Merhabalar,
Yeni bir Euroleague macerasına yelken açtığımız sezonda ilk
haftayı son saniyelerine kadar başabaş götürdüğümüz maçta mağlubiyet ile
kapadık.
Maça ve takımın durumuna birazdan değineceğim fakat
öncesinde yeni sezonda bizi Euroleauge’de neler bekliyor biraz buna göz atalım.
·
Takım
sayısı
Şimdiye kadar süregelen takım sayısında Euroleauge yönetimi
geçen sene anons ettiği gibi artışa giderek 18 takımlı bir fikstüre geçti.
Takım sayısındaki artış tüm takımların daha fazla yıpranacağı ve kadro derinliklerinin
öneminin artacağı konularına dikkat çekti.
·
Değişen
Oyun Kuralları
Geçen sezonlarda çeyrek başlangıçları yarı sahadan başlarken
bu sezon itibarı ile çeyrekler takımların dip çizgisinden topu topu oyuna
sokmalarıyla başlayacak. Bu da kolay sayı bulmayı ve yarı sahada oyuna
avantajlı başlamayı engelleyecek.
Maçlar uazatmaya gittiğinde uzatma çeyreği orta dairede
yapılacak hava atışıyla başlayacak.Gerekirse sonraki uzatma çeyreği başlangıcı
da orta dairede yapılacak hava atışıyla başlayacak.
En önemli değişikliklerden biri de paylaşılamayan top
kararlarında oldu. Yine eski sisteme dönülerek daha adaletli olarak hava
atışına gidilecek. Ok yönü kararı böylece kaldırılmış oldu.
NBA’de yaygın olarak kullanılan ve 2019 Dünya Kupası’nda
denenen fakat Türkiye’de hiç kullanılmayan çember altında ki yarım daire kuralı
için hakemler Anlık Tekrar İzleme (IRS) yardımını kenardan alabilecekler.
Peki bu kadar teknik bilgiden ve terimden sonra ilk haftada
Fenerbahçe Beko olarak ne umduk ne bulduk?
Belki de Türkiye Cumhurbaşkanlığı Anadolu Efes malubiyeti
sonrasında Euroleauge’de ilk haftadan karşılaşmayı hiç istemeyeceğimiz bir
düelloya çıkmak zorunda kaldık. Malum takımdaki sakatların durumu, takımın
mevcut form durumu, uyum problemleri, yeni gelenlerin adaptasyon sorunlarıyla
beraber karşımızda kadrosundaki 11 oyuncuyu tutmayı başaran, Llull ve Campazzo
gibi oyun kurucu rotasyonuna bu sene İtalya’dan Nicolas Lapravittola gibi MVP
bir oyuncuyu ekleyen, pota altını Gustovo Ayon yerine Khimki Moskova’dan Jordan
Mickey ile gençleştirip kuvvetlendiren son yılların F4 gediklisi Real Madrid’i
bulduk.
Hem Vesely hem Lauvergne’in olmadığı bir karşılaşmada Ahmet,
Stimac ve Derrick Williams 3 lüsü ile Real Madrid karşılaşmasına başladık. Karşılaşmaya
iyi başlayan taraf Real Madrid oldu. Özellikle savunmada Fenerbahçe Beko’yu
oldukça zorladılar ve 19-4’lük skorla farkı bir ara 15 sayıya kadar
çıkarttılar. Fakat hem Nando De Colo hem de Derrick Willams’ın kişisel oyunları
ile toparlanan takım ilk yarıyı 1 sayı farkla geride tamamladı. (43-42)
Takımızı 3. Çeyreğe de tutuk başladı ve fark yine çift
haneli sayılara çıktı. Son periyoda ise 64-55’lik skor ile girdik. Maçın 37.
Dakikasına kadar karşılıklı basketler ile girildi. (73-73) maçtaki 15 sayılık
farkı kapatan Fenerbahçe Beko maçın son dakikalarında eline geçen şansları
değerlendiremeyince karşılaşmadan 81-77’lik skor ile mağlubiyet ile ayrılmış
oldu.
İlk haftadan bu kadar sert ve hazır bir rakibe karşı oynamak
şanssızlık olarak değerlendirilebilir. Fakat takımdaki eksikleri görmek ve
bunlara erkenden teşhis koyabilmek adına telafisi olan bir karşılaşma olarak da
görülebilir.
Öncelikle sıkıntı pota altında. Vesely ve Lauvergne olmadan
Ahmet ve Stimac ikilisi çok vasat bir rotasyon şansı veriyor Fenerbahçe
Beko’ya. Stimac ne kadar özverili ve ne kadar çalışkan olsa da Euroleauge’in
elit takımlarına karşı yetersiz kalıyor. Hem fiziksel olarak yetersiz kalıyor
hem de mental olarak yoruluyor. Ahmet’e geldiğimizde de geçen sene bıraktığı
yerden devam ediyor. Sakatlıklar sonrasında kendisine gelen şansları ne kadar
değerlendirebiliyor ve koç Obradovic’ten ne kadar yararlanıp oyununu
geliştiriyor burası kocaman bir soru işareti oluyor. Maalesef bugüne kadar
beklentileri 3-4 maç dışında karşılayabilmiş değil. (Real Madrid karşısında 3
dk. Parkede kalabildi) Sağlıklı Vesely - Lauvergne ikilisine Derrick Williams
eklenince ise takımın çehresi değişecektir.
Derrick Williams ise Real Madrid karşısında 40 dk. Parkede
kalarak takım için ne derece önemli bir oyuncu olduğunu ve NBA’ye giden Nicola
Melli’yi aratmıyacağının sinyallerini Verdi. (19 sayı, 2 asist, 10 ribaund ile
20 verimlilik puanı)
Bogdan Bogdanovic sonrasında takımda lider oyuncu bulma
konusunda sıkıntı yaşayan takımda Real Madrid karşısında bu role talip olan bir
Nando De Colo izledik. Maça adeta tek başına el koydu hem oynadı hem oynattı.
Fakat bu koçun istediği bir oyun tarzımıydı yoksa oyuncunun maça isyanımıydı
bilemiyoruz. Fakat biz bu sezon bol bol Nando De Colo resitali izleyeceği gibi
geliyor bana. (22 sayı, 2 asist ve 5 ribaund)
Ve gelelim maçın asıl hayal kırılığına. Herkesin TV
karşısında şahit olduğu gibi oyunda kaldığı 27 dk. Da sadece 5 asist ve 5 sayı
ile oynayan Kostas Sloukas. Hem mental hem fiziksel olarak maçta değildi.
Oyunun sıkıştığı her anda top adeta elinde patladı ve top kayıpları yaşadı.
Westermann, Bobby, Nando ve Kostas 4 lüsü belki de Fenerbahçe Beko’nun en
kuvvetli bölgesi ama Nando De Colo’dan sonra bu pozisyonda en efektif katkıyı
diğer oyuncular yerine Melih’in vermesi koç Obradovic’in çözmesi gereken en
büyük sorunlardan bir tanesi. Kostas ve Bobby’nin mutlak daha fazla sorumluluk
alıp Nando’nun yükünü hafifletmeliler.
Real Madrid takımında ise maçın X faktörü Jeffery Taylor’dı.
Geçen sezon playoffları harika oynayan Taylor, yeni sezona da etkileyici
başladı. Taylor, 8/9 saha içi isabetli atışı ile toplam 19 sayı attı ve maçın
kaderini belirledi. Real’de takımı bu sezon yönetecek kişi ise ilk maçtan belli
oldu. Facundo Campazzo bu sezona damga vuracağını ve Euroleuge’in en iyi oyun
kurucusu olacağının sinyallerini verdi. (Maçı 14 sayı, 8 asist, 4 ribaund ve 24
verimlilik puanı) Bu performans karşısında Sergio Lull’u bolca benchte
görebiliriz.
Fakat bu kadar formsuz oyuncuya ve sakatlıklara rağmen maçı
kazanma noktasına getirmek de takımın ne kadar yüksek potansiyeli olduğunun
göstergesi oldu. Istenen basketbolu izlememiz için maalesef biraz sabır
göstermemiz ve takımı her maçta desteklememiz gerekiyor. Ben sezon sonunda
Köln’de yer alacağımıza yürekten inanıyorum yeterki takımımız sağlıklı olsun.
Fenerbahçe Beko’ya şimdiden bol şans…
YORUMLAR