TURGUT ÇELİK

TURGUT ÇELİK


Cüneyt Çakır'ın çalacağı ya da çalmayacağı düdükler!

27 Eylül 2019 - 18:54 - Güncelleme: 27 Eylül 2019 - 18:56

 Galatasaray mı, yoksa Fenerbahçe mi sonuçta kârlı çıkar?

 

“Kendin pişir, kendin ye” türünden olsun:

 

Yakaladığı fırsatı, fırsatları gole çeviren…

 

Fırsatı ya kendin yaratırsın ya da rakibin sana sunar.

 

Hakemin sonuca etki edecek olması, bunları havada bırakır kuşkusuz.

 

Hele, hakem Cüneyt Çakır, maç da Fenerbahçe ile Galatasaray arasında olunca, işin rengi değişir; bulunan ya da rakibin hatasından kaynaklanan fırsat, tersine çevrilebilir.  Çünkü tersine çevirmekte, içeride kafasına göre maç yönetmekte, kural icat etmekte, Cüneyt Çakır’ın üstüne yoktur.

 

Cüneyt Çakır’ın başta TFF içinde “hami”si çoktur.

 

Cüneyt Çakır, kötü bir maç mı yönetti, bir bakmışsın Avrupa’da…

 

Niye?

 

İyi maç yönettiği algısını güçlendirmek için…

 

Sonuçta, Cüneyt Çakır’ın düdük çaldığı bu derbilerde kârlı çıkanın Galatasaray olduğunu söylemek, bir önyargı değildir. Bu, Fenerbahçeliler açısından, yerleşik kanı olarak karşımıza çıkar, pek de değişmez. Bununla bağıntılı olarak söylersek, Galatasaray ne zaman darda kalsa, Cüneyt Çakır, hemen o maç için bulunmaz kaftan olur.

 

Cüneyt Çakır’ın çalacağı ya da çalmayacağı düdükler, sonucu hep etkiler.

 

Bugüne kadar hep böyle olmuştur.

 

*****

 

Galatasaray, geçen hafta Malatya’da 28 Eylül’deki Fenerbahçe maçını düşündü. 

 

Öyle ki düşünme ki, Malatya’dan alacağı 3 puanın hiçbir önemi yokmuş gibi, “gol silahı”nı dışarıda bıraktı. 

 

Fenerbahçe’yi yenerse alacağı puan 3 puan değil, sanki 6 puan olacak!

 

[Falcao kulübede, oyun yerine  Andone sahada.

İlk onbiri yabancılardan kuran Fatih Terim, üç yerliye (Şener Özbayraklı, Ömer Bayram, Adem Büyük) yer verdi.

Malatyaspor, 89. dakikada eşitliği sağlayınca, kulübeye mahkûm edilen Falcao sahaya sürüldü.)

 

Sonuçta, Malatya’da, gelecek hafta oynanacak Fenerbahçe maçını düşünen Galatasaray, farklı bir kadroyla çıktığı maçta 2 puandan oldu. Kimi oyuncuları dinlendirmek, yarar sağlamadı.

 

Fenerbahçe’ye gelince…

 

Önceki maçlardan farksız sayılacak bir kadro ve dizilişle çıktı sahaya, istediğini elde etti.

 

Özellikle savunma hattı, istenen, beklenen düzeyde değil. Açık vermeler çok. Stoper bolluğu var, verim yok. Yine de, asıl yeri olmasa da, ikinci yarıda sahaya sürülen Jailson, toparlayıcı oluyor. Lig başladığından beri bek olarak görev alan Dirar ile Ozan, sırıtmadan oynuyorlar.

 

Sözün kısası iki takım da daha oturmamış.

 

*****

 

Fenerbahçe - Galatasaray maçlarının puan olarak nasıl sonuçlanacağını tahmin etmek zor. 

 

Maç, Saracoğlu’nda olsa, Galatasaraylılara da sorulsa, Fenerbahçe yenilmez derler.

 

Maç, TT Arena’da olunca, büyük bir olasılıkla neler olur?

 

Gürültü patırdı, hem tribünlerde, hem sahada, hem kulübede… 

 

(Futbolcuların, penaltı kazanmak ya da uygun yerden atış yapmak için kendilerini yere atmaları…. rakibin kart görmesi için hakemi aldatma çabaları… rakibin önemli silahlarını, sözgelimi oynarsa Emre Belözoğlu’nu kışkırtmaya, yıldırmaya, sakatlamaya yönelik “giriş”leri…

Bunlar, birer önyargı değil, geçmiş maçlarda yaşananların gelecek her maça yansıma olasılığı yüksek olan gerçekler. Gerçek, ortam günler öncesinden gerilmişse yinelenir.)

 

Galatasaray’da kulübede gürültü patırtının assolisti ve yedeği bu maçta olmasa da, onlara özenenler olacaktır. 

 

Boşluğu, kulübedeki yedeklerin doldurmasında şaşılacak bir yan olmasa gerek…

 

Maç, maç dışı başlayan “atış”larla öyle duruma geldi ki, buna hakem marifetleri, yani gördüğünü görmeme, olanı ters görme de eklenirse, maçın çığırından çıkacağını söyleyebiliriz.

 

Şu yaygın kanı değişir mi?

 

Sahada Cüneyt Çakır varsa, her şey, Fenerbahçe’nin  aleyhinedir.

 

*****

 

Fenerbahçe - Galatasaray maçlarının havası öbür maçlara benzemez.

 

Bu maç, olaylara gebedir.

 

Bu maçta, MHK Başkanı Zekeriya Alp’in yeni bir numarasına, “hakem faciası”na tanık olma olasılığı yüksektir.

 

Bu maç, “kelle” istemeye/ uçurmaya/ görmeye uygun!

 

Bu maç “kelle” götürebilir!

 

Bu, kimin “kellesi” olur, Allah bilir!

 

Bunlar birer öngörü mü?

 

Oynanmamış maçla ilgili söylenecekler, söyleyiş biçimine göre, birer öngörü, olasılık, önyargı, varsayımdır.

 

Yaşanacakları bilmek Loto’da 6 tutturmak gibidir!

 

*****

 

Sona Doğru…

 

Ne tekmeler, ne kartlar, ne yumruklar havada uçsun!

 

“Kelle” de uçmasın!

 

Ya taraftar?

 

Taraftara ne söylesek boş. Çünkü taraftarın sağı solu belli olmaz. Dün/ bugün alkışladığını bugün/ yarın yerin dibine sokar.

 

Taraftar olmak, öyle kolay değil!

 

Taraftar olan ya da kendini öyle sananlar özverilidir, ama bir an gelir, aklı duygularına  yenik düşer.

 

Fazla söze gerek yok!

 

Cüneyt Çakır’la başladık bir bakıma, onunla bitirelim.

 

Son Söz:

 

Cüneyt Çakır, zayıf bir olasılık da olsa, bakarsınız, Avrupa’da maç yönettiğini sanır!

YORUMLAR

  • 0 Yorum