EROL TOKSOY

EROL TOKSOY


Hatalar zinciri prangaya dönüştü

28 Ekim 2018 - 23:44

Fenerbahçe, Ankaragücü’ne sahasında yenilebilir. Son 3 haftada sadece 1 gol atabilen takımdan 1 maçta 3 gol de yiyebilir. Tarihin en komik hakem katliamına uğrayıp, rakibinin çok önce eksik kalması gereken maçta, kendi de kırılma anında eksik kalabilir. Son 4 haftada ligde sadece 1 gol de atabilir. Hepsi futbolun içinde olan şeyler. Ama Fenerbahçe bu kadar çok hatayı üst üste yapabilecek bir camia değildir. Büyük camialar bir iki hatayı kaldırır fazlasında kriz çarpan etkisiyle kaosa dönüşür. Bu sene ligin kaybedildiğini UEFA’da mümkün olan en ileri yere çıkmanın hedeflenmesi gerektiğini geçen yazıda da aktarmıştım ama bu kadar çok hata ile ne lig ne Avrupa’da ilerlemek mümkün değil.

Saha içi hatalar

Önce bu köşenin konseptine uygun olarak saha içi hatalardan başlayalım.

Sezona başlanan ilk 11 ve dizilişin sürekli değişmesi ve bugün itibariyle iki sol bekin beraber oynadığı 3-4-1-2’ye dönmek Cocu’nun sadece bugün değil genel anlamda en büyük hatasıydı.

Bu sezonun parlayan yıldızı Elif’i ve son maçta onu ipten alan Frey’i lige dönüş maçında kesmek sahada fiziğini konuşturmaya gelmiş olan Ankaragücü karşısında yapılacak en fahiş hataydı. Meraklısına Ersin Sezer(@ ErsinnSezer) kardeşimiz Ankaragücü analizinde orta sahası sertliğe ve fizik gücüne dayanan oyun anlayışını çok net anlatmış lütfen okuyun.

Bugünün 3. hatası Oğuz Kaan’ı takıma monte etmek için hem Benzia hem Ayew hem Jailson’un yerlerinin aynı anda değiştirilmesiydi. Doğal olarak 4 oyuncu birden normalden az katkı verdi.

Son olarak belli ki geçen yıldan kalma teknik ekibin verileriyle kızağa çekilen ve sezonu kulübede geçiren Valbuena’nın kurtarıcı olarak oyuna sokulması Cocu’nun hataları içinde bence durumu en net ortaya koyanıydı. Cocu kesinlikle hala ne rakipleri ne oyuncularını ne ülke iklimini tanıyamamış ve tanımak için de yeterli çaba sarf etmiyor. Bu da hatalar zincirini artık bir prangaya dönüştürdü. Takım her seviyede her rakibe puan veya puanlar kaybetme riskiyle maça başlıyor. Benzer sezonlar daha önce de yaşandı ama kimseye bu kadar sabır gösterilmedi.

Yönetimsel hatalar

Normalde saha dışına pek aklım ermez ama yol yakınken, testi kırılmadan gördüğüm bazı gerçekleri yeni yönetime aktarmakta fayda var. Dün divan kurulundaki konuşmaları dinledim. Sayın Başkan 100 konudan bahsettiyse 95’inde mutabıkız. Hatta; böyle payeleri erken vermeyi sevmem ama başkanın üslubu ve vizyonundan etkilendiğim için ben onun yönetiminde 3 sene boyunca yaşanacak sportif başarısızlığa, sırf kulübün finansal geleceği kurtulsun ve bahsettiği devrim gerçekleşsin diye de razıyım. Ama başkan ve yönetiminin hatalarını da gördüğüm kadarıyla aktarmayı bir taraftar olarak görev biliyorum.

İlk hata, başkan belli ki kendi yönetimde olmadığı dönemde, Ersun Yanal hakkında birilerinden bilgi almış ve kendi süzgecinden geçirerek bir karara varmış. Bunu o kadar sert dile getirdi ki kendini ve yönetimini çok gereksiz yere, geri dönülmez bir yola soktu. Bence başkan o bilgileri kimden aldıysa bir daha onlara kulak vermesin. Taraftara da kulak vermek zorunda değil ama bu konuyu bir daha düşünse bence iyi olur.

Gördüğüm ikinci hata; söz konusu devrim dönüşüm, eğer gerçekten hedefleniyorsa bu başkanın istediği gibi yumuşak olamazdı. Bu yüzden o eski vizyonun saha içi ve dışı tüm aktörleri hatta ona maruz kalmış yan karakterler de aynı anda gitmeliydi. Başkan ve yönetim belki kişisel ilişkileri, belki de yufka yürekleri yüzünden burada da hata yaptı. Neyse ki hatalarını çabuk fark ettiler ve büyük bölümüyle yolları ayırdılar ama bu sezonun heba olmasına engel olamadılar.

Gelelim üçüncü hataya; sanırım yönetim ve Comolli futbol takımının sürdürülebilir başarısı için bir yol haritası belirlemişler. Bunun da ilk adımı kadroyu gençleştirmekmiş. Bu işi de sahada en iyi yapabilecek aday olarak Cocu’yu belirlemişler. Bence burada en büyük hatayı yapmışlar. Çünkü Cocu daha önce PSV’de veteranlardan oluşan bir takımı alıp, onu 1-2 yılda gençleştirip 3 sene şampiyon olmadı. Tam tersi Cocu nerdeyse 30 yıldır bu geleneğe sahip bir kulüpte o geleneğin devamını sağlayan dişlinin bir çarkı oldu. Malesef Cocu’nun ne karizması ne de karakteri bizimki gibi büyük bir devrimin baş aktörü olacak nitelikte değil. Planlanan ve yapılanlar iyi niyetli olsa da Cocu bu hikayenin sonunda kahraman olamaz.

Herkesin Cumhuriyet Bayramı’nı kutlar iyi tatiller dilerim.

YORUMLAR

  • 0 Yorum