Düşünelim ki sezona 4 uzun ile başlamışsınız ve akşam parkede hiçbiri olmasın. İşte Fenerbahçe Beko bu durumda Pire’de sahaya çıktı. Sakatlıkları nedeniyle Ahmet Düverioğlu ve Jan Vesely, kadroda düşünülmeyen Joffrey Lauvergne ve sözleşmesinin ardından takımdan ayrılan Vladimir Stimac kadroda bulunmuyordu. Sadece yeni transferimiz Malcolm Thomas uzun rotasyonda bulunuyordu.
Karşılaşmaya Kostas Sloukas, Nando De Colo, Nikola Kalinic, Derrick Williams ve
Malcolm Thomas ile başladı sarı lacivertli temsilcimiz. İlk çeyrek
karşılıklı basketler ile geçilirken Kostas
Sloukas’ın (33 dk. – 14 sayı - 8 asist) İzmir’den Pire’ye yolladığı ve
maçın hareketi seçilen buzzer beater
üçlüğü hafızalara kazındı.
İkinci periyoda ise harika bir başlangıç
yaptık ve üst üste 3'lük atışlar ile farkı açtık. Rakip Olympiakos 8-3’lük bir seri yakalasa da özellikle takımımızın ilk
yarıda bulduğu 10/14'lük bir 3’lük atış
yüzdesi rakibin gardını düşürdü. İlk yarıda Kostas Sloukas’ın oyunun temposunu belirlemesi ve Nando De Colo’nun (26 dk. – 32 sayı – 3
asist) skorer oyunu ile soyunma odasına 40-52
önde girdik.
Sezonun başından beri kabus yaşadığımız 3.
Periyotlarda yine bir süre krize girdi oyunumuz. Olympiakos'un 19-4'lük serisi karşısında yine basit hatalar yaptık.
Böylece ateşli Yunan seyircisini de oyuna dahil etmiş olduk. Bizi krizden
çıkaran ise Fransız yıldız Nando De Colo
oldu yine ve çeyrek 61-74
tamamlandı.
Son periyotta ise oyunu kontrol altında tuttuk. Rakibi oyundan düşüren isim ise maçta bence x-faktör olan Leo Westermann oldu. (14 dk. – 6 sayı – 3 asist).
Rakipte ise Vassilis Spanoulis’in (29 dk. – 14 sayı – 8 asist) tempo ve
oyunu belirleme çabaları yetersiz kaldı. Maçın son dakikalarında ise Nando De Colo sorumluluk alarak Fenerbahçe Beko’nun kontrolü
kaybetmesinin önüne geçti ve kazanan tarafın temsilcimiz olmasını sağladı. (87-96)
Fransız yıldız Fenerbahçe Beko için bulunmaz bir cevher. Hem skor üretiyor hem de
oyun içerisinde kendisinden beklenen liderlik rolünü üstleniyor. Dün takım ne
zaman krize girse takımımızı krizden çıkaran isim Nando De Colo oldu.
Bu arada Malcolm
Thomas’ın gelmesi ile kıpırdanan takımımızda, hücumdaki pas akışkanlığı ile
Derrick Williams’ın atletik
oyunundan yararlanabiliyoruz. Karşılaşmada 2-3 kez bunu izleme şansını
yakaladık. İlerleyen zamanlarda Jan
Vesely’nin sağlam olarak parkede olduğu zamanlarda bu oyunları daha çok
izleyebileceğimizi düşünüyorum.
Ayrıca istatistik olarak gözükmese de maçın
bir diğer yıldızı kesinlikle Gigi Datome
oldu. İtalyan şutör kendisinden beklenen atışlarda hiç tereddüt etmedi ve
rakibi bolca cezalandırdı. Skorer oyununun dışında 4 numara oynadığı savunmada
inanılmaz katkı verdi. 2-3 haftadır yükselen performansını devam ettirerek
sezonun geri kalana umutla bakmamızı sağladı.
Bu takımın seri bulacağına ve kendisini
play-off potasına atacağına inancım sonsuz. Yeter ki sakin olalım ve adım adım
performansımızı yükseltelim. Zaten taraftar olarak umutlar hiçbir zaman ölmedi.
Çünkü Turkish Airlines Euroleauge’de
ikinci yarıdaki tüm zorlu maçları Ataşehir’de oynayacağız. Takım moral ve
performans buldukça rakipler için atmosfer daha can sıkıcı olacaktır. Ancak
takımdaki eksik noktalara acilen takviye yapılması da gerekiyor. Eğer Joffrey Lauvergne konusunda bir gelişme
olup orada pozisyon açılırsa bir uzun takviyesi bekleyebiliriz. Yarım kalan sevdanın devamı için ocak
ayının sonunda Çin’den bir sürpriz ne güzel olur değil mi? Kimi bahsettiğimi
çok iyi biliyorsunuz sadece Koç Obradovic istesin ve ekonomik şartlarımız
oluşsun.
Haftaya İspanya’da rakip Kirolbet Baskonia olacak. Umalım ki kazandıkları Barcelona maçının rehaveti ile bizim karşımıza çıksınlar.
Haydi artık seri bulma zamanı !
YORUMLAR