EROL TOKSOY

EROL TOKSOY


Küfürsüz başlasın küfürsüz bitsin

12 Ağustos 2018 - 13:13

Maç analizinden önce herkese Ordinaryus Lefrter’in adına yakışır, kavgasız, gürültüsüz, tartışmasız bir sezon diliyorum.  Fenerbahçe taraftarı uzun süredir beklediği başkanına, Ali Koç’a kavuştuğu için tribünlerin dolu olduğu bir gece yaşadık Kadıköy’de. Dilerim maç öncesi dağıtılan “Fenerbahçe büyüktür, küfür etmez” afişleri önce Şükrü Saraçoğlu’nda daha sonra tüm stadyumlarımızda gerçekleşen yeni bir devrimin habercisi olur.

Fenerbahçe sahaya çıkarken Benfica maçının artçı etkilerini yaşadığını hissettiren bir ilk 11 gördük. Yorgun Valbuena ve forvette bekleneni veremeyen Alper, genç Eljif  ve Dirar bu maçta kenarda beklerken tribünleri heyecanlandıran Barış ve ligde cezası olmayan  Souza ilk 11’e yerleşmişlerdi. Tabi ki doğal forvet Soldado ile birlikte sakatlığı geçen Ayew de ilk resmi maçına çıkma şansını buldu. Bursaspor’da ise transfer sıkıntısını hissettiren bir ilk 11 vardı. Samet Aybaba’nın bu sene işi pek kolay gözükmüyor.

Değişen anlayış ve hücum pres

8. dakikada Ayew’in tek başına sağ kanattan ileri çıkıp hiçbir arkadaşını bulamadan kaptırdığı top Cocu’nun hala temel oyun ilkelerini takımın bütününe yaymak için zamanı olduğunu gösterir nitelikteydi. Fenerbahçe geçen sene yana paslaşan üçgenlerle hücum etmeye alıştığı için bugün Cocu’nun dikine hızlı çıkan ve kanat bindirmeleriyle rakibin dengesini bozmaya çalışan sistemi henüz işlemiyor gibi gözükebilir. Ama uzun vadede lig için bu sistemin çok daha verimli olacağını hep birlikte göreceğimize inanıyorum.

15. dakikada duran toptan yenen gol hala takımın savunma dizilişinin de tam oturmadığını, Cocu’nun belli prensipleri sağlamlaştırmak için işi daha sıkı tutması gerektiğinin göstergesiydi. 7 dakika sonra gelen penaltı golü ise Bursaspor’un ne kadar kırılgan olduğunun ve bu sene inişli çıkışlı bir sezon geçireceğinin altını çizdi. Bu arada Mehmet Topal’a toyca bir penaltı yapan Yusuf bir dakika önce çıkarttığı güzel şutla Bursaspor’u 2-0 öne geçirebilirdi. Türkiye liginde sıkça yaşanan bu tür kırılma anları da uzun vadede kazananı belirleyecek önemde.

2. golün başında genç Barış’ın yaptığı hücum pres ve kazanılan korner ve sonrasında yine presle kazanılan topun iyi paslaşmalarla Souza’ya inmesi de bu sene takımın genel olarak daha kalabalık ve agresif  hücum edeceğini tribünlere müjdeledi. Bu biraz da Cocu’nun karakteriyle ilgili. Genç okurlarımız için özetlemek gerekirse Cocu, Barcelona tarihinde en çok forma giyen ikinci yabancı oyuncu. Birincisi zaten bu gezegenden değil. Bunun sebebi de Cocu’nun merkez orta saha olmasına rağmen kariyeri boyunca hep oyunun iki yönünü de oynamaya çalışan gol atmasa bile gol pası ve hücumu başlatan presi kovalayan tipte bir oyuncu olmasıydı. Bu açıdan özellikle Eljif ve Mehmet Ekici için kendilerine verilen şansları böyle değerlendirmeleri gerekir.

İlk yarı biterken ceza sahası içinde verilen net pozisyon ve hücumda yine verimsiz paslaşmaların gelmesi takımın hala yeni bir kimliğe kavuşamadığının göstergesi nitelikteydi.

Golsüz ama hareketli ikinci yarı

İkinci yarı başlarken Tunay’ın oyuna girmesiyle birlikte Bursaspor’un daha fazla ayağa pas yapan bir oyun anlayışıyla Fenerbahçe kalesine geleceğinin sinyallerini gördük. VAR’la iptal edilen penaltı pozisyonu da  bu anlayışın sonucuydu. İlk 15 dakika içinde Barış’ın isteği ve Souza’nın bindirmeleri Fenerbahçe’yi rakip ceza sahasına soksa da içeride bitirici oyuncu eksikliği yine kendini gösterdi. 65. dakikada gelen Dirar hamlesi Ayew’in patlayıcı gücünü en uçta daha verimli kullanmak adına bir deney olarak görülebilir. Ama uzun vadede Slimani ile Fenerbahçe’nin aradığı forveti bulacağını umuyorum.

Golsüz geçen ikinci devrede maçın son bölümü geçen sezonu hatırlatır düşük bir tempoda sürerken Barış’ın oyundan alınırken alkışlanması ve yerine bir başka genç Eljif’in girmesi takımın bu sene daha genç yaş ortalamasına sahip bir ilk 11 ile oynayacağını gösterdi. Bursaspor’un üst üste yakaladığı pozisyonlar takımın hala fizik ve mental olarak çok hazır olmadığının ve bence en az 3 adet ilk 11 transferine gerek olduğunun kanıtıydı.

Yarınlar için umut ışığı

Cocu oyunu daha çok isteyen rakibe kendini daha kolay kabul ettiren bir Fenerbahçe izletecek bu kesin. Ama Fenerbahçe’nin kadro kalitesi hala ligi domine edecek ve Avrupa’da ses getirecek düzeyde değil. FFP ve kur sarmalını düşünerek Fenerbahçe’nin etkili transfer hamleleri yapması mümkün değil. Burada genç oyunculara ve taraftara büyük görev düşüyor. Bugün Barış iyi oynadı, yarın kötü oynayabilir. Oyuncuları gözümüzde fazla büyütmeden, bazı payeleri erken vermeden, sabırlı ve sürekli destek olmak şart. Oyuncuların da İstanbul magazin dünyasında kaybolmadan önce kendilerini Fenerbahçe’ye ve kariyerlerine adamak konusunda kararlı olmaları gerekiyor. Dolayısıyla sürdürülebilir başarı için hem genç oyuncuların hem taraftarın dengeli bir tutum sergilemesi gerekli. Eksik parçaların genç oyuncular tarafından tamamlanması ancak bu şekilde olur. Yazıyı bitirirken Fenerbahçe formasını hakkıyla terleten ve Türkiye’yi bir kez daha dünya sahnesinde gururlandıran atletimiz Ramil Guliyev’i tebrik etmek isterim. Hepinize iyi pazarlar.

 

 

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum