teknik anlamda yerini yadırgadığını gösteren rakamlar. Çözüm belli, büyük kulüpler maddi durumları ne olursa olsun büyük teknik direktörlerle çalışır. Büyük teknik direktörler ya büyük oyuncuları getirir veya büyük potansiyeli olan gençleri yıldıza dönüştürür ve onlara liderlik ederler. Yol yakınken Comolli ve yönetim bir araya gelip artık bu kulübün adına yakışan, hedeflerini ve vizyonunu benimseyebilecek, hatta katkıda bulunarak büyütebilecek bir teknik direktörle el sıkışmalılar. Kısacası Ersun Yanal bu vizyon için yeterli değilse ondan ve Cocu’dan çok daha iyisini getirmek de bu yönetimin asli görevidir. Aksi takdirde seneye de 12 yeni oyuncu izliyor olacağız.
Herkese iyi pazarlar dilerim
YORUMLAR