TURGUT ÇELİK

TURGUT ÇELİK


Fenerbahçe taraftarı, başkalarının "Velinimet"i olamaz!

28 Ağustos 2017 - 14:55

Seyirci, futbol takımını ayakta tutar, yaşatır.

Seyircisiz maçların tadı tuzu yoktur. Görsellik, şöyle ya da böyle bir ses olmayınca, futbolcu da bundan tat almaz.

O zaman?

Seyirci/ taraftar, “müşteri” gibi, velinimet mi oluyor?

(Eskiden, özellikle Anadolu’da dükkânlarda, bir levha göze çarpar/dı:

Müşteri velinimettir!”

Dükkânın görünür bir yerinde de başka bir levha:

“Satılan mal, geri alınmaz!”

Demek ki, “mal”, satılana kadarmış!. )

******

Konumuz Fenerbahçe ve taraftarı olduğuna göre:

Fenerbahçe içinde yer alanlardan kimileri, bilinçli ya da bilinçsiz, “velinimet” olma yolunda “emin adımlar”la yürüyor! Kendi futbolcusunu ıslıklayan, futbolcusuyla dalga geçen, sonuçta rakibe, hakemlere, ekranda “penceresi” olanlara hizmet eder. Yani, onlar için “kadrolu velinimet”tir.

Kimi taraftarın, ölçüsüz tepkilerini, futbolcusunu protesto ederek takımının havasını bozmasına bakarak, “öyle” denebilir. Ama buna “doğru denebilir” demek, temel bir yanlıştır. Çünkü gerçek taraftar, zor günde  takımının yanında olur; yoksa, iyi günde, gerçek dost olmayanlar da “kutlama kuyruğu”na katılır.

Taraftar, ısınma sırasında ve maç içinde kendi futbolcusunu ıslıklayacağına, futbolcusuyla dalga geçeceğine, “enerjisi”ni rakibe ve hakemlere boşaltsa, daha akıllıca olmaz mı?

(Taraftar, beğenmediği, verimsiz olduğuna inandığı futbolcuyu alkışlamak, tribüne çağırmak yerine, alkışlamaz/ tribüne çağırmaz olur biter. Yani “sessiz protesto”…)

*****

Taraftar, üzülür, sevinir; yarı memnundur bazen.  

Çoğu taraftar da, yaşına başına bakmaz, çocuklaşır.

Olumsuzlukları fırsata çevirmek isteyen taraftar, “yorumcu”, “duayen” denen aynı “kafa”dakilerin arkasına sığınarak, birlikte ahkâm keserler.  Ahkâm keserler, çünkü amaç, eleştirel bir yaklaşımla eksik gediği ortaya koymak, içinde olanın göremediğini göstermek değil, “kargaşa” yaratmaktır. 

Lafı nereye getirmek istediğimizi daha kestirmeden söyleyelim; bu, bütün takım tarafları için de geçerlidir:

Kendi futbolcusunu “renk aşkı”na ıslıklayan/ yuhalayanları, gerçek taraftardan saymak mümkün değildir. Öylelerinin davranışlarında bir tutarlılık görmekle, her an farklı bir tavır takınmaya hazır “kimliksiz”ler olarak görmek de, aynı kapıya çıkar.

Taraftar akıllı ve uyanık olmalıdır.

(Dün İgor Todor’a hakaret edenlerin, bugün Aykut Kocaman’a, Fenerbahçe’nin iyiliğini isteyen dünyada “tek kendileri” kalmış havasıyla hakaret etmelerinde şaşılacak bir yan yok. Yarın, herhangi bir olumsuzlukta Şenol Güneş’e de aynı üslupla sesleneceklerdir. Çünkü onların her olumsuz yaklaşımları da “flaş yorum” olarak sunuluyor. Böyle olunca da, onlar, “doğru yol”da olduklarına inanıyorlar!)

Eleştirel yaklaşıma sonuna kadar evet; ama her hakaret, içlerindeki ezikliği doyuma dönüştürmektir.

Taraftar/ seyirici, kendi takımıyla ya da rakiple ilgili olsun, söyleyenin geçmişine, o geçmişte neler söylediğine bir bakmalı.

*****

Fenerbahçe, Ankara’dan üç puanla dönüyor; ama nasıl?

Sayısal dengesizliğin kendisinden yana olmasına karşın, 3 puana zor ulaşılması…

Fenerbahçe’nin ilk golü Gençlerbirliği’nden Halil İbrahim Pehlivan’ın kafasından; ikinci gol, “kebapçı”ya diye dalga geçilen Ozan Tufan’dan geldi. 

Evet, Fenerbahçe, tat vermedi ama, zor da olsa kazandı.

Bir başka zor olan da, Fenerbahçe’nin Ozan’ın golüyle 2-1 öne geçince, zaten ikinci yarıya 10 kişi başlayan rakibin, son 1o dakikada da 9 kişi kalmasına karşın, skoru koruma kaygısıyla Gençlerbirliği’nin akın yapmasına fırsat vermesiydi.

Fenerbahçe, öne geçtikten sonra geriledi. 

Sonuçta 3 puan alınması önemliydi.

Bir başka önemli olan da, dolduruşa geldiklerini varsaydıklarımızın, Aykut Kocaman’ın, hakaret düzeyindeki “laf”lara söylediklerine kulak vermeleri, uyanmaları gerektiği:

“Art niyetliler, yorumculuğun dışına taşanlar, kötü niyetle davranmaya devam etsinler. Herkes kendi layığını yapar. Yanılacaklar, ama yanılacakları günlere kadar birçok insanı hırpalamaya, kendi aşağılık durumlarına çekmeye devam edecekler.”

Aykut Kocaman, Vardar hezimetinden sonra, konuşacak bir şey olmadığını, soru almayacağını söyledi, hemen yüklendiler:

“Niye konuşmuyorsun?”

Konuştu işte!

(Hakemleri unuttuğumuz sanılmasın. Bu TFF, MHK böyle kaldıkça, kimi hakemler de birilerinin “velinimeti” olacaklardır.)

Son söz!

Futbolcusunu ıslıklayan, onlarla dalga geçen, gerçek taraftar değil, rakipler ve hakemler için birer “velinimet”tir.

YORUMLAR

  • 2 Yorum
  • FENER Bahçe
    6 yıl önce
    FENERBAHÇE yazmaktan ACİZ MAHLUK , taraftar kimliğine bürünüp önce yönetimi eleştirir sonra futbolcu ıslıklar..sorsan sigara parasını babasının cebinden çalar. ama yönetime verecek aklı vardır..deyyusun.
  • Ahmet güzelyıldız
    6 yıl önce
    Neyapsın fb taraftarı sülük gibi yapışmış bir yönetim babalarının malı gibi fb nin paralarını yıllardır harcıyorlar ne bir başarıları var ne bir taraftara saygıları .nasıl kendini ifade edicek trübünlerimi yaksın .