TURGUT ÇELİK

TURGUT ÇELİK


Fenerbahçe - Antalyaspor maçı üzerine fikir jimnastiği

03 Ekim 2019 - 22:54

“… kendi evinde 25-30 dakika baskılı oynayan bir takım var. Bu baskıyı bizim de hissedeceğimizi düşünüyorum. Fenerbahçe, aynı oyununu ve baskısını devam ettirecektir. Ancak biz de iyi hazırlanıyoruz. Moral motivasyon olarak da iyi durumdayız. (…) … her maçı olduğu gibi bu maçı da kazanmak için oynayacağız. (…) Bütün Türkiye’nin izleyeceği bir maç olacağı için oyuncuların motivasyona da ihtiyacı olmayacak.” 

Bu alıntı, Antalyaspor Teknik Direktörü Bülent Korkmaz’ın cuma günü Kadıköy’de oynayacakları maçla ilgili söylediklerinden.

Fenerbahçe maçları; maç öncesi, içi ve sonrası ile renkli geçer hep.

Bütün teknik direktörlerin, buna futbolcular da dahil, Fenerbahçe’ye karşı iyi “motive” oldukları bir gerçek. Onun için maçtan önceki demeçlerinde bir farklılık yok.

Rakip takım yöneticileri için de “sahne alma” maçlarıdır Fenerbahçe maçları; kendini göstermek için ne söyleseler, hele çarpıcı olursa, “flaş haber” olur!

Fenerbahçeli taraftarlar açısından bir başka “farklılık yok” da, Galatasaray kökenli teknik direktörlerin, Fenerbahçe’ye karşı farklı “motive” olmaları…

Yani?

Fenerbahçe’ye karşı “canavar”, Galatasaray’a karşı “kuzu”…

Ya da başlarda “canavar” görüntüsü vererek, bütün “enerjisi”ni tüketmek, sonra “kuzu” olarak devam etmek; en olmadık yerde gevşemek!.

Bu, bir tür “saplantı” mı?

Adına ne denirse densin, bu, puan yitirme varsa işin içinde, pek değişmez!

******

Bülent Korkmaz'dan söz ediyoruz da hani Ersun Yanal?

Ersun Yanal, her Fenerbahçe teknik direktörü ya da futbolcusunun diyeceğini diyor, zaten dememesi, "eşyanın tabiatına aykırı”dır.

(Yabancı futbolcular, gelir gelmez, futbol dünyamızın havasına uyarlar. Sözgelimi, geçen sezon gelen İslam Slimani, taraftarın hoşuna giden şu cümleyi söylemişti: “Şampiyon olursak taraftarlarımızla birlikte Sultanahmet ‘e gitmek ve orada şükür namazı kılmak istiyorum.” 

Sonrası? İslam Slimani yok oldu!)

Her iki teknik direktör de, olması gerekeni der:

“Bu maçı alacağız.”

Ama “Şampiyon olacağız!” demeyen Fenerbahçe'de olamaz:

Bülent Korkmaz bunu diyebilir mi?

Diyemez, işte, Ersun Yanal'la Bülent Korkmaz'ın farkı!

İkisinin yeri değişsin, söylemler birinden ötekine geçer.

Demek ki, kişiyi / teknik direktör ya da futbolcuyu konuşturan, kendi gücü değil, bulunduğu yerden aldığı güçtür!

*****

Sakatlar, sakatlar. sakatlar…

Fenerbahçe’de sahada olanlardan çok, sahada olmayanlar konuşuluyor.

“Kim?” demeye gerek yok, herkes konuşuyor. Sahada olmayanlara, yani futbolculara gelince, her şeyin düzeleceği söylenir/ beklenirken, olanların başına “okunmuş” misali hiçbir şey gelmeyeceği sanılıyor!

Artık, olmayanların değil, sakat olmayanlardan nasıl verim alınacağı konuşulmalı; teknik direktörün kafasını buna yorması gerekir. 

Ama görüyoruz ki, sakatlara sığınmak, günü kurtarmak oluyor.

Bir bakıma kendi ömrünü uzatmak, kendine yönelik eleştirilerin ertelenmesini sağlamak…

Fenerbahçe’de sahada olanlardan Emre Belözoğlu ile  Gustavo ikilisinin uyum içinde olduğu görülüyor ve bu, umut veriyor.

Ozan ile Jailson, birer joker.

Yarın öbür gün, sahada bir aksilik olursa, bunlardan birini kalede görmek de bir ihtimal!

Antalyaspor’un sakatları iyileşmezse, onların yerine gelenler, olanlar, kendilerini göstermek için oynarlar. Çünkü Fenerbahçe’ye karşı oynamak, “milli olmak" gibi…

*****

Sona doğru…

Fenerbahçe’nin hem sahada hem saha dışında rakipleri çok!

Bu, bir önyargı değil, yaşananlardan çıkarılanlar.

Fenerbahçe’nin, fikstüre bağlayanların söylediklerine göre, zorlu maçları geride kaldı. 

Buna inanan bir teknik direktör, futbolcular, “tuzak”a düşmüş demektir. 

Her maç zoruludur; ancak zorla/ kolayca, “tesadüfen" kazanılan maç/lar vardır.

Rakibi küçümsemeye, son düdük çalana kadar işi hafife almaya gelmez.

Atalarımız, boşuna, “Ummadığın taş baş yarar” dememiş.

Son söz:

Fenerbahçe, kuşkusuz başta Ersun Yanal, her maçın final havası taşıdığını unutmamalı; yoksa “kaçırılmış fırsat/lar” için kullanılan “yandı gülüm ketenhelvası” deyişi, sadece geniz yakmaz!


YORUMLAR

  • 0 Yorum