TURGUT ÇELİK

TURGUT ÇELİK


Perşembe mi önemli, Pazartesi mi?

19 Eylül 2018 - 20:55

Gün ayrımı yapanlar vardır.

Uğursuz sayılan günler de…

İnanış işte!

Dünden gelen inanışlar, zamanla uygulamada genelliğini yitiriyor, sadece “bilgi” olarak kalıyor.

İnanışların ötesine geçelim, günümüz koşullarına göre bakalım:

Pazartesi, çalışanlar için, iş dışı alanlarda bulunmaktan, düşünmekten sonra çekilmez olur. Ama kimileri için de, haftanın ilk günü olması dolayısıyla, bir umuttur.

Her yeni için, yeniye başlamak, yeniyle yola çıkmak için…

Ya Perşembe?

Tatile yaklaşmayla işe başlamanın ortası…

Her şeyin ortasını bulanlar için iyi bir gün olmalı.

*****

Genellemeden sonra, başlıktaki soruyu hangi amaçla sorduğumuza gelelim:

Bu Perşembe Beşiktaş ile Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi’nde ilk maçlarına çıkacaklar.

Fenerbahçe dışarıda/ Hırvatistan ekibi Dinamo Zagreb; Beşiktaş içeride Norveç ekibi Sarpsborg ile karşılaşacak.

Sonra?

Fenerbahçe, Beşiktaş’ı Kadıköy’de ağırlayacak.

Geldik mi, “Perşembe mi önemli, pazartesi mi?” sorusuna…

Fenerbahçeli ne düşünür?

Yıllardır süren “Kadıköy tarifesi”, bir başka deyişle “yenilmezlik unvanı” sürsün…

Beşiktaşlı, özellikle de Şenol Güneş ne düşünür?

Bitsin bu hasret!

Öyle bir hasret ki… Böyle giderse, Şenol Güneş, teknik direktörlüğü süresinde Kadıköy’de galibiyet göremeyecek!

*****

Galatasaray maçları Kadıköy’de hep önemliydi.

Bu, yarın da değişmez!

Beşiktaş, Galatasaray gibi “tedirgin” gelmezdi Kadıköy’e. Ne zaman ki Şenol Güneş’le gelmeye başladı, durum değişti. 

Hele geçen yıl Türkiye Kupası maçında…

“Tiyatro” diye nitelenen o “5 Dikişli Zımba”, Şenol Güneş’le anılır olacak hep!

Fenerbahçe’nin bir yenilgisi, Şenol Güneş’in “özgeçmişi”nde, “kariyer”inde yer alacak bir galibiyet, Nobel Ödülü’nden daha değerli olacaktır!

Ya Fenerbahçe açısından?

Olmamış üzerinde söz söylemek zor! 

*****

Perşembeden gelen bir sevinç/ hüzün, ya da iki sevinç/ hüzün, sahaya tribünlere nasıl yansır?

Pazartesinin havası, içe dönük olduğu için bambaşka olur.

Başkanların, yöneticilerin maç öncesi “tansiyonu” düşürücü sözleri, birbirlerine övgülerini sahadaki/ kulübedekiler, özellikle de tribünler dinler mi?

En zoru da tribünleri ikna etmek!

Bir söz, özeleştiriyi sindiren ve “ben” saplantısından uzak olanlar için,  güzelliklerin yolunu açabilir.

O yol açılmazsa, var olan karşıtlık iyice katmerleşir.

*****

Sona Doğru…

Beşiktaş’ın ya da Fenerbahçe’nin artıları/ eksilerini saymak, bunlara bağlı olarak, maçın nasıl geçeceğini; Cocu’nun, Şenol Güneş’in ne yapacağı üzerine söz söylemeye böyle ortamlarda, bilmem, gerek var mı?

Beklenti, olumsuzluklardan öte durumlara tanıklık etmek… 

Son söz:

“Söz ola kese savaşı 

Söz ola bitire başı

Söz ola ağılı aşı 

Bal ile yağ ede bir söz” (Yunus Emre)

YORUMLAR

  • 0 Yorum